buz X ve X lolipop

869 72 270
                                    

Hello hunterlar🤺 bu bölümü erkenden atacağımı söylemiştim ama okul, dersler falan derken bi türlü vaktim olmadı. Bir de üşendim yazmaya o da var. İyice Togashi'ye benzedim Neyse bu yüzden telafi olarak uzun bir bölüm yazdım🤟

 İyice Togashi'ye benzedim Neyse bu yüzden telafi olarak uzun bir bölüm yazdım🤟

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


°•°•°•°•°•

Karanlık odada telefonun parlak ışığı genç çocuğun yüzüne vururken Killua, ağrıyan gözlerini sertçe ovdu. Bir yandan arkadaşının attığı mesajı okuyordu. Yazdığı şeye sırıtırken aşağıdan gelen tiz sese bıkkınca üfledi. Annesi yine bir şeyde hata bulmuş olmalı ki cırtlak sesiyle hizmetçilere bağırıyordu. Yine... Gerçi artık alışmıştı bu duruma, onun için rutindi. Akşam 11'den beri Gon ile konuşuyordu. Biriyle mesajlaşmanın bu kadar eğlenceli olduğunu bilmiyordu. Tabii Gon'un yanında olmasını tercih ederdi ama bu da güzeldi. Attığı garip stickerlar kesinlikle çok komikti. İlk başta ne yazacaklarını ikiside bilmediği için konuşma; "nasılsın", "iyiyim sen?", "ben de iyiyim" diye başlamıştı. Saatin ilerlemesiyle ikiside birbirlerine daha açık olmuş, rahatlamışlardı.

"Kill! Figürlerimi sen mi kırdın?"

Odaya Zoldyck ailesinin ikinci çocuğu Milluki, kapıyı gürültüyle açarak girmişti. Kendisi figürlere ve video oyunlarına takık iri cüsseli bir otakuydu. Tabii o bunu büyük bir inatla reddediyordu. Büyük ellerinde pembe saçlı, normalin dışında büyük göğüslere sahip olan bir kız karakter vardı ve sol bacağı tamamen kopmuştu. Ne güzel manzara ama.

"Ben kırmadım."

Ellerini geriye yaslayarak bacak bacağa attı genç çocuk. Karanlık odayı koridordan gelen loş ışık aydınlatıyordu şu an. Killua, ne kadar karanlıktan korksada kendi evinde mutlaka tüm ışıklar belli bir saatten sonra kapanmalıydı. Aptal annesinin aptal kurallarından biriydi işte. Ne de olsa Zoldyck ailesi için "karanlıktan korkma" fikri çok saçma ve komikti. En azından diğerlerine göre. Abisi ise kendinden küçük olan bu çocuğun alaycıl tavrına dişlerini sıkarken, çekik gözleri sinirden kısılmış tamamen yok olmuş gibi duruyordu. Siyah saçları alnına dökülürken giydiği pembe gömlek vücuduna yapışmış, bir düğmesi çoktan kopmuştu. Killua, Milluki'ye her zaman şu aptal gömlekleri çöpe atmasını söylerdi ama abisi küfür ederek ona bağırırdı. Tam bir sürtük.

"Buna inanmamı bekleme! Kesin sen yaptın! Ya hemen itiraf edersin ya da anneme söylerim!"

Ve işte karşınızda anne yalakası Milluki. Her şeyi Kikyo'ya koşarak yetiştiren bir köpekten farksızdı. Bekçi köpeği Mike'den bir farkı yoktu.

"Kime şikayet edeceksen et ve odamdan siktir git. Ayrıca bil diye söylüyorum ben yapsam bacağını kırmazdım."

Büyük çocuk kısılan mavi gözlere ve dudağında şeytani bir sırıtmaya sahip olan kardeşine irkilerek bakarken, beyaz saçlı çocuk sözlerinin devamını gösterir gibi eliyle boynunu keser gibi yaparak göz kırptı.

BAKA/[killugon]«Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin