arkadaş X olalım

1.1K 96 207
                                    

"Haftaya kompozisyonlarınızı getirmeyi unutmayın."

"Tamam hocam!"

Chrollo, koyu gri çantası ve romanını alarak sakin adımlarla sınıftan çıktı. Birkaç kız arkasından fısıldayarak bugün de çok yakışıklı olduğunu hakkında konuşuyordu. Chrollo'nun hemen ardından Killua aceleci adımlarla çıktı. Gon yanına gelmeden buradan gitmek istemişti ki zaten Gon onun çıktığını bile görememişti. Çünkü zil çaldığında çoğu kişi yeni gelen çocuğun etrafına toplanmıştı. Gon, bir anda çevresinin kalabalık olmasıyla ilk ne yapacağını bilemedi. En başından planı Killua ile konuşup arkadaş olmaktı. Sınıfta gözlerini gezdirdiğinde onu hiçbir yerde göremedi.

"Adın Gon'du değil mi? Nereden geldin?"

Gon, ona soru soran kişiye dikkatini verdiğinde kızıl saçlara sahip, esmer bir çocuk olduğunu fark etti. Çocuğa samimi bir şekilde gülümsedi. " Whale adasından geldim." Çevresindeki herkes ona garip ve şaşkın bakışlarla bakınca istemsizce güldü. Sanırım kimse adasını bilmiyordu. Gerçi çokta şaşırmamıştı bu duruma.

"Bayağı uzak bir yerde. O yüzden bilmemeniz normal. Hatta bilseydiniz daha garip olurdu."

Herkes ardından ona sorular sorarken Gon, hepsini dostça cevapladı. İlk baştaki gerginliğinden eser kalmamıştı. Şimdi daha rahat ve sakindi. Yorknew'e ilk geldiği zaman buranın adasından tamamen farklı olduğunu fark etmişti. İnsanlar daha fazlaydı. Ayrıca adasının temiz havası, güzel yeşillikleri ve hayvanları burada yoktu. Birkaç kere kedi görmüştü o kadar. Gördüğü bu farklılıklar yüzünden, insanlarında kendisinden farklı olacağı fikrine kapılmıştı. Sınıfa son bir ümitle gözünü yeniden gezdirdiğinde aradığı beyaz kafayı yine bulamamıştı.

"Peki, Killua ile önceden tanışıyor musun?"

"Arkadaş mısınız?"

Aniden yöneltilen soruyla Gon, şaşkınlıkla kaşlarını kaldırdı. Soruyu soran iki çocuğa karşı bakarken onlara arkadaşız demeyi istedi ama Killua'nın haberi olmadan kendisi hakkında karar vermeyi de istemedi. Ne de olsa daha bugün tanışmışlardı. Bu yüzden işin doğrusunu anlatmayı seçti. Geri kalan herkeste vereceği cevabı bekliyordu. Sanırım o bayağı popüler diye düşündü.

"Onunla önceden öylesine bir tanışmışlığımız var sadece. Ayrıca arkadaş falan değiliz."

"Oh, anladım."

"Aman zaten olma. Kaba veledin teki. Hep dersleri falan asıyor."

"Aynen. Konuşurken yüzümüze bile bakmıyor. Sanırsın Elizabeth."

"Eski okulunda zorba olduğunu söyleyenler var zaten."

Üç kız, Killua hakkında konuşurken Gon sinirlenmeden edemedi. Sırıtarak diğer üç kızla konuşmaya dahil olan çocuğa boş bakışlar attı. Birileri hakkında doğru-yanlış olsun arkasından konuşmayı sevmezdi. Mito-san, her zaman birini tanımak istiyorsan onu başkalarının ağzından değil, kendisinden dinlemesini söylerdi. Ayrıca Gon, onun böyle biri olmadığını düşünüyordu nedense.

"Birinin arkasından konuşmakta zorbalık olmuyor mu?"

Herkes Gon'a şaşkın bakışlar atarken o üç kız ayrı olarak şaşırmıştı. Zushi ve birkaç kişi de Gon'u desteklercesine ona katılırken, üçü bir şeyler geveleyip sıradan ayrıldı. Diğer uzun boylu çocukta Gon'a sinir olmuş bir ifadeyle bakıp yanındaki arkadaşını alıp sınıftan çıktı. Ortamdaki gergin sessizlik tenefüsün bittiğini gösteren zilin çalmasıyla son buldu. Zilin çalmasıyla herkes sanki hiçbir şey olmamış gibi birbirleriyle konuşmaya devam ettiler. Bir süre sonra da öğretmenler zili çalmıştı. Sınıf şimdi dolmaya başlarken Gon, ara sıra kapıya bakarak Killua'nın gelmesini bekledi. Acaba derse gelmeyecek miydi? Önündeki kızın ona bir şey demesiyle dikkati anında dağıldı. Arkadaşlarıyla konuşurken bir çocuğun hoca geliyor demesiyle herkes hızla yerine geçti. Gon'da derin bir nefes aldı. Sonunda etrafındaki kalabalık gitmişti. Birkaç kişi dışında genel olarak onları sevmişti ama habire bir soru sorup durmaları yüzünden bunalmadan edememişti. Kendini petshopta satılan hayvanlar gibi hissetmişti.

BAKA/[killugon]«Where stories live. Discover now