54🕯 "Ben bir uyduyum"

Start from the beginning
                                    

İçimden sökülen duygularım gözlerimden yaş olarak ayrılırken hala kendimde değildim. Yarı uyanık yarı baygın hislerimi bitirmeye çalışırken ilacın etkisi yeniden kendisini gösterdi ve gözlerim yavaşça kapanırken ellerim Haris'in ellerine gidiyor. Yavaşça belimden uzaklaştırırken yeniden kendimden geçiyorum.

Benden sonra Haris açtı gözlerini. O da bir süre yüzüme baktıktan sonra yavaşça benden uzaklaştı. Neler yaptığını görebiliyorum ama bir türlü ayılamıyorum. Açmak için zorladığım gözlerim istemsizce kapanırken kesik kesik hareketlerini izliyorum.

Başını sıkıca tutuyor, ağrıyor olmalı. Sonra bana bakıyor. Dudaklarını tutuyor, eliyle alnını tutuyor. Sanki yanlış bir şey yapmış gibi. Bana bakıyor. Dizlerini karnına çekiyor, hala kendinde değil başını dik tutamıyor. Gözlerini kapatıyor ve olduğu yere yeniden uzanıyor. Şimdi aramızda bir metre kadar uzaklık var. Olması gerektiği gibi.

Davanın zaman aşımına uğramasına son üç saat

Gözlerimi açtığımda Haris kapıyı yumrukluyordu.

"Açın şu kapıyı! Ne yaparsanız yapın asla adaletten kaçamazsınız."

Hemen yerimden kalkıp doğruldum ve ben de onun yanına gittim.

"İyi misin?"

"Evet."

Cevabını aldıktan sonra yeniden vurmaya başladı. Fakat ne kadar sert vurursak vuralım asla karşılık gelmiyordu. Haris telaşla saatine baktı.

"Son bir saat. Son bir saat kaldı kahretsin."

"Bundan sonra asla yakalamayız onları," dedim umutsuzca.

"Bir saat bir saattir. Şayet yardıma gelirlerse yakalayabiliriz."

Haris ümitli konuşuyordu ama ben hiç öyle düşünmüyordum. Bitmişti bence. Boş odanın içinde öylece dolanırken köşedeki kolileri gördüm. Haris parmaklıklı olan camlara vururken ben kolileri açmaya başladım. İçinden bir sürü şekerleme, peluş oyuncak, plastik eldiven, çamaşır suyu, paketleri ve gazeteler çıktı. Oturduğum yerde gazeteleri okumaya başladım.

"Millet vekili Cem Sardun'un oğlu Hakan Sardun'un dün gece geç saatlerde kendi evinde cesedi bulundu. Cesedin ayaklarının alüminyum folyoya sarılması cinayetin neden bu şekilde işlendiği konusunda tereddüde düşürürken polis harekete geçti."

"Burada bir şeyler var. Gelsene bi."

Haris tam da cama tekme atmak üzereydi. Çağırmamla dizini indirip bana doğru geldi. Benim gibi yere oturup sonra da bağdaş kurdu. Uzattığım gazeteden sonra diğerlerini okudu ve "Ayakların alüminyum folyo ile sarılması mı? Daha önce böyle bir saçmalık duymamıştım," dedi.

"Neden bu haberleri saklıyorlar ki?"

Soruma yanıtı gecikmedi.

"Cinayeti işleyen katillerin, işi bitikten sonra olay yerine gitme ve maktul hala orada mı diye görme huyları vardır. Kendilerince işledikleri cinayete adapte olurlar."

"Vekilin oğlunu bu adamın oğlu öldürdü mü diyorsun yani?"

"Çok açık değil mi?" diye sordu bana bakarak. "Gazeteler burada çünkü, öldürdüğünden kesin emin oluyor. Ayrıca cinayet mahallerine de düzenli olarak gittiğine eminim. Kaldı ki arşiv bilgilerinin olmadığı söyleniyor. Bir polis için bu bilgileri yok etmek zor olmasa gerek."

PROFESYONEL  [F•]Where stories live. Discover now