26• the end of all good things

15 5 167
                                    

Kızlarla mutfakta ağlama seansımız bitince tekrar salona döndük. Son gecemiz olduğu için sahilde yürüyüş yapmaya karar vermiştik. Dışarıdan daha yeni geldiğim için tekrardan üzerimi değiştirme gereğinde bulunmadım.

Kızlar hazırlanıyorken etrafı toplamaya başladım. Kun'da hazırlanmış yanıma gelmişti. Bana etrafı toplamak için yardım ediyordu. Masanın oradaki süslere gelince geri çekilip balonlarla ışıklarla süslenmiş duvara tekrar baktım.

-Bunları çıkartmayacağım. Bir dahaki gelişime kadar dursun. Gördükçe mutlu olurum. Ne dersin?

Yanıma gelip sarılmış birlikte duvara bakıyorduk.

Bakışlarımın arasına giren kolyeyi hiç beklemiyordum. arkamı dönüp Kun'a bakmaya başladım.

-Bunu da kabul edersen ve çıkarmazsan şuanki mutluluğum kadar olmasa da mutlu olacağım.

-Ama Kun-

-Biliyorum hediye kabul etmiyorsun. Alırsak da bireysel olarak değil hepimizin bir hediye almasını istiyorsun. Bu seferlik kabul etsen? Kaç yıllık arkadaşız ve sana kendi seçtiğim bir hediye alamadım. Lütfen Byeol?

Israrcı bakışlarına hayır demek imkansızdı zaten. Olur anlamında kafamı sallayınca yüz ifadesi küçük bir çocuğun heyecanlı ve mutlu haline bürünmüştü. Kolyenin ucundaki küçük yıldızlara bakıp gülümsedim.

-Rica etsem takar mısın?

Hemen takmak istemem onu daha da mutlu etmişti. Saçlarımı toplayıp kolyeyi boynuma takmasına izin verdim. Önumü dönüp yanağına kocaman bir öpücük bıraktım.

-Teşekkür ederim. Her şey için.

-Ayrıca süsleri toplama konusuna gelirsek görünce yine sürpriz pasta beklemezsen yani güzel olur.  Mark'ın kısmını da toplayalım istersen. Ha bir de annen yerdeki konfetileri bir dahaki yaza burada görürse pek mutlu olmaz.

-O kadar haklı bir noktaya değindin ki anlatamam. Annemin vereceği tepkiyi taklit etmek isterdim ama iyi bir evlat olup bunu yapmayacağım.

Dediğime gülüp süpürgeyi almaya gittim. Etrafı süpürdükten sonra herkesin hazır olmasıyla dışarıda yürüyüşe çıktık.

Yazlığın yakınındaki sahilde bizim yaşlarımızdaki gençlerin yaktığı küçük ateşin başına biz de oturduk. İki kız gitarlarıyla istek parça alıp çalıyor ve söylüyorlardı. Sesleri gerçekten çok güzeldi. Kimisi eşlik ediyor kimisi dans ediyordu.

Onlarla birlikte oturup bizde şarkılara eşlik ettik. Gitar çalanlar yorulunca hep birlikte sohbet ettik. Müzik kısmı bittiği için kalabalık biraz dağılmıştı.

Mark'la Kun yanımızdan biraz daha uzağa oturmuşlar ikisi de Mark'ın telefonuna bakıp bir şeyler konuşuyorlardı. Aklıma Jaemin'le gittiğimiz yerde ikisini görüşüm gelmişti. Yine bin bir türlü soru kafama doluşuyorken merakımı bastırmaya çalıştım. Ga-eul'un dediği gibi umursamayacaktım. Çok güzel bir tatil geçiriyordum ve yine güzel anılar biriktirmek istiyordum.

-Sizin de istediğiniz bir şarkı varsa söyleyin bilmiyorsak bile internetten bakıp çalmaya çalışırız.

Kızlardan birinin sorusuyla hepimiz birbirimize bakmaya başlamıştık. Ga-eul etrafa bakıp çantasını eline alıp bir şeyler aramaya başladı.

-Kusura bakmayın ben de bunu sormanızı bekliyordum. Bir dakika şunu bulursam. Heh buldum.

Çantasından çıkarttığı küçük defteri çıkartıp içinden de katlanmış bir kağıt daha çıkartmıştı.

LimitlessWhere stories live. Discover now