XIV | Yağmurlar Gibi Aniden Bastırdı Hüzünler

Start from the beginning
                                    

"Sayende." Dönüp bana baktığında dudaklarında buruk bir tebessüm vardı. Bense oldukça öfkeli bakıyordum ona. "Söyle," dedim sertçe. "Dün akşam, neye dayanarak söyledin o sözleri? Parayı Mahir babamın aldığını kastettin ama..."

Sözlerim, bakışlarımın kadrajına ansızın giren Baran'la ve Reha Kara'nın suratında patlayan yumruğuyla ağzıma tıkıldı. Dudaklarımdan kuvvetli bir çığlık koptu o an. Şaşkınlık hissi her zerreme yayıldı. Baran nereden çıkmıştı hiçbir fikrim yoktu. Ve neden bu kadar hoyrat bir tepki vermişti, anlamak zordu.

"Dur!" diye bağırdım ama beni duyduğu ve durduğu yoktu.

Tek bir yumrukla yere devirdiği Reha Kara'nın üstüne ecel gibi çökmüştü, nefes almasına fırsat tanımadan art arda vuruyordu. Üstelik anlam veremediğim kadar güçlü ve sertti yumrukları. Profesyonel bir dövüşçü gibi davranıyordu.

"Baran!" diye bağırdım çığlık çığlığa. "Dur! Dur, Allah aşkına!"

Reha Kara bu kadar gafil avlanmamış olsaydı nasıl bir karşılık verirdi bilmiyordum ama şu an kendini savunamayacak kadar kapana kısılmıştı. Ben de çıkışsızdım. Tek yaptığım şaşkınca bakmak ve Baran'ın durması için avazım yettiğince bağırmaktı.

Birileri gelmişti. Bu acımasız manzarayı gören ve çığlıklarımı duyan birileri. Baran'ı güçlükle, Reha'nın üzerinden kaldırmışlardı fakat onu zapt etmeyi beceremiyorlardı. Reha avuçlarını yere bastırarak hızla toparlanmış ve sol tarafa dönüp kan tükürmüştü. Peş peşe öksürüyor ve nefes almaya çalışıyordu.

Hızla yanına diz çöktüğümde emin olmak için "İyi misin?" diye sordum endişeyle. Kim suratına peş peşe, sert bir şekilde yediği sayısız yumruktan sonra iyi olabilirdi ki? Öldüresiye vurmuştu Baran, gözü hiçbir şeyi görmemişti.

"Açelya! Sakın!" diye bağırdı Baran korkunç bir hiddetle. "Yaklaşma o herifin yanına!"

Reha kafasını kaldırıp yüzüme baktı, ağzı burnu kan içindeydi ve bakışları alev alevdi. Sorumu es geçerek hızla ayağa kalktı ve Baran'ı zapt eden adamları fırsat bilerek ona atıldı, yediği yumrukların acısını çıkarmak ister gibi Baran'a sert bir yumruk attı.

Birileri daha gelmişti ve bu sefer tuttukları Reha'ydı. Aklımı kaybetmeme çok az kalmıştı.

"Öldüreceğim lan seni! Yaz bunu bir kenara!"

Bu ses, bu öfke ve bu tehdit kokan sözler Baran'a aitti. Onu tutan üç adama rağmen her an ellerinden kurtulacakmış ve Reha'ya yeniden saldıracakmış gibi duruyordu. Kelimenin tam anlamıyla, delirmişti.

"Görüşeceğiz!" Reha da aynı şekilde karşılık vermişti Baran'a. "Bunu senin yanına bırakanın ecdadını siksinler!"

"Ben senin ecdadını sikeceğim lan zaten!" diye kükredi Baran. "Bekle sen, bekle!"

Avuç içlerimi kulaklarıma kapattım, iğrenç küfürler havada uçuşuyordu. Ne yaptığım, neden yaptığım ve neye sebep olduğum konusunda hiçbir fikrim yoktu ama iyi bir şey yapmadığım ortadaydı. Böyle olmaması gerekiyordu. Ama olmuştu ve suçlu bendim.

Reha Kara birileri tarafından uzaklaştırılmış, görüş alanımdan çıkmış ve kaybolmuştu. Aynı saniyeler içinde Baran kolumdan sertçe tutmuş ve hiçbir şey söylemeden beni sürüklemeye başlamıştı.

Her şey çok ani gelişiyordu ve ben anlam vermekte güçlük çekiyordum. Eğer kötü bir kabus görüyorsam, hemen şimdi uyanmak istiyordum. Küçük bir çocukken, kazara bile canımı acıtmayan Baran şimdi acıtıyordu. Tuttuğu yer kopacak gibiydi.

EMANET AŞK (KİTAP) Where stories live. Discover now