40 | what is your problem?

3.9K 426 385
                                    

j e o n g i n

"hyunjin telefonuna bir sürü arama ve mesaj gelmiş. Şifren neydi?" hyunjin'in telefonunun ısrarla titremesiyle elime almıştım. Bir sürü arama ve mesaj gözüküyordu ve şahsen fazlaca merak etmiştim. Şifresini hatırlayamadığım için telefonu açamamıştım.

hyunjin aceleyle aşağı inmiş ve telefonu benden almıştı. Kaşlarımı çatmıştım, "sakin ol. Yemedik telefonunu." önce yutkunmuştu, "hayır şey sen bir sürü arama ve mesaj gelmiş deyince önemli bir şey vardır diye böyle davrandım."

gözlerimi devirmiştim, "neyse ne yapıyorsan yap." jeonjin'i kucaklamış ve mamasını yemesi için tekrar yere bırakmıştım. Hyunjine baktığımda sert bakışlarıyla telefonunda bir şeylerle uğraşıyordu. Doğrusu ne işler çevirdiğini çok merak ediyordum. Bir kere daha hayal kırıklığına uğramak istemiyordum.

bakışlarımı ondan çekmemin sebebi çalan kapı ziliydi. Yerimden ayrılmış kapıyı açmıştım. Karşımda boynunu sanki bir saklamak istercesine atkısını saran seungmin hyung vardı. "merhaba jeongin. Hyunjin evde mi?" onaylarcasına başımı sallamıştım. "evet hyung gel içeri."

içeri geçmesi için kenara çekilmiştim. Aceleyle içeri girmişti. Kapıyı kapatıp yanlarına doğru ilerledim. "hyunjin mümkünse başını telefondan kaldır. Seungmin hyung geldi." benim iğneleyici ses tonumla hyunjin kendine gelmiş ve telefonu bir kenara bırakmıştı. "seungmin, hoşgeldin."

"hiç hoşbulmadım." demişti seungmin hyung. Bir şey olduğu hâlinden belliydi zaten. "hyunjin çok kötü bir şey oldu." şaşkınca ona bakıyorduk. Seungmin hyung koltuğa oturmuş ve derin bir nefes verip boynundaki atkıyı çıkarmıştı.

boynu mosmordu.

şaşkınca ona bakıyorduk. Hyunjin'in aklına ne geldiyse aniden yerinde doğrulmuştu, "chan mı yaptı?" chan hyung'un ismini duymamla daha da şaşırmıştım.

"ben..sarhoştum hiçbir şey hatırlamıyorum. Uyandığımda yanımda yatıyordu onun evindeydik ve ikimizinde üst kısmı çıplaktı. Aniden kaçtım evden." telaşla anlatmıştı her şeyi.

"chan her şeyi biliyor seungmin." hyunjin çekine çekine söylemişti bunu. Seungmin hyung ona dehşetle bakmıştı, "ne demek her şeyi biliyor?"

"bir ara takılmak için bara gitmişsiniz. Orda itiraf etmişsin işte sonra parka beni buluşmak için çağırdı. Ben de her şeyi söylemek zorunda kaldım."

"başından beri olanları, onu sevdiğimi anlattın mı yani?"

"sen söylemişsin zaten ne yapmamı bekliyordunki?"

"bir saniye..." konuşmalarını bölmüştüm. "sen ve chan hyung'un arasında bir şeyler geçti ve sen ondan hoşlanıyor musun? doğru mu anladım?" aklımdan tek geçen kişi jisoo noonaydı. Kavga etsekte o benim noonamdı ve bu olanları bilse kendini nasıl hissederdi tahmin bile edemiyordum.

"jisoo ve chan'ı ayıracak hiçbir şey yapmadım jeongin. Aşkımı her zaman içimde tuttum ve onların mutlu olması için elimden geleni yaptım." seungmin hyung kendini kanıtlamak istercesine konuşmuştu. "hyung seni tanıyorum ve öyle bir şey yapacağını düşünmüyorum zaten. Sadece şaşırdım."

kapının bir kez daha çalmasıyle tekrar yerimden ayrılıp kapıyı açmıştım ve bu sefer karşımda telaşlı bir chan hyung vardı.

seungmin hyung burdayken gelmesi kesinlikle iyi değildi. "merhaba jeongin. Hyunjinle konuşmam gerek." benim konuşmama izin vermeden içeri dalmıştı. Kapıyı kapatıp peşinden giderken artık çok geçti.

Childhood Friends | hyuninWhere stories live. Discover now