27 | show your tattoo now

5K 570 393
                                    

o gece bana yöneltilen soruyu cevaplayamamıştım. Bunu yapmak istememiş, gitmek istediğimi söylemiştim sonrasında ise momoyla beni karavana bırakıp gitmişlerdi.


şimdi ise saat sabah 10'u gösterirken karavanın önünde jeonjinle ilgileniyordu, "uslu bir köpeksin jeonjin.." dediğimden sonra jeonjin kucağımdan inmiş ve bir yere doğru hızlıca koşmuştu.

ardından baktığımda birinin yanına geldiğini fark ettim, siyah giyimli adama. O yine burdaydı ve jeonjin sanki onu tanıyormuş gibi hızlıca yanına koşmuştu.

"sen seri katiller gibi her yerden çıkacak mısın ya?" demiş ve eğiliğ jeonjin'i kucağıma almıştım, siyahlara bürünmüş adam ise cebinden kağıt çıkarıp bana vermişti. 'benimle bir yere gelmen gerekiyor.'

"dostum bak öldüreceksen şimdiden haber ver." dememle tekrar kıkırtısını duymuştum. Kağıda bir şeyler daha yazmış ve yine bana göstermişti. 'seni öldürmeyeceğim sadece köpeğini al ve benimle gel.'

"momo içerde onu bırakamam." demiştim, o ise tekrar kağıda bir şey yazmıştı. 'endişelenme haberi var hadi oyalanma gidelim.' bu yabancıyı neden dinlediğimi bilmiyordum, konuşmuyordu. Onun tipini/karakterini bilmiyordum fakat tek bildiğim şu an arabasıyla beni götürmesine izin verdiğimde

belki beni öldürebilirdi, işime gelirdi aslında veya bambaşka şeyler de yapabilirdi ama ben bir yabancıyla gidecek kadar salaktım şu an. Beni nereye götürüyor bilmiyordum, kucağımda jeonjinle ilgileniyordum henüz onu bulalı kısa bir zaman olsa bile onu çok benimsemiştim.

kış ayındaydık ve dışarısı soğuktu, gerçekten soğuktu hatta ellerim ve yüzümün kızardığını anlayabiliyordum, "jeonjin üşüyor musun oğlum?" tamam şu an kendimi sanki bir çocuğa babalık yapıyormuş gibi hissettiğim söylenebilirdi ama onu gerçekten benimsiyordum.

montumun fermuarını açıp jeonjinin hafifçe oraya girmesini sağladım, "böyle daha iyi."

siyah görünümlü adam konuşmayınca gerçekten kendimi deli gibi hissediyordum çünkü koca arabada bir tek benim sesim duyuluyordu ve bu gerçekten biraz garipti.

araba durduğunda bana elleriyle inmem için işaret etmişti ve ben onu bir kez daha dinlemiştim. Beni getirdiği yere bakınca büyük bir bahçeydi. Piknik alanı gibi bir şey fakat havalar soğuk olduğu için çok fazla kişinin olduğu söylemezdi, "beni buraya getirmendeki amacı öğrenebilir miyim."

bana beklememi işaret etmiş ve tahminimce arabadan bir şey almaya gitmişti. Onu beklerken jeonjini sevmeye devam ediyordum, "oğlum eğer ölürsem kaç kurtar kendini burdan."

kısa bir süre sonra siyahlı adam geri gelmişti ve bu sefer elinde bir uçurtma ve top vardı, "uçurtma ve topla mı öldüreceksin?" ve bir kıkırtı daha.

"bak konuşman gerek çünkü seninle böyle iletişime geçemiyorum." işte bu cümleden sonra işler biraz değişmişti, telefonumu almış, telefonunu vermiş şimdi ise mesajlaşarak anlaşmaya çalışıyorduk.

doğruyu söylemek gerekirse baya eğlenmiştim. Kısa bir süre de olsa yaşadıklarımı unutmuş normal bir insan gibi hissetmiştim, beraber uçurtma uçurmuş, jeonjinle top oynamıştık ve hepsi bu siyahlı adam sayesindeydi.

yorgunluktan çimlere oturmuş bu soğuk hava da derin derin nefesler almaya başlamıştım. Siyah görünümlü adam yanıma çömelmiş ve saçlarımı okmamıştı, "bak dostum bana yürüyorsan şimdiden söyleyeyim kalbim kimseyi istemiyor."

bir şey yapmamış sadece saçlarımı okşamaya devam etmişti. Ben de bir şey söylememiş gözlerimi kapatmıştım, dokunuşları o kadar tanıdıktı ki 6 ay önce yaşadığım huzursuzluğun şu anlık yok olduğunu hissediyordum.

kapattığım gözlerimi araladığımda yanıma uzanmıştı. Bu adam çok garipti ama beni kendisine çekiyordu sebepsizce. Jeonjin'in üzerime atlamasıyla hafifçe yerimden doğrulmuş köpeğimi sevmeye başlamıştım.

o ise hâlâ yatıyordu, yattığı için pantolunu biraz yukarı çıkmış, ayak bileğindeki dövme belli olmuştu.

bu dövme...jeonjini sevmeyi bırakmış yarım gözüken dövmeyi incelemiştim. Hiç umursamadan pantolonunu çekmiş ve dövmeyi tamamen görmüştüm. Kilitli bir kalp dövmesiydi.Bu dövmenin anahtar kısmı da bende vardı. O ise hemen geri çekilmişti fakat artık çok geçti

"dövmen..." diyebilmiştim kısık çıkan sesimle ayağa kalkmıştım hemen ardımdan o da kalkmıştı, "çıkar maskeni, çıkar gözlüklerini!"

hiçbir şey yapmamıştı, "sensin değil mi? hyunjin...sensin." sinirle şapkasını ve gözlüklerini çıkarmıştım ve sonuç tam da tahmin ettiğim gibiydi, "sikeyim...sen, sensin."

bir şey demeden maskesini çıkartmış ve benimle göz teması kurmuştu, "merhaba..jeongin."

"anlamayacağımı mı sandın? bu dövmeleri beraber yaptırdık gerizekalı! tanrım sen...sen 6 ay sonra bile benimle oynuyor musun?" demiştim sesimi yükselterek. Hyunjin derin bir nefes vermiş ve bana bir adım bana yaklaşmıştı, "jeongin bak ben.."

"kes sesini, açıklama isteyen yok. Dövmeni görmeseydim beni ayakta uyutmaya devam edecektin. Ne sanıyordumki? yabancı herifin bu kılığa girip beni buralara kadar getirmesinden anlamalıydım zaten!" konuşmasına izin vermeden söylemem gerekenleri söylemiştim.

"hayır sadece.." sözünü tekrar kesmiştim, "ne zaman döndün? ne zamandır peşimdesin?" bu sefer sesim sakin çıkmıştı. Yutkunmuş ve bana, "1- 2 hafta olmuştu geleli sadece karşına çıkmaya korkuyordum ve sonra bir gün yanına geldim.." demişti

"hangi gün?" diyebilmiştim merakla, hyunjin bir nefes daha verdi, "yejiden zorla kaldığın yeri öğrenmiştim. Geldiğimde içmiş ağlıyordun, söylediklerini duydum. Fotoğrafımızı yaktığını gördüm. Seni öyle görünce cesaret edemedim.."

dudaklarımı birbirine bastırdım ve etrafıma baktım gözüme jeonjin ilişti..."jeonjin, jeonjin senin köpeğin mi?" dememle başını 'evet' anlamında sallamıştı. "geri dönecekken yanlışlıkla ses çıkardım, beni fark edecek gibi oldun ben de yanına jeonjini gönderdim en azından sana iyi gelir diye düşündüm."

kafamı salladım..."peki, eserinle gurur duydun mu? beni o halde görünce, dediklerimi duyunca egon kendini iyi hissedebildi mi?"

ellerini yanaklarıma götürdü, "jeongin, ben gidince daha iyi olursun sandım. Böyle olmanı istemedim." demesiyle kendimi ondan geri çektim, "dokunma bana! korkaksın hyunjin, geri döndüğünde bile karşıma çıkamayacak kadar korkaksın."

yerde bizi izleyen jeonjini kucaklamıştım, "sakın arkamdan gelmeyi deneme." son sözlerimi söyleyip elimden geldiğince ordan uzaklaşmıştım.

geri gelmişti. Koskoca 6 ay sonra burdaydı, dediklerimi duymuştu. Berbat hâlime tanıklık etmişti, arabada olanlar...hastane her şeyi biliyordu.

değişmediği tek özelliği korkaklığıydı.

□□□

jeongin ve hyunjin'in dövmeleri

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

jeongin ve hyunjin'in dövmeleri

Childhood Friends | hyuninWhere stories live. Discover now