The Concert

2.6K 268 863
                                    

Double update yaptım

- -

Louis gelen iki müşterinin siparişlerini onların masalarına bırakarak, güler yüzüyle "Afiyet olsun," deyip oradan uzaklaştı.

Tezgâhın arkasından mutfağa geçip tepsiyi bıraktı ve mutfaktan çıktığında içeriye siyahlar içerisinde giren sevgilisini fark ederek, tuttuğu nefesi ve ısınmaya başlayan yanaklarıyla yanağının iç kısmını ısırdı. Saçlarını açık bırakması sebebiyle rüzgârda uçuşan yapraklar gibi arkaya savruluyor, kendisini gördüğü için hafifçe yukarı kıvrılmış olan dolgun dudakları keskin bakışlarıyla bir uyum içinde çok çekici görünüyordu. Kalbi ise çoktan hızlanmış, uzun adımlarla kendisine doğru gelen genç adamın gözlerine hapsolmuş gibi gözlerine bakakalmıştı.

Yanına vardığında Louis, "Hoş geldin," diyebildi zorlukla. Harry ise onu belinden yakaladı ve eğilip, ince dudaklara minik bir öpücük bıraktı. Ama bu minik öpücük bile Louis'nin zaten hızlı olan kalbini iyice hızlandırmayı başardı.

"Nasılsın?" Boştaki eliyle onun perçemini sola yatırırken, gözleri ilgiyle yüzünde dolanıyordu yorgun olup olmadığını ölçmek istercesine.

"İyiyim." Gülümsedi. "Yarın için heyecanlı mısın?"

"Heyecanlıydım, ama seni görünce rahatladım."

Bu cevap Louis'yi daha da mutlu etmişti, çünkü Harry'nin gözlerindeki samimi bakış ve tebessüm bile bu cevaptan daha değerliydi. Onu iyi hissettirdiğini bilmek, her nazik davrandığında olduğu gibi Louis'yi iyi hissettiriyordu.

"Buraya geldiysen müsait zamanın olduğunu düşünerek seni kral masamıza davet ediyorum!"

Harry istemeden gülüp, "Kral masası?" diye sordu.

"Hı-hım, kral masası. Küçük palmiye ağacımızın yanına koyduk. Çok tatlı ve sıcak bir köşe. Her gelen orada fotoğraf çekiniyor." Harry'nin elini tutup peşinde sürükledi ve dediği köşeye oturttu. Kare ahşap ve küçük bir masa, karşılıklı konmuş siyah demirden iki sandalye vardı.

"Senin işin hemen biter mi? Azıcık vakit geçirmek istiyorum seninle."

Tam bu sırada kapı açıldı. Üç müşteri girdi ve soğuğu sımsıcak ortama yayarak ardından kapıyı kapattı. "Gelen müşterilerle ilgileneyim, sonra yanına geleceğim."

Harry, neredeyse kulağına değen minik ağacın sivri yaprağına üfleyip Louis'nin gülmesine neden oldu. "Sen gelene kadar bu bebekle karşılıklı fotosentez yaparız o halde."

"Ha-ha, şakacı şey," diye takılarak, Harry'nin sırıtışıyla oradan ayrıldı ve müşterilerin yanına ilerledi. Onlarla ilgilenirken veya etrafta koştururken Harry ondan gözlerini alamıyordu. Her baktığında, her izlediğinde de kalbinde bir sevgi coşkusu meydana çıkıyordu.

Sonunda işi bittiğinde, sandalyeyi onun yanına çekerek oturdu. Ama Harry bundan da memnun değildi. Sandalyesini iyice ona yaklaştırıp dizlerinin ve bacaklarının birbirine değmesine neden oldu. Louis dirseklerini masaya yasladığı için kollarını hiç kaldırmadan Louis'nin ellerini tuttu ve dudaklarına götürerek, kokusunu içine çeke çeke öptü. Baş parmakları da elleri üstünü okşuyor, ara sıra yanağını onlara yaslıyordu. Kolay değildi, bir haftadır görüşemiyorlardı Harry'nin provaları sebebiyle. Ayrıca Harry, onunla olmanın nasıl bir şey olduğunu tattığından, bir kedi gibi Louis'ye sokulmayı çok seviyordu.

True Love Or Not | Larry ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin