Zorro and Kitty

2.9K 280 1K
                                    

Double update yaptımm

-

Louis yerleri süpürürken Harry'den bir cevap alamadığı için hayal kırıklığına uğradığını itiraf edebilirdi. Fakat partide olduğunu ve müsait bir zamanda dönüt yapacağını düşünerek motivasyonunu yüksek tutmaya çalıştı.

Dört gün önceki kulüp fiyaskosundan sonra hiçbir iletişimleri olmamıştı. Bunun sebebinin Harry'nin kendisinden uzak durmak istemesi olduğunu öğrenmesi ise onu çok kırmıştı. Ama birbirlerini karşılıklı olarak seviyorlardı, bu da bir nebze olsun üzüntüsünü örtbas ediyordu.

Bayan Howard, Louis'yi çalışırken görünce, "Aferin evlat, en sevdiğim çalışanım sensin," dedi. Bunu her çalışanına söylediğini bildiği için Louis de kıkırdadı.

"Teşekkür ederim Bayan Howard."

"Sen bugün çok tatlı oldun ya, yanaklarını sıkmak istiyorum!"

Louis patronunu çok severdi. Yanına doğru gitti ve gülen suratıyla yanaklarını ona uzattı. Bayan Howard çikolata rengi parmaklarını yanaklarına koyup acıtmayacak şekilde sıkarken ikisi de kahkaha atıyordu.

"Minik kedi mi oldun sen!" diye şakıdı ellerini çekmeden önce.

"Gerçekten olmuş muyum?" Louis ellerini yanlara açıp bir tur döndüğünde patronu tiz bir aww sesi çıkardı.

Başında siyah kürklü, pembe içliği olan bir kedi kulaklı taç vardı. Burnunun ucunu ve dışa doğru uzanan kısmının altını siyaha boyamıştı. Yanaklarına doğru üç çizgili kedi bıyığı çizmişti. Boynunda tel kadar ince bir kolye, köprücük kemiklerini tamamen açıkta bırakmış ve el parmaklarına kadar uzanan siyah dar bir penye giymişti. Dolayısıyla ince beli tamamen açığa çıkmıştı. Siyah kotu ve beline bağladığı siyah önlüğü ise duruyordu.

"Sabahtan beri gözüm sende kaldı, oğlum başkasını sevmeseydi tanışmanızı isterdim!"

Louis kahkaha atarak, "Teşekkür ederim, efendim," dedi.

"Sende var mı birileri, hm?" diyerek kıstığı gözlerle ona bakınca, Louis'nin dudaklarında utangaç bir tebessüm belirdi ama konuşmaktan da çekinmediğini hissetti.

"Birinden çok hoşlanıyorum, Bayan Howard. Ve- Şey, evet, öyle."

"Şu panomuza senin hakkında not asan çocuk kesin," diye bir çıkarımda bulununca, Louis'nin şaşkınca açılan gözlerine kahkaha attı. "Ne sandın, asarken mutfak camından görmüştüm. Deli çocuk, ne zaman gelse sen ona bakmadığında seni izliyordu zaten."

Kalbi birdenbire hızlanırken kaşları yavaşça havalanmış, şaşkın bir tonda, "Oh..." diyebilmişti. Bayan Howard bile kendisinden önce mi anlamıştı her şeyi? Vay canına...

"Ben gideyim de işini aksatmayayım, kolay gelsin canım," diyerek ofisine girdi, Louis'yi hayalperest tebessümü ve Harry'yi düşleyen zihniyle ardında bırakırken.

İşine döndü. Bayan Howard'ın Coldplay'den Something Just Like This adlı bir şarkıyı açtığını duyduğunda kendini gülerken buldu. Hem Coldplay'i hem de bu şarkısını severdi, ama anlamı daha bir farklıydı ve Bayan Howard da buna gönderme yapıyordu:

Eski kitapları okuyorum.
Efsaneleri ve mitleri.
Akhilleus ve altınları,
Herkül ve yetenekleri,
Spiderman'in hisleri,
Ve Batman'in yumrukları.
Açıkçası kendimi bu listede bulamıyorum.

Sonra kapı açıldı. Oraya döndüğünde Harry'yi nefes nefese, tamamen siyahlar içerisinde kapıda durur vaziyette buldu. Boynundan bağladığı siyah pelerini arkasından sarkıyordu. Fötr şapkası başında, yalnızca gözlerini kapatan maskesi ise saldığı saçları altından bağlanmıştı. Dövmelerini gösterebildiği ve dirseklerine kadar kıvırdığı gömleği, siyah chelsea botları ve siyah kotu üzerindeyken Louis'ye bakıyordu.

True Love Or Not | Larry ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin