12} Older Files

80 9 3
                                    

El dışarı çıkmıştı, bir yere gidecekti ama nereye gideceğini bilmiyordu- karışık bir durum. İç güdüleriyle hareket ediyordu denilebilir.

İçinde açıklayamadığı bir his vardı. Aslında bir çok şey hissediyordu o sırada.

Hiç kendisi gibi davranmıyordu, o da bunun farkındaydı. Hayır, bu yeni arkadaşlarıyla ilgili olamazdı, onlardan önce başlamıştı.

Belki de Kaptan'a söylemeliydi ama pek de emin olamıyordu. Son zamanlarda her Kaptan'a yaklaştığında anlam veremediği şeyler görüyordu ve rüyalarında kendisini sonsuz bir hastanede birisine yetişmeye çalışırken buluyordu.

Kafasında çok soru vardı ama hiçbirinin cevabını bulamıyordu. Kaptan'a söylemeyi gerçekten istemiyordu ama bu bir seçenek değildi, o her şeyi çoktan biliyordu zaten.

Sonunda başını kaldırdı, nereye geldiğini fark edince elleri titredi.
Hopper'ın evinin önünü karlar kaplamıştı. Camlar tozlanmış ve el değmemiş kar yüzünden çatının bir kısmı neredeyse çökmüştü.

Kız bir süre öylece eve baktı, sonra acele etmeden yaklaşıp evin kapısını açmaya çalıştı.
Islak karın ve dondurucu rüzgarın ellerini yakmasına aldırış etmeden karı olabildiğince çekip kapıyı hafifçe açtı.

Aralıktan içeri girer girmez ciğerleri havadaki tozla doldu.
İçerisi çok soğuk ve cansızdı ama insana izleniyormuş gibi bir his veriyordu. İlerlerken zeminden çıkan sesler yüzünden yere her bastığında irkiliyordu.

Bütün odalara birer birer girdi, ağlamamak için kendini zor tuttu. Hopper'ın hala dağınık, toplanmayı bekleyen odasına girdiğinde birden çok duygulanmıştı.

Odanın içinde turladı, başka bir dünyada geziyormuş gibi geliyordu ona.

Odanın en köşesinde durup her tarafa şöyle bir baktı, her şeyi aklında tutmak istiyordu, buna zorunluymuş gibi hissediyordu kendisini.

Ama gözüne bir şey takıldı. Daha önce orada olmayan bir aralık, belki de o fark etmemişti ama şu ana kadar varlığını bilmiyor olması ona biraz tuhaf geldi. Daha önce burada bulunmuştu ama bu aralığı yeni görüyordu ki aralık pek de küçük değildi.

Aralığın yanına yaklaşınca parkeden çıkan sesten bile zeminin sağlam olmadığı anlaşılıyordu. Bir adım daha attığında tahta çöktü ve diğer tarafı havaya kalktı. Eleven parkenin bir kısmını daha parmak uçları kanayana kadar söküp aralıktan geçebileceği kadar yer açtı.

Muhtemelen bir mühendislik hatası olan çok dar bir yerde buldu kendini, iki kişi zorlarsa yan yana girebilirdi. İçerisi gerçekten çok karanlıktı, biraz sağa gidince yaklaşık olarak bacaklarının boyunda bir cisime çarptı ve yere bir şey düştüğünü işaret eden tok bir ses çıktı.

Kız elleriyle yeri aradı ve sonunda düşen şeyi bulmayı başardı. Biraz kavrayınca bunun bir el feneri olduğunu anladı ve ışığı açmaya çalıştı. Birkaç kere yukarı aşağı sallayınca sonunda fenerden zayıf ve titrek bir ışık çıktı.

Dönüp etrafını çevreleyen cisimler yığınına baktı. Görünüşe göre Hopper bu küçük hatayı kullanmaktan çekinmemişti. Tozlu kutular ve artık üstündeki resim görünmeyen fotoğraflar her yerdeydi.

Duvara sarışın ve yüzü pek yabancı gelmeyen küçük bir kızın fotoğrafı yapıştırılmıştı. El fotoğrafı alıp üstündeki toz tabakasını silkeledi, daha önce hiç görmediği birisinin ona tanıdık gelmesine bir anlam veremedi ve bunun hakkında sonra daha detaylı düşünmek için cebine koydu.

Eline gelen ilk kutuyu açtı.
İçinde çoğunlukla tomarla dosya ve makalelerden oluşuyordu, geri kalanı da fotoğraflar. Ama dosyalardaki harfler ve fotoğraflar ne olduğu belli olmayacak kadar silikti.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jul 07, 2022 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

demons || stranger things [düzenleniyr]Where stories live. Discover now