18. Bölüm

1.5K 223 100
                                    

Herkese selam!! Birkaç haftadır bölüm atamıyordum memleketime döndüm ve müsait rahat bir ortam bulmak çok zor... Elimden geldiğinde bölümü yazıp yayımlamaya karar verdim. 

Umarım beğeneceğiniz bir bölüm, oy vermeyi ve bir tanecik yorum yapmayı unutmazsanız sevinirim!!

İyi Okumalar!!

Buluşmaya karar vermek, normalde yaptığımdan çok daha ani ve beklenmedik bir gelişmeydi, hayatımdaki en spontane kararlardan biriydi. Ama Umut kadar ben de farkındaydım ki buna, en az onun kadar benim de ihtiyacım vardı. Umut, annemin ölümünden beri içinde olduğum karanlığı yok eden tek şeydi ve onunla yüz yüze geçirdiğim vakit, mesajlaşarak geçirdiğimden çok ama çok daha önemliydi.

Tıpkı o şarkıdaki söz gibi hissettiriyordu bana. Siyahımın yerine gelen mavilik, oydu. Adını taşıyan insanlardandı; Umut, umudumdu. Bu yüzden kendimi, onun kendini en iyi hissetmesini sağlamakla yükümlü sayıyordum. O bana iyi hissettiriyorsa ben de aynını onun için yapmalıydım.

On dakika sonra evinin önünde olmam gerekiyordu, otobüsümün on beş dakika süreceğini hesaplayarak evden beş dakika kadar geç çıktım ve otobüse bindiğimde telefonuma gelen mesajla irkildim.

10.43

Umut: bekleteceksen oynamayalım.

Kerem: Gözünü açıp kapatıncaya kadar oradayım

Umut: gözümü kapattığımda da buradasın ki

Böyle bir iltifattan sonra ne diyeceğimi tabii ki bilmiyordum, ama bir şey demek zorunda da hissettiğim tabii ki bir gerçekti. İçimden bir ses, bütün kozlarımı ve iltifatlarımı onun karşısındayken kullanmam gerektiğini söylüyordu ve ben de o sesi dinlemekte ısrarcıydım. Onun gözlerinin içine bakarak ettiğim her laf, olması gerektiğinden katbekat daha değerli gibi geliyordu. Ama işin gerçeği şuydu ki ona ettiğim hiçbir iltifat, onun hak ettiği kadar büyük olamıyordu.

Otobüsüm durduğunda, durağın Umut'un evinin hemen arkasında olduğunu anladım. Aslında buraları o kadar da iyi tanıdığım söylenemezdi. Umut evinin camından bana bakıyor olmasaydı doğru yerde indiğimden bile emin olamazdım.

Onu gördüğümde gülümseyip el salladım. El sallamanın yapılacak en doğru şey olmadığını düşünerek geri indirdim ve evin ön tarafına doğru yürümeye başladım. Ben varasıya o çoktan evden çıkmış, kaldırımda beni bekliyordu. Annesi de hemen yanındaydı, nereye gideceğimizden emin olmak isteyerek bana bakıyordu. Yüzünde büyük bir ciddiyetle gözlerimin içine bakarak "Oğlumu kaçırmayacaksın, değil mi?" diye sordu.

Şaşkın bir şekilde bir ona, bir Umut'a bakarken ikisi de aynı anda gülmeye başladı. Umut, annesini dürterek "İki dakika ciddi kalamıyorsun," dedi. Annesi gülmeye devam ederken de bakışlarını bana çeviren Umut, "Ee? Anneme ne diye tanıtacaksın kendini?" diye sordu.

Açıkçası bunu düşünmemiştim. Umut'un annesiyle bir arkadaş gibi yakın olduğunu görebiliyordum ama onun, Umut'un eşcinsel olduğunu bilip bilmediği hakkında bir fikre sahip değildim ve bu da ona ne söylersem söyleyeyim elimde patlayacakmış gibi hissediyordum. "Arkadaşıyım," dedim gülümseyerek.

"Tüh," deyiverdi kadın. "O dangalaktan sonra senin gibi bir erkek arkadaşı var diye sevinecektim ben de."

"Utandırmasana beni," diye karşı çıktı Umut yine gülümseyerek. "Daha belli bir şey bile yok."

Neyden güç aldığımı bilmiyordum, şimdi sorsanız yine bilmiyorum derdim, ama yürek yiyerek "Aslında var," deyiverdim. "Ben Umut'a açıldım da onun bir şey demesini bekliyorum."

Son Defa - Texting // boyxboy [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin