SİYAHA BOYANMIŞ GÖKYÜZÜ

43 15 0
                                    

Merhaba votka ailem. Yine ben geldim:) bu ikinci bölümüm. İnşallah zevk alıyorsunuzdur, bunu çok isterim. Fazla açıklama yapmak istemiyorum, güzel güzel okuyun emi:)

Söylesene, rüzgar mıdır beraberinde götürüp hayalleri çalan?
Yoksa sen misin hepsini olanaksız kılan?

Hoş, ne fark eder ki, her şekilde akıtan ben oluyorum gözyaşlarını. Dilim susuyor, konuşamıyorum, çiçek açamıyorum, gitgide huysuz bir yazara dönüşüyorum.

Sen ne tür bir hırsızsın, kalbimin yumuşaklığını bile çaldın benden. Yasalarda geçmeyen bir suçlu olduğuna kanaat getirdim yeterince.

Kim bilir, sevdiğine kavuşamayan, kendini bir dağ evine kapatmış yaşlı ve huysuz bir yazar olurum ilerde. Sayende (!)

Huysuzluk benim işim değildir inan ki. Yumuşak ve samimi biriyimdir özümde. Ne işim olur kalp kırmayla. Ve sen ki bunu kendine meslek edinmiş sevdiğim, bunu tekrarlama olur mu?

Uğultular gelmekte kulağıma. Belki sevinç, belki hüzün, belki de boğazımı düğümleyecek bir söz. Ama dinliyorum.

Güneş vurmakta gözlerime. Belki ışık, belki karanlık, belki de ufkumu karartacak bir sen. Ama bakıyorum.

Rüzgar uçurmakta saçlarımı. Belki hırçın, belki uysal, belki de beni alıp götürecek bir hayal. Ama hissediyorum…

Hepimiz istemeden de olsa rüzgara bile kanıyoruz. Onun bir gün sevdiğimizi getireceği düşüncesine kapılmak çocukca da olsa kapılmaktan kendimizi alıkoyamıyoruz.

Lakin bir gün büyüyeceğiz ve tüm bunlar bir ukde bile kalmayacak yüreklerimizde. Ne acı…

Yüreğine kadar hissedilen bir duygunun, bir rüzgara bile umutlanan yüreğin gün gelip bir düş olacağını fark etmek ne acı…

Sen de bir gün fark edeceksin. Geride kalmışlar yakacak içini, yaşanmışlıklar kurutacak boğazını, boş yere akıttığın gözyaşların hesap soracak senden, pişman olacaksın düşürdüğün her damla yaş için. Pişman olacaksın.

İçin son bir kez yanacak. Ve tüm bunlar sana pişmanlık olarak yetecek. Bana da yetiyor ziyadesiyle.

Ama hala bunun bir düş olduğunun farkına varamadım, belki de acıdan bu olgun sözlerim ama bunun ilerde bir düş olacağını bile bile kabullenmek istemiyorum işte.

Derviş diyor aşıksın, annem diyor unutmuşsun, bir ben bir şey diyemiyorum.

Ölmekle yaşamak arasında, gitmekle kalmak arasında, ağlamakla susmak arasında kalmış birisi nasıl olur da yaşadıklarına anlam verebilir? Veremiyorum. Nasıl olur da bir seçim yapabilir? Yapamıyorum…

Tam da bu yüzden acı çekiyorum ya. Ne istediğimi bildiğim halde hiçbir şeye anlam veremiyorum, kestiremiyorum yapılanları. Bu yükün altından nasıl kalkarız?

Buraya kadar geldiysen alırım bir oyunu.

KEYİFLİ OKUMALARR

YALNIZLIĞIN İLK VOTKASIWhere stories live. Discover now