27

936 30 41
                                    

"Ne yani yarışmaya mi gidiyoruz nasıl bir okul burası oğlum?" Ata elindeki kağıtlara tekrar göz attı.

"Sus bir Allah aşkına sanki hiç okula gitmedin yarışma işte böyle bildiğin; normal, karşı karşıya oturacağız soru soracaklar falan."

"Tamam da ne ara seçtiler sizi? Ben kaçırdım galiba o arayı." Elini garip bir şekilde sallayıp tekrar elindeki şeyi tekrar etti. "Her sene dört yarışma oluyor. Onuncu sınıfta zaten kimin ne bok olduğu anlaşıldı."

Başka bir kartı daha okudu.

"Hay Divan Edebiyatı'na ya. Hayır ben sayılsalcıyım bana ne bundan?"

"Yani bir ders sonra yarışma oluyor öyle mi?"

"Evet bir ders öne çekmişler."

"Biz de izliyoruz değil mi?"

"Tabii la boşuna mı çıkıyoruz sahneye."

"Bir şey etkilemiyorsa neden kastın ki bu kadar?"

"Rakibim Özde çünkü. Hayat memat meselesi. Geçen sene puşt Fatih yüzünden genel kültür sorusunu bilemedik. Kazandılar." Son kelimeye vurgu yapıp gözlerini büyüttü. Çaktırmadan güldüm. Kapıyı tıklama sesi gelince oraya döndük. Teneffüste kapıyı çalmaları saçmaydı.

"Naber 18. Aman iyi çalış sen geçen seneki gibi olmasın." Yumuşak bir sesle içeri bağırdı. On sekiz neyin nesiydi? Yeni olmak sıkıntı oluyordu. Anlamıyordum.

Ağzından garip sesler çıkarıp orta parmak gösterdi. Özde'ye.

Özde umrunda değil gibi elini kalbine koyup gülümsedi. "Sen de benim en sevdiğim arkadaşımsın."

Arkadan bir kız hadi gel artık dediği zaman el sallayıp çıktı. Ön sıradan kalkıp benim yanıma gelirken o da gülüyordu. "Bunu kazanırlarsa hiç olmaz. Rezil oluruz resmen."

"Sen mi rezil olursun? Biz mi?" Kalçasını o da benim gibi öğretmenler masasına yasladı.

"Ben diyelim o zaman." Elindeki kartları bana verip başını sıvazladı. "Seneye yarışma olur umarım."
Kollarını önünde bağlayıp bana döndü. Yüzünde minik bir sırıtma ile.
"Niye ki?" Elimdeki kartları okumaya başladım. Doktor yazısı ile yazan Ata'nın yazısını okumak biraz imkansız oluyordu orası ayrı.
"Özde'yi yeneyim diye baya çalışmış oldum. Büyük ihtimalle o da öyle yaptı."

"Nasıl rakipsiniz böyle bir garip. Sen kıza sövüyorsun o seni seviyor gibi."

"Bizim olmayınız bu işte. Eğlenceli oluyor." Elimden kartları çekti.
"Bu kadar mola yeter. Beni lafa tutma Serkan."

"Ya azıcık sal abi. Kız geziyor işte kazanırsınız."

"Benden zeki çünkü o. Ve bunu eğlenceli buluyor." Bismillah. Ata birinin ondan zeki olduğunu kabul etmişti. Yoksa ben mi yanlış duymuştum.

"Senden zeki mi?" Gözlerini kısıp bana dönünce bu sefer gözlerini büyüten ben oldum.

"Bunu ona söylersen sikerim seni."
Ben niye Özde ile konuşacaktım ki?

"Tabii istediğin gibi." Kafamı ittirip yerine geçti. "Zaten sen Özde ile ne ara konuşacaksın?"

Eh dediğim gibiydi işte. Onu yalnız bırakmaya karar verip Daredevil izlemeye karar verdim. Ata şuan ders çalışma kotasını harcamıştı.
"Serkan Serkan Serkan. Yine ne izliyorsun be sen, ben burada sınıfı temsil etmeye çalışıyorum farkında mısın gel yardım et."

"Neye yardım edeyim ya bir sal beni."

İlgi manyağı mı olmuştu bu, bu sıralar?
"Ne izliyorsun gel iki dakika anlat bari de kafam dağılsın." Elindeki şişeyi açıp kafasına dikti. "Daredevil." Yüzünü buruşturdu. "Ya Özde anlattı oğlum onu. Farklı bir şeyler yok mu?"

Gerek Yok |Texting Where stories live. Discover now