Nefretin Gölgesinde Feda Edilmiş Bir Aşkın Hikayesi ...
Merida , canından çok sevdiği Nik'i yaşasın diye 1000 yıllık ölüm uykusunu kabul ederken ;
bundan habersiz , Niklaus, ölümsüz hayatında kalbini verdiği tek kişi, Merida'sı sırf sonunda kısa b...
Bu bölüm the vampire diaries 3x12 ve 3x13 bölümlerinden esinlenilerek yazılmıştır.
Medyadaki şarkıyla okuyabilirsiniz.
Keyifli okumalar...
Yaklaşık 1 ay sonra
Ailesinin tabutlarını 100 ölü cadının ruhunun olduğu harabeye bırakıp Stefan Salvatore'a "ben burda olmasam bile cadılar sana yardım edecek, tabutları niklaus'tan saklayacaklar. Ben izin verene dek onları sakın Niklaus'a vermeye kalkışma." dedikten sonra Merida ruh haline dönmüştü. Klaus u kurtardığı gerçeği tüm ruhlara yayılmıştı. Herkes bunun hesabını sormak istese de kimse bunu yapmaya cesaret edemiyordu. Hilda dahi bişiy dememiş hiç bişiy olmamış gibi davranmış sadece Merida yı gözlemlemişti. Son zamanlarda her ne kadar farklı davransa da aslında Merida yüzyıllardır oldukça merhametsizdi. Hiç kimseyi affettiği görülmemişti. Birisi kendisine katılmadığını bile belirtse ihanetle suçlayıp hapsediyordu. Ihanete tahammülü yoktu. Bu yüzden klaus a da tahammülü yoktu, ona akıl almayacak şeyler yapmıştı ama şimdi resmen hayatını kurtarmıştı. Bunun sebebini tabiki biliyordu Hilda ama bunu tetikleyen şeyin ne olduğunu öğrenmeye çalışıyordu Merida'yı gözlemleyerek. Cadı meclislerini ve kurt adam sürülerini hizaya sokmak için onlarla görüşmeler yapıyordu Merida. Ölü vampirler onun gözünde haindi bu yüzden onlarla uğraşmıyordu bile direkt hapsoluyorlardı karanlık çukurlara. Hilda ayrıca klaus'un da neler yaptığını izliyordu. Tabutların yerini bulmak için çabalıyordu.
Klaus'u kontrol etmek için taht odasına girdi Hilda ve izlemeye başladı. Gördüğü şeyler karşısında hemen kapının önünde bekleyen muhafızlara bağırdı.
"kraliçemize haber verin, acil durum, saraya dönsün."
Kısa süre sonra büyük salonda Merida nın öfkeli ayak sesleri yankılandı.
" Hilal kurtlarıyla olan görüşmemi emri-vaki yaparak bölmenin sebebini sorabilir miyim?"
"klaus tabutları buldu."
"yani? Bulması an meselesiydi zaten ve o tabutların o harabelerde olmasının bir sebebi var."
"o Klaus Merida, 100 cadı onunla baş edemez, ki o cadılara güvenemezsin içinde Bennet soyundan cadılar da var."
"o zaman sen icabına baksaydın." diye homurdanarak yaklaştı ve klaus'u izledi. Çok yaklaşmıştı.
"gidiyorum o halde." dedi Merida.
"bir beden-"
"uğraşacak vakit yok." diye kestirip attı Merida. Ardından gözlerini kapatarak birkaç büyülü söz mırıldandı. Sonunda büyük salon Merida'nın ruhu ayrılan bedeninin yere düşmesiyle yankılandı.
...
Tabutların başında Damon Salvatore bekliyordu. Aniden etrafında yanan mumların alevlerinin yükselmesi ve harabe evin deprem oluyormuş gibi sallanmasıyla sağına soluna baktı.
"noluyo be?" diye homurdanırken sarsıntı durdu ve mumlar eski haline döndü. damon karşısında beliren pelerinle irkildi. Havada asılı duran siyah pelerine bakarak.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
