Bölüm 35: Sorulan Hesaplar

436 83 52
                                    

Temiz ve ılık tapınak korusunun havasını ciğerlerime gürültüyle doldurdum

"Roshan" diye kükredim tekrar.

Sesim, çarptığı duvarlardan yansıyarak tapınak içerisinde yankılandı. Öfkem, tenimden taşarak rahipleri kamçılamış, etrafa koşturan ayak seslerini kulağıma kadar getirmişti. Bahçe bir anda boşaldı. Avluda tek başıma durarak, hainin ayağıma gelmesini bekliyordum. Roshan 'ın son bir cesaret testine katılması, kendi arzusu ile ölümün gözlerinin içine bakması gerekiyordu.



Adam, beni şaşırtarak avlunun geniş kapısından çıkıp, kendini gösterdi. Kaçmaya yeltenmemişti. Seri adımlar, benden bir kaç adım ötede kesilince, kendini mermer zeminin üzerine attı. İki dizinin üzerine çöküp, kaderci bir duruş ile boynunu yere eğdi.

"Dovinus" dedi fısıltıyla.

"O yalan ile kıpırdanan gözlerin ile bana bak, rahip" dedim.

Roshan bocalamış görünüyordu. Uzun saçlarından yakaladığım adamı, kuvvetle yukarı çekerek iki ayağının üzerine kaldırdım. Tek bir şikayet nidası bile çıkarmadı.

"Sana gözlerime bak dedim" giye gürledim.

Söylediğimi yaptı. Gözlerinde korkunun pusunu görüyordum.

"Mi sereph belanah, Dovinus" diyerek kendi ruhunu bana sundu, öfkemle yüzleştiğinde.

"İstediğim ruhun değil, cevaplar, rahip" dedim.

"Sorun, Dovinus. Ne ruhum, ne aklım iradenize direnmez" diye yanıtladı adam.

"Ejder-Tanrı 'n ile tanıştım, rahip. Bana çok ilgi çekici bir hikaye anlattı. Nasıl insanlığı kölesi yapmak için çalıştığından, diğer ejderhaları avlayıp, pek kıymetli Drognar 'ları yarattığından, tüm insanlığın iradesi kırılıp, dizlerinin üzerine çökmedikçe asla durmayacağından bahsetti" dedim.

Yüzünün yarattığı her bir tepkiyi, bir kartalın avına kitlenmiş bakışları gibi gözlüyordum. Rahip söylediklerime inanamıyor gibi görünüyordu. Göz bebekleri büyümüş ama doğrudan soru sormuyordu.

"Bitmedi, rahip. Hikaye ilerledikçe, daha da ilginçleşti. Sevgili kardeşim, en büyük endişesinin bir gün benimle yüzleşmek olduğundan bahsetti. Vulgro'ra tehditini ortadan kaldırmak için, bir ruh taşına bağlanmasını, tek çözüm olarak bulduğunu söyledi. Ejder ruhu, nefretin prangaları ile insana bağlanınca, güçleriminin tamamını kullanamayacağımı ve onun için bir tehdit olmaktan çıktığımı söyledi" dedim tıslayan bir sesle.

Bir kavrayışın kıvılcımları, rahibin göz bebeklerinde peyda oldu.


Roshan, artık ona yönelttiğim öfkenin sebebini biliyordu. Karşımda durup, bana bakan adamın gözleri dolmuştu. Eğer, bunu merhametim için yapıyorduysa, onu hayal kırıklığına uğratacaktım.

"Sizi Riviih 'e ve ruh taşına onun iradesi ile getirdiğimi düşünüyorsunuz" dedi rahip.

"Sence de, karşıma çıkıp bütün Riviih mucizelerinden bahsetmiş olman Viparok için harikulade bir rastlantı değil mi" diye sordum.

"Öyle, Dovinus" dedi adam başı öne düşerken.

"Peki, o iradeyi izledin mi, rahip? Beni Riviih 'e getirmeni Viparok mu emretti" diye sordum.

"Evet, Dovinus" dedi adam öfkemi şahlandırarak. "..ama düşündüğünüz gibi değil. Ben ya da bir başka Riviih 'li, fark etmezdi. Viparok 'un yolu, her birimizin kimliğine kazılı. Malahgard, soluğumuz havanın kendisi, içtiğimiz suyun her bir yudumu"

EJDER RUH 2. KİTAPWhere stories live. Discover now