Bölüm 31: Bayrak Savaşı

379 81 29
                                    

Bahar güneşi tepeye çıktığında, oyunun başladığını duyuran borazan sesleri dağlık arazinin dört bir yanında işitildi.  İki zoraki silah arkadaşımla birlikte, geniş bir kayanın arkasında pusuya yatmış, ilk hedefimizin görüş alanımıza girmesini bekliyorduk. Bayrağa doğru hareket edecek olan arkamızdaki grupların, önce bizi aşması gerekecekti. Bulunduğumuz yükseltiden, dağlık arazinin her yanında çoktan kendini göstermiş olan üçlülerin, keskin yamaçtan aşağı doğru inişlerini seçebiliyorduk. Öngördüğüm gibi, büyük bir hevesle bayrağa doğru hücum ediyorlardı.


Kısa bir süre sonra, gerideki konumlarından çıkıp gelen bir grubun ayak seslerini işittik. Koşuyorlardı. Fiora ve Lavert e bakarak başımı iki yana salladım. Kırmızı Drognar gerilmiş bir yay gibi, her an saldırmaya hazır görünüyordu. Rakip gruba saldırıya geçmek için doğru anı yakalamamız son derece önemliydi. Eğer erken çıkarsak, sürpriz faktörünü heba etmiş olurduk.


Rakip Drognar 'lar, bayrağın hevesi ile, saklandığımız kayayı doğrudan geçerek ileriye doğru koşturdular. Kılıçları dahi çekilmemişti.

"Şimdi" diye bağırarak bulunduğum yerden atladığım gibi, hemen bir tanesinin arkasına düştüm.

Kılıcımı bir kavisle, benimle aynı boyda olan, gözleri şaşkınlıkla sonuna kadar açılmış çocuğun göğsüne salladım. Çocuk, darbenin ve yaşadığı şokun etkisiyle çakıl taşlarının üzerine düştü. 

"Lukanberk" diye anons edildi, bir pusuya düşüp, oyundan ilk elenen çocuğun adı.

Fiora da hemen peşimden atlamış, hızlı ve arkasına koyduğu güç ile savurduğu kılıcıyla rakibini geriletiyordu. Öte yandan Lavert için işler iyi gitmiyordu. Çocuğun karşılaştığı rakip, bir sırıtış ile katibi kayalığa doğru sürüyordu. Yardımına koşmak üzere hemen ileri atıldım. Lavert 'in kafasına doğru inen bir kılıç darbesini, kendi kılıcım ile durdurdum.

"Dirastyalı! Tam senden beklenecek bir hareket" dedi rakip.

Kılıcımı çocuğun boğazına doğru savurarak, gevşek ağzını çabucak kapatmasını sağladım. Konuşmayı kesen çocuk, kendini son anda savunabilmişti. Kendi etrafımda dönerek, yeni bir saldırı ile bir önceki hamlemi devam ettirdim. Lavert de çocuğun sağ kanadına geçmiş, rastgele savurduğu çelik ile en azından rakibimizin dikkatini dağıtıyordu. 


Fiora 'nın da kendi rakibini elemesi ile, üçümüz arasında kalan çocuk, son bir gayret ile elindeki çeliği dik olarak başıma indirmeye çalıştı. Kendimi savunduğum sırada, Lavert 'in kılıcı çocuğun böğrüne değmişti.

"Noksande" diyen öğretmen, Lavert tarafından elenen çocuğun adını anons etti.

"Lanet olsun size! Seninle sonra görüşeceğim katip" diyerek doğruldu çocuk.

"Dışarı!" diye payladı bir öğretmen çocuğu.

Çocuk, kılıcını yere atarak, sert adımlar ile yanımızdan uzaklaştı.

"İyi işti, Lavert" dedim.

"Yardımınız olmasa beni çoktan elemişti" diye itiraf etti katip.

"Bence de. Umarım bütün gün size bebek bakıcılığı yapmak zorunda kalmam" diye burnundan soluda kızıl Drognar.

"Böyle dövüşebildiğini bilmiyordum, Fiora. Hızın zavallı çocuğu soluksuz bırakmış gibiydi" diyerek kızı övdüm.

"Ya ne sandın, Dirastyalı? Artık o çıt kırıldım kız değilim. Ben bir kırmızıyım" derken boşta kalan eli ruh taşının üzerine gitti.

EJDER RUH 2. KİTAPWhere stories live. Discover now