33🩸 "Kalbim kırık bir kaset gibi"

En başından başla
                                    

"Evet ben?"

Gözlerim bir anlam bulmak için yüzünde gezinirken "Ssen," dedi bir kere daha.
"Aptalın tekisin!"

Başka bir şey demeden arkasını dönüp giderken gerçekten ne olduğunu anlamaya çalışıyordum. Mutlaka bir şey yapmıştım ama ne yapmıştım?

Haris'in hırsla uzaklaşışını seyrederken bomboş bir arsaya dönen zihnime neler olduğunu düşündüm.

"İki buçuk saat içinde ne olmuş olabilir ki? Bu kadar kısa zaman içinde ne yapmış olabilirim?"

Başımı hafif sağa düşürdüm sanki bir şeyler hatırlayabilecekmişim gibi ama yoktu. Tamamen boş bir zihin. Bembeyazdı sanki, uyumadan beyaza boyamış gibiydim her yeri.

Haris'in peşinden yürürken kafeteryaya inen merdivenlere ilerledim. Merkezdeki herkes uyanmıştı. Gerçi ben nöbet dışında evden geldiğim için sekize doğru gelsem de genelde binada kalanlar erkenden ayakta oluyorlardı. Kendimi onlardan bir parça gibi hissetmek çok güzeldi ama şu kayıp iki buçuk saati ne yapacağız?

"Ne yapmış olabilirim ki?"

Kafeteryaya geldiğimde bizimkilerin de çok tuhaf bir şekilde bir masaya oturmuş olduklarını gördüm. Normalde ondan önce gelmeyen Emre ve dokuzdan evvel merkeze adım atmamış olan Onur. Onlara benzeyen Memati ile Yağız da birer kahve almış içiyorlardı.

Beni görmeleri ile ilk önce afallasalar da görmezden gelmeleri ve sonrasında daha kötü bir şekilde arkalarını dönmeleri bir oldu. Onlara baka baka kendi kahvemi sipariş ederken son günlerde çevremdeki insanlara ne olduğunu anlamaya çalışıyordum.

"Ben öğleye kadar kalkmaz diyordum, maşallah sağlam bünyen varmış."

Kahveleri hazırlayan Zeki abi bunu deyince bakışlarımı ona çevirdim.
Tüm merkezin bildiği ama bir tek benim bilmediğim şu tuhaf olay da nesiydi Allah aşkına?

"Abi bir şey soracağım, ben dün geceyi hatırlamıyorum da," dedim başımı ağrıyormuş gibi tutarak.
"tam olarak ne oldu ki?"

"Hatırlamaman gayet doğal, onca ayranı ben içsen ben de hatırlamam."

Kaşlarımı büzüp ne demek istediğini anlamaya çalışırken "Dün Haris'le iddiaya girdiniz. İlk kim uyursa o ertesi sabah bir kırmızı gülle ağzında merkeze gelecekti," dedi.

"Ne ne ne? Böyle bir iddiaya mı girdik biz? Ne ara? Peki neden? Hangi sebeple?"

"Valla orasını bilemem. Önce fena bir kavga ettiniz sonra da iddiaya girdiniz. Herkes vardı. İlk önce kim uyursa kazanacaktı."

Böyle saçma bir iddiaya girecek kadar ne yapmış olduğumuzu düşündüm. Cidden iki buçuk saat önce tam olarak ne olmuştu?

"Peki ilk kim uyudu?" diye sordum.

Zeki amca yüzündeki tuhaf gülüşle omuzlarını silkelerken bana cevap vermedi ve beni öylece bırakarak diğer kahveleri hazırlamaya başladı.

Kendimi tamamen çıplakmış gibi hissederken herkesin bana baktığını düşünüyordum. Tüm gözler benim üzerimdeydi sanki. Sanki fazlaydı gerçekten benim üstümdeydi. Dün gece her ne yaptıysam insanların dikkatini çekmiştim. Genelde bakışlar tatlı ve sempatikken özellikle bizim grup göz deviriyorlardı tuhaf bir şekilde.

Elimdeki kahvemle onların masasına doğru yürüdüm ve boş sandalyeye elimi uzatacaktım ki Emre ayağını uzattı.

"Ah, bir anda ayaklarım uyuştu."

Onur bıyık altından gülerken diğerleri hiç yüzüme bile bakmıyordu.

"Sorun değil yeni sandalye getiririm."

PROFESYONEL  [F•]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin