Bölüm 2: İntikam adaleti sağlar mı?

529 63 422
                                    




Merhaba! İkinci bölüm ile karşınızdayım. Bu bölüm karakterleri daha yakından tanıyacağız.

Yine, bölümü dikkatle okumanızı isteyeceğim. Karakterlerle ilgili bir sürü yeni bilgi var, kaçırmak istemezsiniz ve her bölümde ilerisi için ipuçları bıraktığımı da unutmayın.

Son olarak da bulduğunuz ipuçlarını, kurguyla ilgili düşündüklerinizi, varsayımlarınızı ve çıkarımlarınızı yorumlar kısmında benimle paylaşırsanız sevinirim. Yorumlarınız benim için çok önemli.

Kaldığımız yerden devam edelim o zaman. Bakalım, Atlas'ın son söylediklerinden sonra ekip nasıl bir tepki veriyor?

İyi Okumalar! <3

Bölüm 2: İntikam adaleti sağlar mı? 

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Bölüm 2: İntikam adaleti sağlar mı? 

 Çoğu kişinin fikrine göre insanlar ikiye ayrılır; iyiler ve kötüler. Biri ya iyidir ya kötü. Ya beyazdır ya siyah. Ama Atlas için öyle değildi. Kimseyi kategorilere ayırmıyordu. Çünkü kimse tam olarak iyi veya tam olarak kötü değildi bu hayatta. İnsanlar karmaşıktı, insanlar griydi. Tıpkı Atlas ve o odadakiler gibi.

 Genç adamın dudaklarından dökülen o tehlikeli sözcükler, bir anlığına tüm ortamı gerilim dolu sessizliğe boğmuştu. Herkes şaşkınlığını yaşarken, sessizliği, Ozan'ın sertçe elini masaya geçirip öfkeyle kalkması bozdu. Odada bulunanların hepsi irkilip olduğu yerde zıplarken bir tek Atlas ve Ozan bu gruptan sıyrılmıştı.

  "Bu kadar oyun yeter!" diye gürledi Ozan, masadan uzaklaşıp salonun çıkışana doğru hamle yaparken. Atlas'a dönüp işaret parmağını tehdit edercesine salladı havada. "Nasıl bir şeyin peşindesin bilmiyorum ama ben gidiyorum."

 Ozan salonun çıkışına doğru bir hamle daha yaptığında Atlas büyük ve seri adımlarla yanına gidip Ozan'ın göğsünden fazla sert olmayacak bir şekilde geri itti. Amacı kavga çıkarmak değildi sonuçta. Aksi hâlde ikisi de sinirlerine hâkim olamayıp yerde birbirleriyle ölümüne kavga edebilirlerdi.

  "Hiçbir yere gidemezsin!" diye sesini yükseltti Atlas.

 Ozan öfkeyle Atlas'a yaklaşıp yakasına yapıştı tek eliyle ve kendine çekti. Diğer elinin baş parmağıyla kendini gösterip, "Benim polis olduğumun farkında mısın?" diye sordu kelimelerin üzerine tek tek bastırarak.

  "Hakkında her şeyi biliyorum, dediğimi hatırlıyorum!" dedi Atlas dişlerinin arasında, Yakasını ondan kurtarırken ikisi de öfkeden burnundan soluyordu. "Yani, evet! Mesleğinin ne olduğunu da gayet iyi biliyorum."

  "Sen polis misin?" diye soran Hayal, şaşkınlıkla ayağa kalkmıştı. Kavgaya hazırlanan ikili aynı anda kafasını kıza çevirdi. Hayal'in yüzünde yine korku ifadesi vardı ama bir yandan da rahatlamış gibiydi. Polisle aynı ortamda olduğunu duyunca kendini güvende hissetmiş olmalıydı.

Asla Benim Türüme Güvenme!Where stories live. Discover now