Bölüm 2: Kılıç

84 58 0
                                    


"HADİ GELSENİZE!"

Gür bir ses ormanda yankılandı. Godric Gryffindor elindeki kılıcıyla ormandaki haydutlara saldırıyordu. Karşısında en az on kişi olmalıydı. Ama o kendine olan güveninin verdiği cesaretle hepsini öldürmeyi planlıyordu. Deli cesareti diye buna denirdi. Kılıcı ona o daha dört yaşındayken verilmişti. Ve o kılıcı daha sonradan edindiği büyü bilgisiyle daha da güçlendirmiş ve kusursuz bir hale getirmişti.

Göz açıp kapayıncaya kadar beş kişiyi öldürmüştü. Geriye kalanlar ona korkuyla bakıyordu. Godric bu haydutların ele başı olduğunu tahmin ettiği kişinin bir kadın olduğunu ve hayatta kalanlara tüm gücüyle emrettiğini duydu. "Bu köylü parçasına mı yenileceksiniz? Siz ki tüm Britanya'nın görüp görebileceği en korkutucu haydutlar!" Kadının yanıldığı bir nokta vardı. O bir köylü parçası değildi.
"Hadi, durmayın! Şu köylü parçasına gösterin gücünüzü." Bir kahkaha attı Godric. Kılıcının sapında gizli olan asasını kullanmayı bir an bile olsun düşünmedi.

Kadın bir köşede durmuştu ve adamlarının katledilmesini izliyordu. Sona o kaldığında Godric'in karşısına çıktı ve dans ediyormuşçasına yavaş adımlarla hareket ediyordu ve onu süzüyordu. Kaybettiği dokuz adamının ölümünü izlerken Godric'in verdiği bir açığı keşfetmişti. Adamları öldürmeye odaklanmasına odaklanıyordu lakin kılıcını bir an bile olsun düşürmemek için uğraşıyordu. Karşısındakiler ona iki kılıçla saldırırken o tek bir kılıca güveniyordu. Bu da kılıcın içinde bir şey olduğunu gösteriyordu. Değerli bir şey.

Godric'in aceleci ve kesin hamleleri ondan kurtulmasına yardımcı oluyordu. Tahmin edilebilir davranıyordu. Godric'in aksine o on yaşından beri kılıçlarla dövüşüyordu ve sayısız düşmanla talim etmişti. Godric yaşça ondan büyük olabilirdi ama onun tecrübesi daha fazlaydı. Godric'in darbesini savurdu ve ayağına bir tekme savurdu. Godric yere düşerken dirseğiyle sırtına vurdu ve onu yere mıhladı. Godric şaşkınlık içerisindeydi. Bu nasıl olmuştu? Hızlı davranmak zorundaydı yoksa bu kadın onu öldürecekti. Asasını hemen çıkardı ve kadının suratına doğrulttu.
"Sersemlet!" Kadın havaya sıçradı. Yere düşmesiyle bayılması bir olmuştu. Godric ona doğru ilerledi ve kılıcını kalbine saplamaya hazırlandı.

"Yerinde olsam bunu yapmazdım. O daha bir çocuk."

Bu ses bir kadına aitti ve duyduğu en naif ses olabilirdi. İnsanın içini pamuk gibi yapıyordu. Arkasını döndüğünde ona bakan sarı saçlı kıvırcık bir kadın duruyordu. Kendisiyle aynı yaşta duruyordu ve elinde tuttuğu asası kendisi gibi büyü kökenli olduğunun bir işaretiydi.
"Çocuk dediğin kişi bir hırsız ve ancak Tanrı bilir kaç kişiyi öldürdüğünü." Sarı saçlı kadın başını sağa sola salladı.
"Ona bunları unutturup normal bir hayata sahip olmasını sağlayabilirsin." Yavaşça yerde baygın yatan kadına yaklaştı. Kadın, cadının deyimiyle çocuk, en fazla on yedi yaşındaydı.
"Obliviate." Asasını sallamış ve çocuğun anılarını değiştirmişti. Godric şaşkınlıkla bakıyordu.
"Ya ileride hatırlarsa? Tekrar bir haydut olması an meselesi." Cadı çok sinirlendi.
"Benim yıllardır pratiğini yaptığım büyülerin başarısız olacağını mı söylüyorsun?" Asasını Godric'in yüzüne doğrultmuştu. Godric ellerini havaya kaldırdı.
"Ne haddime hanımefendi." Cadı gülümsedi.
"Ben Helga Hufflepuff."
"Godric Gryffindor."
"Tanıştığıma memnun oldum Godric. Eğer arzu edersen sırtındaki yaraları iyileştirebilirim. Şifalı bitkiler konusunda oldukça iyiyimdir." Son cümlesinde biraz kızarmıştı.
"Memnuniyet duyarım."

Kurucuların DoğuşuWhere stories live. Discover now