Bölüm 1: Cadı

116 60 3
                                    

 Salazar Slytherin, kaymak birasını yudumluyordu. Yanı başında tanımadığı bir adam oturuyordu. Ama o birasını yudumluyordu. Salazar'ınki gibi kaymaklı değildi. Salazar içine biraz sihir eklemişti. Ve bu tadını daha çekilir bir hale getirmişti. Bulundukları handa zaten fark edilemeyecek kadar kalabalıktı. O yüzden bir endişesi yoktu. Özellikle kalabalık bir han seçmişti. Çünkü dışarıda mugglelar büyücüleri ve cadıları avlıyordu. Onların Tanrının yanından kovulan Lucifer'ın çocukları sanıyorlardı. Kendi kendine bu kadarı da saçmalık diye düşündü Salazar, eskiden bizi en iyi dostları olarak görürlerdi ve bizde büyümüzle onların ekinlerini büyütüp, hastalıklarını iyileştirirdik.

1080 senesinin kış mevsimindelerdi. Dışarıda dondurucu bir soğuk vardı. Etraf karla kaplıydı ve Salazar bundan zevk alıyordu.Onun için soğuk demek, muggleların dışarıda dolaşamayacağı manasına gelirdi. Büyü kökenliler büyüyle kendini ısıtabilirdi çünkü. Kaymak eklediği birasının parasını masaya bırakıp handan çıkmaya karar vermişken kapıda bir hareketlilik sezdi. Yeşil gözlerini oraya dikti. Bir adam tüm heyecanıyla konuşuyor ve söyledikleriyle handaki tüm muggleların nefretini körüklüyordu.

''Büyü yapan insanlardan bir tanesini yakaladık! Bu bir cadı. Hadi onu öldürelim!"

"Şu anlık emin değiliz. Büyü yapabildiğine dair tek şahidimiz yaşlı bir kadın. Ama onun da sözüne güvenerek bir kadını öldürecek değiliz.'' dedi adamın yanında duran genç bir çocuk.

Anlattıkları handaki herkesin çıkıp olayın olduğu kasaba meydanına yönelmesine neden olmuştu. Arkalarından temkinli bir şekilde ilerleyen Salazar, yakaladıkları kadının cadı olmamasını içten içe diliyordu. Mugglelar oldum olası nankördü. Kendisi gibi büyü yeteneğine sahip olmadıkları için onları kıskanıyordu hepsi ona göre. Büyü kökenliler her zaman mugglelardan iyiydiler.

Kasaba meydanında etrafa kahkaha atan bir kadın duruyordu. Saçları gece gibi siyah, gözleri maviydi. Üzerinde koyu mavi bir elbise vardı. Paltosunu üzerinden zorla çıkarmış olmalıydılar. Eğer gerçekten cadıysa bu karlı kış gecesinde donarak ölmemek için büyüyle ateş yaratmalıydı. Aksi taktirde sabaha kalmadan ölecekti. Ancak insansa da boşu boşuna ölecekti. Mugglelar işte böyle mantıksızdı.Ama tek yaptığı etrafa kahkaha atmaktı. Salazar kendi kendine mırıldandı. ''Bu kadının cadı olması imkansız. Olsa olsa bir deli olur.''

Kalabalık kadına bakıp yorumlar da bulunuyordu. Çoğu bir deli olduğunu söylüyor geriye kalan azınlıksa onun büyü yüzünden böyle olduğunu söylüyordu. Hatta içlerinden bir çok bilmiş kişi diyordu ki ''Büyü yapanlar böyle olur işte! Hala anlayamadınız mı? Onun böyle olması büyü yaptığını gösterir!'' Konuşmasının anlaşılması için beklerken bir anda yüzünde bembeyaz bir şey belirdi. Bir kartopu. Çocuklar ona bakıp gülerlerken ona sinirlenerek onlara bağırdı. Bu sırada çocuklardan daha çok kartopu üzerine yağmaya başladı. Ancak Salazar bir noktayı gözden kaçıracak kadar dikkatsiz biri değildi. İlk kartopu çocuklardan değil deli taklidi yapan o cadıdan gelmişti.

Onun cadı olduğunu iddia eden sinirli adam çocukları paylamak için kalabalığın arasından ayrıldığı sırada ortada yer alan cadı, daha çok kahkaha atmaya başladı. ''Hey!Siz oradakiler, farkında değil misiniz? Kar yağıyor! HEM DE HAZİRANDA!'' Bu onun kendini yere atıp kahkahalardan krize giriyormuş gibi görünmesine yol açmıştı. Salazar bu oyunun ne zaman sona ereceğini merak ediyordu. Ve neyseki kalabalık merakını hemen giderdi. Onun bir deli olduğu konusunda hemfikir olup orayı terk etmeye başladı. Salazar herkes gidene kadar bir köşede bekleyip, kendisini büyüsüyle ısıttı.

Herkes gittikten sonra bile yerde yatan cadıya ilerledi. Elinde onun paltosunu tutuyordu. Ona paltoyu fırlattıktan sonra ona doğru eğildi. "Bu olay tekrarlanırsa deli taklidi yapman seni kurtaramaz.''

Tam doğrulmak üzereydi ki yerdeki cadı onu kolundan yakaladı ve masmavi gözlerini onun zümrüt yeşili gözlerine dikti. Kısa süreli bir bakışma sonrasında hemen yerden kalktı ve paltosu uçarak onun üzerine kondu. Salazar sinirlenerek etrafına bakındı ve gören birisi olup olmadığını kontrol etti. Şans onlardan yana olmalıydı ki kimse yoktu. Cadıya dönüp onu paylamak isterken bir anda ortadan kaybolduğunu fark etti.  Cisimlenmiş olmalıydı. Şu ana kadar cisimlenme bir efsaneydi ki kendi gözleriyle görmesine rağmen gerçekliğinden emin olamamıştı. Kendi kendine lanet okuyup etrafına bakarken bir ses yankılandı.

''Benim adım Rowena Ravenclaw. Ve kalabalığın arasında dururken siz de benim deli olduğumu düşündünüz.''

Salazar yarım ağız gülümsedi. Ve Rowena Ravenclaw ismini aklının en derin yerine kazıdı.

Kurucuların DoğuşuWhere stories live. Discover now