Cookies

2.1K 267 696
                                    

"Benimle gelmek zorunda mıydın?" diye sordu Harry.

Üzerinden indiği motosikleti kapatıp anahtarını cebine attı. Lastiğiyle sokak lambasının çevresini saran bir kilit taktı. Harry'nin söylenerek kaskını çıkarmasını ve kendisine dik dik bakmasını Zayn sırıtarak izliyordu. "Neden gelmeyeyim? Buranın tatlıları çok güzel."

Harry bir şey söylemedi. Anahtarını cebine attı, kaskını sıkıca tuttu ve yanındaki kuyrukla kafeye doğru ilerledi. Zayn de motorunu ilerideki bir direğe kilitlemişti.

Harry tüm gün boyunca Louis'yle baş başa konuşmanın hayalini kurmuş ve biraz konuşup daha çok tanışabileceklerini ummuştu. Sonuçta sadece mesajlaşarak olacak bir şey değildi. Fakat Zayn ona nereye gittiğini sorduğunda ve cevabını verdiğinde ben de geleyim karşılığı alınca tüm planı işe yaramaz bir şeye dönüşmüştü.

Kafeye girdiğinde yeni pişmiş kek ve sıcak çikolatanın kokuları hemen ciğerlerine ilişti. Üstelik akşam dokuz suları olduğundan içerisi fazla kalabalık da değildi. Açılan hafif düzeydeki keman sesi de insanların sohbet sesine karışmıştı.

Louis ortalıkta görünmüyordu ve buraya gelmesinin asıl amacının aslında onunla karşılaşmak olması Harry'nin moralini bozdu. Çizkekler umurunda bile değildi, ona daha tatlı görünen birini görmeye ihtiyacı vardı, teşekkürler.

Önündeki camdan gözüken tatlı tezgâhına doğru ilerledi. Liam da güler yüzle "Buyurun," diye karşıladı.

Harry camın ardında gözüken tatlılara bakarken, Louis'yi bu adama sorup sormama konusunda kendisiyle büyük bir münakaşa içine girmişti. Ondan Louis'yi çağırmasını isterse, Louis'nin gözünde nasıl bir izlenim bırakırdı acaba?

Aslında saçmalıyordu. Bir arkadaşı olarak onu görmek istediğini söyleyebilirdi ama nedensizce bundan çekiniyordu. Sanki onu tanımak için yanıp tutuştuğunu anlayacakmış gibi hissediyordu. Abarttığını biliyordu ama bilinçaltındaki en büyük engel de bu olasılığın stresini yaşamaktı.

"Ben şu böğürtlenli çizkekten dört tane alacağım."

Liam mutfak kısmına geçti. Birkaç dakika sonunda elindeki kapanmamış paketle geri döndü. Bant yardımıyla soluk sarı rengindeki pakedi bantlayıp poşete koydu ve gülümseyerek Harry'ye uzattı. Harry de parasını uzatıp, üzerini alarak teşekkür etti.

Hiçbir şey hayalindeki gibi değildi ve bu ister istemez moralini bozdu. Hâlbuki bu histen kurtulmalıydı ama Harry, iflah olmaz bir yabani gibi Louis'ye karşı hissettiği beğenisini iyice tazeliyordu.

Kendisi için de kapkek almış olan Zayn'le birlikte kapıya doğru yürürken "Harry?" diye bir ses işittiğinde kalbinde büyük bir hızlanma oldu ve onu kontrol edemez bir vaziyette terlemeye başlarken Louis'ye döndü. Şaşkın gülüşüyle kendisine doğru gelmesi üzerine huzursuz ruh hâlinden ânında sıyrılmış, yanına gelen oğlana gülümsüyordu. "Selam."

"Hoş geldiniz!" Gözleri Zayn'e kayınca, onun sırıtışını görerek kıkırdadı. "Zayn, seni bir haftadır görmüyorum sanırım."

"N'aber?" Yumruğunu ona uzatınca, Louis de yumruğunu onunkine vurdu. Harry ikisine de anlamaz bir ifadeyle bakıyordu.

"Ne ara bu kadar yakın oldunuz?"

"Harryciğim, benim auramı bilirsin." Kenarlarından tuttuğu ceketini silkeleyince, Louis onunla birlikte gülerek Harry'nin de gülmesine neden oldu. Zayn'in bu hareketlerine alışıktı, onu asıl güldüren parlak mavi gözlerin sahibiydi.

"Gelsenize, biraz oturun. Neden hemen gidiyorsunuz?"

Harry onun büzdüğü dudaklarını ve merakla açtığı gözlerini izlemeyi sürdürürken, "Harry çizkek almaya geldi," diye açıkladı Zayn. "İkiz kardeşleri çok sevmiş."

True Love Or Not | Larry ✔Where stories live. Discover now