Bir Çocuk Sevdim

3.5K 316 203
                                    

Medya benden Mete'me gelsin. "Ben böyle yürek görmedim, böyle sevgi."

Mete

Mete, Ali'nin kapısının önünden geçse de ona gidemedi. Arabasına atlayıp sürmeye başladığında nereye gittiğini o da bilmiyordu.

Kendini meyhanenin önünde bulduğunda yükünü tek başına taşıyamayacak kadar yorgun olduğunu fark etti. Telefona uzandığında parmakları her ne kadar Ali'nin ismine dokunmak istese de yapmadı. Düşünceleri kesin değilken ona umut vermek istemiyordu. Hala gidecek kadar cesur değildi. Bildiği tek şey kalamayacağıydı. Bunun için gitme kararı veren bir başkasını; Ahmet'i arayarak çağırdı yanına.

Ahmet geldiğinde çoktan çakırkeyif olacak kadar içmişti. Alkol ile düşünceleri daha da ağırlaşmış gibi geliyordu. İçki ondan duygularını almalıyken, tam tersi onlara boğmuştu Mete'yi. Onun için Ahmet geldiğinde tutunurcasına sarıldı arkadaşına. Mete'nin bu haline karşılık şaşkınlıkla konuştu Ahmet.

"Mete iyi misin?" Şaşkınlığı içinde çokça endişe de taşıyordu. Mete'nin sesi telefonda bu kadar kötü gelmese bu gece gelmezdi buraya. Yarın Ali ile birlikte uygun bir yer bulmak için şehir dışına gideceklerdi.

"Kaçamıyorum." Parmağı ile şakağını işaret etti Mete ama sadece aklını değil, evini de kastediyordu. "Kalırsam da ölürüm." Ahmet, Ali ve Mete'nin onlara yardım ettikten sonra bile peşlerinden gelmeyeceğini öğrendiğinde şaşırmıştı çünkü köyde bırak onları kabul etmeyi, yaşatmazlardı bile.

"Beni olduğum gibi kabul etmiyorlar." Bilmeden önce ondan böyle bir şey beklemezdi Ahmet. Karşısındaki yıllardır tanıdığı, kardeşim dediği kişi olmasa bile kimi sevdiği ile ilgilenmezdi. Bir de can bildiği dostuna karşı hiçbir zaman yargılayıcı olmamıştı.

"Seni hiçbir yerde kabul etmezler." Diğerlerinin kendisi gibi olmadığını biliyordu. Sözleri Mete'nin boynunu büktüğünde onu düzeltmek için hiçbir şey demedi. Gerçekler buydu, bilmeliydi. Bilmeli ve dikkatli olmalıydı.

"Kaçarsan aklın burada kalır ama kalırsan hayatının en büyük hatasını yaparsın Mete. Ev bir yer değil, senin için ev bir kişi. Her zaman, nereye gidersen git kabul etmeyecekler seni ama gidersen içine saklanacağın bir yerin olacak. İçinde sevdiğin olacak. Mutlu olman için diğerlerinin bilmesine gerek yok ya!" Mete tekrardan gözlerini kaldırarak baktı Ahmet'e.

"Ali'yi de al ve git. Kendin için bir şey yap çünkü senden başka kimse seni düşünmeyecek." Haklıydı, burada kalırsa annesi Ali'den uzak kalması için elinden gelen her şeyi yapacaktı.

"Uğruna dert yandığın kimse senin ateşini görmüyor. Sonunda hep sen kül oluyorsun." Babasına yardım etmeye çalıştığı her seferde daha çok nefret edilmişti.

"Şu zamana kadar sırrını saklayacak kadar güçlüydün. Şimdi de gidecek kadar güçlü ol."  Ahmet'in sözleri bittiğinde Mete'nin aklında sadece Ali vardı. Ali onu seçecek kadar güçlü olmuştu. Ailesini arkada bırakmayı kabul etmişti. Hem aile dediğin her koşulda yanında olan kişiydi. Ali ve Mete'nin birbirlerinden başka kimsesi yoktu.

*

Mete düşüncelerini kesinleştirdiği anda soluğu Ali'de aldı. Uyanması için yolda aradı onu ama maviş açmadı. Başka bir zaman olsa ona kıyamaz, uyandırmazdı ama bu gece kalbinde her şeyi çözmüş olmanın heyecanı ile zorluyordu. Ayrıca sabahına gidecekti ve dönmesini bekleyemezdi.

Ali durmaksızın çalan kapıya doğru koşturduğunda uyanamamıştı bile. Mete'yi gördüğü anda önce korktu.

"Mete?" Dedi şaşkınlıkla. Sevgilisi bir saniye bile beklemeden yapıştı Ali'nin dudaklarına. Onu içeri doğru iterek kendisi de girdi.

UsulHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin