yeji sözüne devam edememiş elleriyle yüzünü kapatmıştı, felix büyük ihtimalle onunla aynı şeyi düşünüyordu. Yeji'e sarıldı, "korkma yeji ve bana anlatmaya devam et hepimizin iyiliği için lütfen."
"partiye gitmişlerdi, o gün hepsi oradaydı...sehun oppa alt sınıflardan jeongin'in hâlâ bakir olduğunu onu almak istediğibi söylemiş."
felix duyduğu şeyle yejiden yavaşça çekilmiş, şokla etrafına bakınıyordu.
"daha sonra hyunjin oppa sinirlenmiş ve arkadaşlarına jeongin'in bekaretini alacağını söylemiş." felix duyduğu cümleyle kafasını yere eğmiş sinirle ellerini saçlarına götürmüştü, "yeji ne saçmalıyosun sen?"
"ve abim istediğini yaptı felix, jeongin bunları öğrenirse ne olur bilemiyorum o yakında gidecek ve jeongin eminim mahvolucak." felix yutkundu, "yeji, arkadaşlarıyla demiştin. Changbin bunu biliyor mu?" yeji cevap veremiş sadece gözlerini kapatmakla yetinmişti ama felix çoktan cevabını almıştı.
sinirle ellerini yumruk haline getirmişti, yeji felix'in kolunu tuttu, "felix lütfen sakin ol, yanlış bir şey yapma biraz bekleyip olanları görmemiz lazım."
"bunu jeonginden nasıl saklayabiliriz yeji?"
"saklamayacağız. Sadece biraz beklememiz gerekiyor vakti gelince o kendini kaptırmadan söyleyeceğiz." felix onaylar bir şekilde kafasını salladı, "peki ya jisung ve minho? onlara söyleyecek miyiz?"
"hayır şimdilik ikimiz dışında kimse bilmesin."
"peki, şimdi gitmem gerek bunu yine konuşuruz tamam mı? sen de kendini suçlama."
"tamam lütfen sen de kendine dikkat et." ikiside birbirine sarılmış daha sonra vedalaşıp ayrılmışlardı.
jeongin ve hyunjin okula geldiklerinde kantine geçmiş bir şeyler atıştırıyorlardı. "üniversitene karar verdin mi hyung? burdan hangi üniversiteye gideceksin?" hyunjin, jeongin'in sorusuyla gerilmiş vereceğini cevabı düşünüyordu, "şey karar vermedim zaten daha var boşver konuşmayalım bu konuyu."
"daha var diyorsun ama az kaldı hyung biliyorsun bunu."
"jeongin bebeğim boşver geriyor bu konu beni." jeongin gülümsemiş, "tamam tamam üzgünüm." hyunjin, jeongin'in masada duran elini tutmuştu, "önemli değil merak etme."
"oo çifte kumrular" ikiside gelen sese bakmış, minho bir sandalye çekip yanlarına oturmuştu. "çifte kumrular?" demişti jeongin. "yes, çifte kumru aşıklara denilen şey, aşık değil misiniz?" minho düşünmeden konuşmuş arkasına yaslanmıştı. Jeongin bu soruya cevap verememişti çünkü hyunjinle aralarında tam olarak ne vardı bilmiyordu. Konuyu dağıtmak amacıyla başka şeyler sormuştu, "jisung nerde?"
"dün hayatımın anlam ve önemini biraz yorduğum için sınıfa gönderdim tabii oraya kadar taşıdım ama bu problem değil." demişti. Jeongin dediği şeye gülmüştü, minhonun gözleri ikisinin birleşmiş ellerine kaymıştı.
"ee sizin cinsel hayat nasıl gidiyor?"
jeongin bu ani soruyla elini çekmiş öksürmeye başlamıştı, minho kendi halinde bu duruma eğleniyordu. Hyunjin jeongini bu gerginlikten kurtarmak amacıyla konuşmuştu, "minho neden sevgilinin yanına gitmiyorsun belki canı bir şeyler istiyordur hani?"
"hamile mi bu çocuk canı bir şey istesin?" hyunjin arkasına yaslanmış, "belki hamiledir yani bu devirde neden olmasın?" minho gözlerini kocaman açmış yerinde doğrulmuştu, "olabilir mi lan?" hyunjin kafasını 'evet' anlamında sallamıştı. Minho hemen yerinden fırlamış, kantinden birkaç abur cubur alıp sevgilisinin yanına fırlamıştı. Hyunjin minhonun arkasından onun bu haline gülmüştü, jeongin hâlâ biraz gergindi ama belli etmemek amacıyla gülmeye çalışıyordu.
hyunjin onunla konuşacakken telefonuna gelen bildirimleri dikkati dağıldı ve mesajlara baktı.
başaramadık abi grubu
changbin felix aramızdaki her şeyi bitirdi.
-
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
yeji & felix & changbin aşk üçgeni yaratmamı istemiyosanız acilen yejiye love bulmamız gerek kız erkek önerilerinizi fırlatın
