Gökalp masaya oturmuş ve dakikalarca Çağlar'ın yemek yapışını izlemişti. Çağlar nereden bir konu açabileceğini bilmiyordu. Bu sessiz ortam gittikçe onu germeye başlamıştı. "Çok sessizsin," dedi sebzeleri doğrarken.

"Ben hep sessizim. Burada sessizliğiyle dikkat çeken sensin," dedi Gökalp. Çağlar istemesede kafasıyla onaylamıştı. Çenesinin kapandığı pek görülmezdi sonuçta. "Konuşacak konu bulamıyorum," dedi. "İnanır mısın, bende," dedi Gökalp Çağlar'ın gülmesini sağlarken.

"Sanırım," dedi Gökalp aklına video gelirken, "Ece senden hoşlanıyor?" Sesindeki soru sorar tınıyla Çağlar elindeki bıçağı bıraktı. "Hiç sanmıyorum," dedi Çağlar arkasını dönerken. "Neden? Çok belli değil mi?"

"İçgüdü diyelim," dedi Çağlar. "Sen öyle diyorsan," dedi Gökalp. Ama yinede onun için cevap belliydi. Ece kesinlikle Çağlar'dan hoşlanıyordu.

"Peki hiç birinden hoşlandın mı?"

"Bunlar nasıl sorular?" dedi Çağlar. "Sadece merak ediyorum. Rahatsız oluyorsan cevaplamak zorunda değilsin."

"Rahatsız olduğumdan değil," dedi Çağlar. "Sadece çok ani oldu. Ama o kadar merak ediyorsan evet, birinden hoşlandım." Dolaptan tabakları çıkarıp masaya koydu. Gökalp meraklı gözlerle direk ona bakıyordu. "Ne zaman? Nasıl biriydi?"

Bu yavru köpek gözlerine nasıl karşı koyabilirdi ki? "Lise dönemindeydi. Çok iyi biriydi. Herkes tarafından sevilen biriydi."

"Senin gibi," dedi Gökalp. "Aslında pek değil," dedi Çağlar aklına lise dönemindeki kavgalar gelirken. O zaman kime sorsanız Çağlar'ın zorba biri olduğunu söylerlerdi. Bu tabi ki doğru değildi ama ne derseniz deyin insanlar sadece görmek istediklerini görürdü.

"Nasıl değil? Ben senden daha sevilen birini görmedim," dedi yaslandığı yerden masaya eğilirken. Yüzünü eline yaslarken direk Çağlar'ın gözlerine odaklanmıştı. "Söylesene güzel miydi?"

Gökalp yavaşça Çağlar'ın ellerine bakışını izledi. Parmaklarıyla oynarken çocuk gibiydi.

"Güzeldi. Yeşil gözlü, kumral saçlıydı. Çok güzeldi. Herkesin hayran kalacağı kadar güzeldi."

"Ona açıldın mı?" Çağlar başını iki yana salladı. "Beni arkadaşı olarak görüyordu. O yüzden hiçbir şey söylemedim." Söyleyemedim, diye geçirdi içinden.

"Onu çok sevmiş gibisin," dedi Gökalp. Çağlar yavaşça bakışlarını ellerinden kaldırdı. Yanağını eline yaslamış bir şekilde camdan gökyüzünü izleyen Gökalp'e baktı. "Şanslı kızmış," dedi Gökalp. Erkek, diye düzeltti onu içinden Çağlar. Kendimi bulmamı sağlayan bir erkek.

"Yine de o kaybetmiş," dedi Gökalp Çağlar'a dönerken. "Seni reddeden herkes kaybetmiştir."

"Bunu söylemesi çok kolay," dedi Çağlar gülerken. "Hiçte bile," dedi Gökalp. "Öyle mi?" dedi Çağlar ellerini masaya koyup Gökalp'e doğru eğilirken. "Benimle çıkar mısın?"

Gökalp Çağlar ona doğru eğildiğinde kendini geriye gitmemek için zor tuttu. Yutkunurken nedensizce göğsünün ağrıdığını hissetti. "Ben ne alaka?" dedi gülerek.

"Biliyordum," dedi Çağlar doğrulurken. "Söylemesi kolay işte. Sende beni kaybettin," dedi ve arkasını dönüp tezgaha ilerledi.

"Hey, o kadar sevgilim olmak istiyorsan kabul ederim. Bu kadar üzülme." Çağlar gülerek arkasını döndü. "Gerçekten mi?"

"Gerçekten," dedi Gökalp omzunu silkerken. "Okulun popüler çocuğunu tavlamışım. Neden reddedeyim ki?"

"Haklısın yani," dedi Çağlar. "Sonuçta herkes yakışıklı birini bulamaz."

Ev Arkadaşım | bxbWhere stories live. Discover now