23|°Depaysement°

1.2K 125 163
                                    

Fransızca bir kelime olan "Depaysement" kendi ülkende olmamaktan doğan yabancı his, yabancı olma durumuna denir. Memleket özlemine benzerdir ama ondan daha yoğun bir duygudur. Bulunduğun yere gerçekten ait olmadığını hissetmek gibi...

•Hoş geldiniz.

•İyi okumalar.

Namjoon

Hayatımda hiç bu kadar canımın yandığını hatırlamıyordum. Çocuklara bahane uydurarak yanlarından ayrılmaya çalışırken çektiğim acının tarifi yoktu.

Ağrıyan belimle evime hızlı adımlarla ilerliyordum.

"Namjoon, geç kaldın..."

"Özür dilerim efendim... Eve bir gitsem..."

"Eve bile uçamıyorsun Namjoon. Cennet'e nasıl geleceksin?"

Haklıydı. Şu an eve bile uçamayacak kadar acı çekiyordum. Cennete nasıl gidecektim ki...

"Namjoon. Sana zamanında acil durumda evinde bulundurman için Cennet'ten su doldurmanı istemiştim. Herhangi bir şişeye. Dediğimi yaptın mı?"

Odamın en ücra köşelerinde sakladığım küçük şişemin aklıma gelmesiyle gülümsedim. Efendimin dediklerini her zaman yerine getiriyordum.

"Evet efendim. Evimde."

"Eve gider gitmez sırtına o suyu dök. Birazcık da olsa iyi gelir. Sonrasında iyi hissettiğin an buraya gelirsin."

Adımlarımı hızlandırırken bir yandan ağrısı koluma vurduğu için sıkıca kolumu tutuyordum. Kanatlarımı cidden söküp atasım vardı.

"Tamam efendim..."

Terlediğim için kanatlarımın çıkış yeri daha da sızlarken sertçe alt dudağımı ısırdım. Yanımdan geçen insanlar silahla vurulmuşum gibi bana bakıyorlardı. Eminim ki bir insan icadı olan kurşun bile daha az can yakıcıydı bundan...

"Hadi dikkatini dağıtalım biraz..."

Efendimin sunduğu teklifle afallamıştım. Cidden bunu söylemiş miydi?

"N-nasıl efendim?"

"Hoseok'un sevgilisi hakkında ne düşünüyorsun mesela?"

Aklıma gelen an ile gülümsedim. Onun adına cidden sevinmiştim...

"Sonsuza kadar eşinin yasını tutması beni üzüyordu. Onu kurtaramadık sonuçta. Hoseok hyungu zar zor trenin altından çektim."

"Doğru. Dünya'ya iner inmez birden bir kaza ile karşılaştın. Şimdi düşünüyorum da çok hızlı Dünya'ya adapte oldun."

Haklıydı. Duyduklarıma göre genelde melekler Dünya ile uyum sağlayamadığı için saraylara geri dönerlermiş. Kimse tek seferde adapte olamıyormuş. Ben ise sanki özüme dönmüş gibi benimsemiştim burayı. Tanıştığım insanlar o kadar iyilerdi ki kendimi hep onlar gibi hissetmiştim. Bu halde olmamı bizimkilere borçluydum.

"Haklısınız efendim. Başlarda korkuyordum ama Hoseok hyung ile tanıştıktan sonra her şey iyiye gitmeye başladı. Psikoloji bölümüne girmem, bizimkilerle tanışmam. Her şey güzel ilerledi. Şimdi de mezun oldum."

"Doğru. 6 senedir Dünya'da yaşıyorsun. Zaman akıp geçiyor cidden. Seni ilk yarattığım günü hatırlıyorum da..."

Evimin önüne geldiğimde gülerek anahtarlarımı cebimden çıkardım.

Commuovere | Taekook | ✔Where stories live. Discover now