28

10.9K 924 1.7K
                                    

amnistiaya bolum yaziyodum durduk yere hepsi silindi kufur etmek istemedigim icin burayı bos geciyorum

medyada da kafamda kurguladigim altaya -su anlık- en cok benzettiğim kisi var bu kisiler her an her yerde degisebilirler cok sey yapmamak laxim

13.15 • pazartesi
görkem altay

rakamlar ve harfler. görkem, bu ikisinin çevresinde gelişen hemen hemen on sekiz yıllık bir hayatın içinde sıkışıp kalmış klasik bir gençti, hiç değilse bazı açılardan.

kalem, testin son sorusu için kâğıdın üzerinde hızla gidip gelirken başını sıkıntıyla avucunun içine yaslamıştı. kısık göz kapaklarının ardından yorgun bir zihinle yaptığı işlemleri baştan tartarken nerede hata yaptığını bulmaya çalışıyor fakat es geçtiği noktayı bulamıyordu.

en sonunda sıkıntıyla silgisine uzanıp yaptığı tüm işlemleri silecekken kütüphaneye yayılan sıra sesiyle gözlerini karşısına çevirdi. tek kişilik sıra tam karşısında kısık bir gürültüyle durduğunda görkem, kaşlarının çatılmasına engel olamamıştı.

avuç içlerini sıranın oturma bölgesinde iki yanına dayayarak sırtını hafifçe geriye vermiş, boş yeşil gözleriyle öylece görkem'e bakıyordu altay. göz bebekleri onun yüzünden aşağı inip sıranın üzerindeki test kitabına yöneldiğinde görkem alçak sesle "ne yapıyorsun?" diye sormuştu.

çenesiyle test kitabını gösterdi. "çözemiyor musun?" derken sesi olabildiğince kısıktı.

baş parmağının elindeki kalemi sıktığını hissetti. "çözebiliyorum."

"her iki tarafın da karesini al."

"ne?"

"dene."

görkem yüz ifadesini değiştirmeden test kitabına döndü ve yaklaşık beş dakikadır uğraştığı soruya baktı. "denedim zaten."

"mutlak değer içerisinde çıkar dışarı."

"öyle yaptı-." öyle yapmamıştı. kaşlarını çatarak ona döndü. "nereden biliyorsun?"

"ben de apotemi çözüyorum." derken kütüphanede zil sesi yankılanmaya başlamıştı.

"iyi." soruyu çözmeden arka sayfayı çevirdi.

"çözmeyecek misin?"

"hayır."

"neden?"

"anladım çünkü."

"çöz yine de."

"neden buradasın?"

yeşil gözleri aynı ifadesizlikle test kitabında dolaştı. "çantamı almaya geldim."

"bende değil." altay kolunu hareket ettirerek omuzundaki çantayı belli ettiğinde görkem ona baktı. "aldığına göre gidebilirsi-"

"kiminle kavga ettin?"

şimdi gözleri doğrudan ona bakıyordu. "neden zorluyorsun?"

"sistematik olarak birinden şiddet mi görüyorsun?"

görkem, gözlerini kütüphaneden çıkan son bedende dolaştırdı. "uğraşma."

kütüphane kapısı tok bir sesle kapandığında boş odadaki insansızlığa güvenerek sesini biraz daha yükseltti altay. "elmacık kemiğindeki basit bir yaralanma değil görkem."

dobro vecherWhere stories live. Discover now