31. BÖLÜM: Alec'ten

19.6K 1.2K 1.5K
                                    




Jabari.

Onlar buradaydı.

Bu anın en sonunda başıma geleceğini biliyordum. Ama aptallık etmiştim. Umutlanmakla, bunun olmayacağına inanamakla. İntikam ateşinin çoktan söndüğüne inanamakla.

Aylar önce, burada, konsey toplantısında, ona, Kayla'ya ilk kez gerçekten baktığım o an. O an, onun başına açacağım tehlikeleri biliyordum. O andan itibaren, onu nasıl bir tehlikenin içine düşürdüğümün farkındaydım. Fakat buna inanmamayı seçmiştim. Ne kadar da aptaldım.

Jabari'ler yıllardır bizim düşmanımıdı. Fakat bu düşmanlık sanılanın aksine kişisel bir kinden kaynaklanıyordu. Zuko Vaharis'in bana ve aileme duyduğu o amansız nefretten.

Kurtadamlık tarihinde hiçbir zaman iki kurdun aynı kişiye mühürlendiği görülmemiştir. Buna yıllar boyu kimse olası bir gözle bakmamıştı. Bunun olabileceği bile düşünülmemişti. Çünkü hiç böyle bir şey olmamıştı ki... Fakat yıllar önce, bir gün iki farklı kurt aynı kişiye mühürlendiler. Ve bu da, iki sürünün arasındaki barışın sonu oldu.

Bu iki kurt babam ve Zuko'ydu.

İşte o zamandan beri düşmanımız olan Jabariler tam da karşımızda duruyorlardı. Sırayla gözlerimi her birinde gezdirdim. Sayılarını ve kimlerin burada olduğunu öğrenme istediği dolup taşıyordu içimde. Kai bu konuda haklı çıkmıştı. Sürünün hepsi burada değildi. Yedi kişilerdi.

Zuko, beklediğim o yüz tam karşımdaydı. Kurt halinde değildi. Tek insan oydu. Üzerinde garip, aslana ait gibi gözüken bir post vardı. Ayakları çıplaktı. Altına ise saçakları çıkmış hasıra benzeyen bir şey giymişti.

Onun insan olarak bulunması beni şaşırtmadı ama yine de konuşabileceğim kişinin o olmak zorunda olması içimdeki siniri kat kat büyütüyordu. O rezil herifle konuşmak falan istemiyordum.

Jace'in de yanımda bir insan olarak gerildiğini görebiliyordum. Zuko, teknik olarak onun amcasıydı. Bundan asla bahsetmek istemezdi. Zaten kim Zuko gibi biriyle akraba olmak isterdi ki? Kimse. Bu başına gelebilecek en kötü şey olurdu.

Şu an daha büyük endişelerim olsa da Jace'in insan kalması gerektiği bir gerçekti. Şu an kontrolü kaybedip kurda dönüşemezdi. Bu sadece bir dezavantaj olurdu.

O baba tarafından bir Jabari olduğu için her ne kadar o sürüye ait olmasa da bir parçası hala o sürüye bağlanabiliyordu. Bu, bizim sürümüz kadar net olmasa da yinede birbirlerini duyabilirlerdi. Evet onları duymak bir avantaj olabilirdi bizim için ama onlar da Jace üzerinden bizi duyabilse...

Zuko'nun yanındakiler, kurt halindelerdi. Hepsi de bir Jabari gibi desenli, kıvrak, çitayı andıran bedenleriyle önümüzde duruyordu. Çoğunu hemen tanıyabilmiştim. Tam yanında Aro duruyordu. Jabarilerin en iyi şavaçılarından biriydi. Kurt halindeki koluna baktım. Mühür izi yoktu. Demek hala mühürlenmemişti. Üstelik benden neredeyse yirmi yaş daha büyüktü. Aro'nun yanında duran iki kurdu da tanıdım. Anakin ve Artemis. Birbiriyle mühürlüydüler. Artemis sürüdeki tek kızdı. Yani eskiden öyleydi. Şimdi yeni gelenler olmuş olabilirdi. En kenarda ise Timu'yu gördüm. O da benden biraz dahayaşlıydı. Fakat yeni olan şey bileğindeki mühür iziydi. Ve yanına yaklaşmış, diğerlerinden çok daha küçük olan kurdu ise hayatımda ilk defa görüyordum. Yeni dönüşmüş olmalıydo.

Ama bunların asıl düşündüğüm şey, Makhan'nın nerede olduğuydu.

Aklımda sorular dokup taşıyordu. Alfaları neredeydi?

ŞEKİL DEĞİŞTİRENLER: MühürOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz