12.BÖLÜM: "Mühür"

19.4K 1.3K 1K
                                    


VEEEE... işte beklenen bölüm geldi!!!!!! İyi okumalar!!! Vote ve yorum atanlar sizi seviyorum canlarım!!

Pazartesi günü okula gittiğimde normalden çok daha rahatsız hissediyordum. Çünkü artık Jake'lerle çok daha yakındım. Ne zaman Paul bana bir şey söylemeye kalksa ya da Scott yanıma gelse hemen etrafı kolaçan ediyordum. Leo ve Diego bizi görebilir diye.

Jake artık, aramızda gizli saklı bir şey kalmadığı için onlarda takılabileceğimi, ve öğle yemeğinde de onların masasında oturabileceğimi söylemişti. Ama hayır, bunu yapamazdım. Onun gibi diğer arkadaşlarıma ihanet etmek istemiyordum. Biliyorum, onun elinde değildi, ama benim uymam gereken bir emir falan yoktu. O yüzden öğle arasında onlarla oturmadım. Zaten üçüncü dersin bitiminde Leo ve Diego anında yanıma geldiler.

"Kayla nasılsın?" dedi Diego, yemekhaneye doğru yürürken.

"İyiyim sen nasılsın?"

"İdare eder."

Leo ciddi bir sesle fısıldadı. "Kayla, cuma günü ne oldu? Jake ile konuşabildin mi? Neden telefonlarımı açmadın?"

"Çok gergindim, Leo, kimseyle konuşacak durumda değildim." diye fısıldadım, içim vicdan azabıyla sızlarken.

Leo bana şüpheyle baktı.

Beraber yemek masasına otururken üçümüzde sessizdik. Sonra Letty yanımıza oturdu. Herzamanki gibi, haftasonu neler yaptığımı sordu.

Onu geçiştirmeye çalıştım. Konuyu değiştirdim; ona bir sonraki Kimya ödevini nasıl yapacağımızı sordum. Letty hemen bana anlatmaya başladı.

İstemeden olsa da arada sırada o masaya bakıyordum. Bu sırada Leo sinirle konuştu.

"Hiçbir şey değişmeyecek değil mi? Artık buna alışmamız lazım." dedi dişlerinin arasından. "Jake'i de kaybettiğimizi kabullenmeliyiz artık."

O an, Leo'yu duyabildiklerine o kadar da emindim ki. Çünkü Jake'in kafası hafifçe buraya çevrilmişti. Yüzü acıyla bükülmüştü. Diğerleri de buraya bakmıyor olsalar bile, aralarında konuşmayı kesmişlerdi.

Ah, Leo şu an onların bunu duyduğunu bilse, eminim ki bunları demeyecekti.

"Onlardan nefret ediyorum." dedi Diego. "Umarım bu sene sonunda okuldan mezun olurlar ve üniversiteye dünyanın başka bir ucuna giderler."

O grup hakkında kötü şeyler konuşulmaya başladıklarında, adeta yerimde kıvranıyordum.

Arada kalan insan olmak ne kadar da kötüydü!

Sonra istemeden olsa da ağzımdan geveledim.

"Çocuklar, aslında onlar o kadar da kötü değiller."

Masadaki üç çift göz de bana çevrilmişti. Letty ve Diego, bu söylediğime şaşırmıştı; Leo'nun yüz ifadesi ise şüphe ve kırgınlıkla doluydu. Bu mideme bir yumruk saplanmış gibi hissetmeme yol açtı.

"Ne demek istiyorsun?" dedi Leo, içime bir acı saplanmasına yok açan sesiyle.

"Ben... ben... yani..." Diye kıvrandım. "Onların birkaçıyla tanıştım, o kadar da kötü insanlar değiller."

Evet, yine her şeyi berbat etmiştim.

Leo bana gözlerini büyüterek baktığında hışımla masadan kalktı. Gözlerinde hayal kırıklığı vardı. Sanki geçen hafta diğer her gün olduğu gibi. Onu üzmüştüm. Onu üzüyordum.

ŞEKİL DEĞİŞTİRENLER: MühürUnde poveștirile trăiesc. Descoperă acum