41. Burası Gözü Kör Sevgiler

530 124 150
                                    

#Bizde aşk acısı çekiyoruz ama sabah aslanlar gibi okul üniforması giyip okula gidiyoruz. -Tam panoda paylaşılmalık, beni etiketlemeyi unutmayın. 

BURASI LİSE
Gözü Kör Sevgiler
41. Bölüm

Sabahları güzel bulan insanlar umutlu insanlardır, sabahları sevmeyenlerse başlamamış günden ve hayattan umudunu kesmişlerdir. Oysa yeni bir şanstır tüm sabahlar... Şansını gün için, iyiye kullanmak gerekir.

Uzay bu iyiliği kullanmakta gönüllü değildi. Çünkü hâlâ daha dünün peşindeydi. Odasının kapısını çalan ablasına ses vermedi ve yorganı başına çekti. Onunla konuşmak istemiyordu. Dün anne ve babası ablasının gelişi şerefine özenle hazırladıkları yemek masasına da katılmamıştı. Babası ısrar etse de ablası bunun önüne geçip kendi haline bırakılmasını sağladı.

Fakat ablası onun şimdi kaçmasına izin vermedi. Kapıyı açıp içeriye girdi ve kardeşinin yatağına oturdu. Onun uyanmış olduğunu tahmin ediyordu, yorganı kendine sığınak yaptığını fark etti. Çekiştirdi ve yüzünü görmeye çalıştı.

Uzay özel çabalar sarf ederek yorganı başından indirmedi. Aralarındaki itiş kakış sabah sporu olarak onlara büyük enerji kaybettirdi. Sonunda Güneş pes etti, bir noktada kardeşinin üzerine gitmekte istemiyordu. Yatağa oturup derin bir nefes aldı.

"Tamam. Sen kazandın, pes ediyorum. Lütfen biraz konuşabilir miyiz?"

Uzay sinirle yorganı kafasından indirdi. Yorganın altında nefesin alıp vermekten terlemişti. Yorganı kafasından çekerken de saçları elektriklenerek havaya kalkmıştı. Görünüşü ile ablasının yüzünü ekşitmesini sağlamıştı. Doğrulup çemkirerek ablasına baktı.

"Tabii ben kazanacağım, yok birde sen kazan. Ayrıca seninle konuşmazsam ne yaparsın? Yine çekip gider misin?"

Güneş gözlerini kısıp onun bilmişlik taslayarak laf dokundurmasına tepki verdi. "Ne olmuş gittiysem, üç yaşında değilsin ne diye arkamdan ağlıyorsun?"

"Üç yaşında değilim ama ilk kez, ilk görüşte aşık oldum. Ve o kız senin en fan okuyucularından... Gitmeyip bana yardım etseydin, kesin benimle olurdu."

Güneş bunun sorumluluğunu alması gereken bir olay olduğunu düşünmüyordu. Bunun için suçlanması gereksizdi. Kardeşinin anlaması için açıklama yaptı. Ama her zaman ki gibi biraz sinir doluydu.

"Ne yapmamı bekliyordun? İkiniz için bir kurgu oluşturacaktım ve sende tasarlanmış bir kitap karakteri gibi oynayacak mıydın?"

Uzay, ablasının ayağını gösterdi. "Tam üstüne bastın." Ablası her ne kadar üste çıkmaya çalışsa da Uzay onun  ilgisiz bir abla olduğu gerçeğini değiştirmesine izin vermeyecekti. Kararlı bir şekilde dik duruyordu.

Ablası sabırlı olmaya çalıştı. Onun kendi içinde tasarladığı tüm düşüncelerin yanlış olduğunu kanıtlamalıydı.

"Sen o kızı kalbinden gelerek sevdin ama şimdi rol yaparak kazanmadığın için üzülüyorsun. Saçmalamayı kes. Önünde güzel ve uzun bir hayat var. Kalbin sevgiyle dolu, başka birini de seversin."

Uzay bu söyledikleri üzerine dizlerinin üzerine oturup ablasını yargıladı. "Ha yani yaşım küçük diye sevgimi küçümsüyorsun. Ezdirmem sana kendimi Faruk Efendi!(Hükümet Kadın filmi- Fehime Karakteri) Ben on beş yaşıma giriyorum. Başka devletlerde reşit olmama bir sene kalmış."

Güneş gözlüğünü çıkarıp burun kemerini ince parmakları ile sıktı. İfade ediş tarzı yanlış olduğu için belki çıkmaza giriyorlardı. Bu sefer tatlı bir dille, şefkatle konuştu.

BURASI LİSEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin