36 // friend

5.3K 335 84
                                    

"Bir açıklama bekliyorum."

Arabanın koltuğu sanki kıçıma yapışmışcasına rahatsız bir şekilde hareket ettim. Konuşmaya nereden başlayacağım hakkında bir fikrim yoktu maalesef ki.

Jessica, kendi arabasına binip anında beni Justin'le yalnız bırakmıştı. Justin'in öfkeli bakışlarına maruz kalarak soyunma odasında giyinmiş, daha sonra da onun arabasına tıkılmıştım. Arabayı çalıştırmamıştı. Öylece duruyorduk.

"Bana cevap ver." Diye tısladı elindeki bitmiş sigara izmaritini camdan aşağıya atarken.

"Durup dururken telefonum çalmaya başladı." Dedim kollarımı göğsümde birleştirerek. "Numara kayıtlı değildi. Açtım ve Brad'in sesini duydum. Bana seninle ilgili bir şeyler söyledi."

"Ne gibi?" Çenesi sertçe kasılmıştı. Niye bu kadar kızdığına anlam verememiştim.

"Biraz garip ama seni övdü ve sana güveniyor." Dedim ellerimi çenemin altında birleştirirken.

Kaşları alayla biçimsiz bir şekilde çatılırken yüzü hâlâ ifadesizliğini koruyordu. "Hangi konuda bana güveniyormuş?" Dedi elini çenesine yerleştirerek.

"Beni koruman konusunda," Diye mırıldandım. Ortama boğucu bir sessizlik hakimdi. Duyabildiğim tek şey ise Justin'in sıkıntıyla alıp verdiği soluklarıydı. Cidden çok sıkıcı bir durumdu.

Dalga geçercesine gülmüştü. Gülmesine rağmen ne kadar öfkeli olduğunu hissedebiliyordum. Uzun süren bir sessizliğin sonunda bacağımdaki sıcak bir el ona doğru dönmemi sağladı.

Beni dudaklarına yaslaması ile o an ki şaşkınlığımla birkaç saniye sonra ona karşılık vermeye başlamıştım. Ağzında pekte hoş olmayan bir sigara tadı vardı. Hadi ama, kötü çocuk hikayelerinde güzel olarak bahsediyorlardı!

Boynum ve belimin ağrıması üzerine geri çekileceğim sırada tekrar beni öperek bacağımı kendine doğru çekti. Ardından da onun kucağına düşüverdim. Tamamen oturduğumda ise koltuğu biraz geriye iterek ikimizinde rahat edebilmesini sağladı.

Parmaklarımı saçlarına geçirip çektiğimde seslice inleyerek sıyrılmış tişörtümün altından elini belime yerleştirdi. Dudaklarımızı nefes alma ihtiyacı adına ayırdım ve derin nefeslerimi içime doldurmaya başladım. Hiç beklemeden tekrar dudaklarıma yapışıverdi.

Kot şortum, oturduğum için biraz daha kısalmıştı ve bunu fırsat bilen Justin, parmaklarını tüylerimi ürpertecek şekilde şortun açıkta bıraktığı yerlerde gezdiriyordu. İstemsizce titredim. Hiç beklemediği bir an onun boynunu öptüğümde elleri kalçamı sertçe sıkmıştı.

Eli şortumun düğmesine gitti. O an aklıma takılan bir soru ile onu durdurdum. Gözleri şaşkınlıkla benimkilerle buluşmuştu.

"Bir sorun mu var?" Dedi elimi tutarken.

"Brad, seni tanımıyordu bile. Neden bir anda beni arayıp bunları söyledi?" Sesim mırıltı gibi çıkmıştı.Justin'in gözlerinden telaşlı bir dalga geçtiğinde bir şeyler olduğunun farkına varmam uzun sürmemişti.

"Bilmem." Dedi yutkunarak. "Bırak şimdi onu," Diyerek elini tekrar kalçama yerleştirdiğinde onu ittirdim. Bir şey biliyordu. Yani bundan emindim.

Oflayarak, "Peki, anlatacağım." Dedi. "Brad'i birkaç kez ziyaret ettim. En sonuncusunda da senden bahsetmiştik. O, seni atlatmış. Merak ettiği de senmişsin. Bende ona her şeyi anlattım. Bizi anlattım. Onun yüzünden başına gelenleri anlattım. Derek konusunda da çok üzgün olduğunu söyledi. Ve diğer tüm her şey için,"

good night miss. terryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin