4 // gift

15.8K 427 73
                                    

Öğle Saatleri

Justin Bieber

"Bu gece vardiyan var, Bieber," Dedi Bay Wilson. Sıkıntıyla oflayarak kafamı evet anlamında salladım ve dışarı çıktım. Dolabıma doğru ilerleyip şifresini girdim. Kapağını açarak içinden silahımı aldım ve belimin kenarına sokuşturdum. Sinirle dolabın kapağını kapattım. Civarın uyuşturucu ve morfin çetesinin götünü dağıtmak için bir maymun olmadığım kalmıştı. Öğrenci rolü yapmanın ne kadar saçma olduğunu bir kez daha fark ettim. Ergen bir liseli olacağımı hiç tahmin etmezdim. Keşke bunu kabul etmeseydim.

Bunak okul müdürü sayesinde okula sahte kimlikle kaydolmuştum. Yani bu durumda siktiğimin Brad'ine de yaklaşmış oluyordum.

"Asi öğrencimiz yine niye sinirlendi acaba?" Dedi Harry elini omzuma koyarak. Omzumu oynatarak elinin düşmesini sağladım.

"Kapa çeneni, marul kafa,"

"Kirpi,"

"Geri zekalı,"

Ben daha itiraz bile edemeden Bay Wilson'ın keskin "Kesin sesinizi!" lafını duymamla sustum. Kapıda duruyordu. "Size çocuk gibi kavga edin demedim. Akşama hazırlanın. Burada kimseyi görmeyeceğim." Harry, Bay Wilson'ın arkasından onun taklidini yaparken üfleyip dinlenme odasına ilerledim.

"Şu kıza Brad olayını söyledin mi?"

"Hayır fakat..."

"Fakat ne?"

"Kız polis olduğumu biliyor," Dedim sıkıntıyla.

"Kendinle ilgili her şeyi anlattın mı ona? Git donunun rengini de söylede tam olsun!"

"Ben bir şey anlatmadım göt beyinli! İlk önce evine gittim onun. Cidden gerçek bir ihbar için gittim. Bay Wilson benim bilmediğim bir plan yapmış. Geri geldiğimde öğrendim bende."

'Hmm' tarzında bir ses çıkardı. Ardından kahve makinesinin oraya gitti ve iki pet bardak alarak bardaklara kahve doldurdu. O kahve doldururken bense masanın üzerine oturdum. Tekrar yanıma geldi ve elimdeki kahve bardaklarından birini bana uzattı. Altına bir sandalye çekerek oturdu. "Kız nasıl?" Dedi kahvesinden bir yudum alırken. Dudaklarına yayılan aptal gülüşten ne demek istediğini anlamıştım.

"İtiraf etmek gerekirse," Dudaklarıma istemsizce muzip bir sırıtış yayılmıştı. "Kız oldukça ateşli." Dedim kahvemden bir yudum alıp dudaklarımı ıslatırken. Gülmeye çalışıyordu fakat boğazında kalan kahve bunu engellemişti. Hafifçe gülerek öksürdü ve boğazını temizledi.

"Dostum, sübyancı mısın?" Kıkırdayıp elindeki kahvesini masanın üzerine bıraktı.

Kaşlarım garip bir ifade ile kıvrılırken koluna yumruk attım. "Aklını sikeyim," Hala gülmeye devam ediyordu. "Olgun göstermesi benim suçum değil." Kahvemin son yudumunu da içip pet bardağı elimle buruşturdum ve çöpe doğru fırlattım.

"Yüzündeki yaralar neyin nesi?"

"Brad'le kavga ettik. Tavana deyen kıçını biraz bastırayım dedim." Alayla gülerek nefes alıp verdi.

"Senin yerinde olsaydım," Ayağa kalkıp kahve makinesine ilerledi ve kendine bir bardak daha kahve doldurdu. "O okuldaki kızları becerirdim. Bilirsin, yeni meyveler tatlıdır." Arkasını dönerek kahvesinden bir yudum aldı. Eski yerine geri geldi ve sandalyesine oturdu.

"Ben ergenlerle sevişmem. İstiyorsan rolleri değişebiliriz?" Dedim gözlerimi devirerek.

"İğrenç! Ben bir amele olamam!" Yüzünü ekşiterek bitirdiği yeni bitirdiği kahvenin bardağını çöpe fırlattı.

good night miss. terryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin