~15

76.4K 3.1K 832
                                    

15. Bölüm

Bütün yol boyunca tek kelime etmeden, gergin bir yolculuk geçirirlerken, konağa girer girmez Mehin de odasına geçip, Karan için yatağı hazırlamıştı. Dik yatması gerektiği için, yastıkları ona göre ayarlarken bir yandan da yalnız kalmak için bulduğu o vakitte bu hafta sonunu gözden geçiriyordu.

Ne olmuştu öyle? Daha dün Karan kendisini öpmüş, bugün ise kendi sağlığından önce Mehin'i düşünmüştü. Evet belki yeri geldiğinde kaba olabilirdi ama en azından Mehin'i düşünmüştü. İlgi göstermişti. Hatta panik bile yapmıştı. Hatta ve hatta 'güzelim' sıfatını da duyduğuna adı kadar emindi.

Hele hastanede olanlar... Kimlik numarasını ezberlemesi ve Devin'in karşısında, karısının elini tutup gitmesi, Mehin'i o kadar mutlu etmişti ki, biraz daha emin olmuştu o kızı sevmediğine. Ama bir sorun vardı yine de. İlk başlarda Devin yüzünden kocası kendisini reddederken, şimdi bir anda ne olmuştu da Karan'ın fikri değişiyordu?

Mehin yatağı düzelttikten sonra, Karan'ın da telefonda konuşarak odaya girmesiyle kafasını o tarafa çevirdi.

"Tamam, bekliyorum."

Karan odaya girdikten sonra konuşmayı bırakıp, kapıyı da kapatırken ardından aklındaki soru işaretleri yüzünden agrasifti. Mehin'e nasıl sorması gerektiğini bilemezken dolabına ilerleyip, yünlü bir kazak çıkarttı. Vücudunu sıcak tutması ve rahat olması gerektiği için onu giymesi gerekiyordu ama en ufak bir harekette kaburgalarındaki sızı ve kasılmalar sanki bütün bedenini kitliyordu.

"Yardım edeyim mi?"

Mehin'in masum sesiyle Karan arkasını dönerken, küçük tebessümüyle karşılaştı. Şu an karısının suçluluk hissettiğini tahmin edebiliyordu. Ama Allah'tan onun bir şeyi yoktu. Kendisine emanet edilen bir kadının, kılına zarar gelsin istemezdi ve gerçekten endişelenmişti.

"İyi olur."

Karan yatağa geçip oturduğunda, Mehin de karşısına geçerken, yavaş hareketlerle dikkatli olarak Karan'ın üzerindekini çıkartmıştı. Utancından dolayı göz göze gelemezken ise diğer kazağını da canını acıtmadan yavaşça geçirmeye çalışmıştı ki Karan Mehin'in fazla yavaş olmasıyla kendisi hızlı bir şekilde kollarını da geçirdi.

"Bu kadar yavaş olmak zorunda değilsin."

"Ben canını acıtmak istemedim."

Karan bunu sinirli söylemese bile, Mehin yine de bunu tepkili olarak algılayıp yüzünü asarak uzaklaşmak için bir adım atmıştı. Ama tam o sırada Karan izin vermeyerek, elinden tutup engelledi. Mehin ise beklemediği hamleyle, o an ellerine bakmıştı

"İbrahimle aranda ne geçti?"

Karan bunu söylemeyi diline bile yakıştırmazken, Mehin'den de geçerli bir açıklama bekliyordu. Daha geçen gün, kendi arkadaşıyla bile göz göze gelmeye çekinen karısını görmüştü. Mehin'in tavırlarını, davranışlarını az çok biliyor sayılırdı ve kötü bir şeyi asla yakıştırmıyordu. Ama içinde bir yerde gelecek cevaptan cidden korktu.

Tamam, belki kendisi karısını kabul etmeyerek evlenmiş olabilirdi ama bu saatten sonra kaderinde ondan başkası da olamayacaktı. Sadece zamana bırakıyordu bu günleri. Belki de babasına inadından vaz geçemediğinden. Ve Mehin'in hayatında başka bir adamın adının geçmesinden korktu. Geçmişiyle ne olursa olsun yargılamazdı insanları. Şu an bunu olabildiğince sakin sormasının sebebi ise buydu. Halbuki içinde fırtınalar kopuyordu. Hayatında en nefret ettiği adamın, karısıyla bir geçmişi olması Karan için hiç de iyi olmazdı. O adamın bakışlarını bir kez görmüştü bir kere. Katil olmak için ise gayet de güzel bir sebepti.

MEHİN | ᏖÖᏒᏋ Where stories live. Discover now