BÖLÜM 9 - İNFAZ

3.3K 273 43
                                    


Ragnar öfkesine hakim olmayı zorlu yollardan öğrenmişti. Şimdi ise bunun faydasını görüyordu. Olması gerektiği gibi atının üzerinde halkını selamlayarak, her kralın yapacağı şekilde kasabasına giriyordu.

Şimdilik önemli olan tek şey de buydu. Üstüne başına atılan buğdaylar ve diğer saçmalıkları görmezden gelmek zorundaydı. Aksi takdirde bu iki kadını şuracıkta öldürebilirdi.... 

Ona tuzak kurmuşlardı. Bu iki cadı resmen bunu planlı ve kasıtlı olarak yapmışlardı. Kızıl kadın saf ve narin yardıma muhtaç bir kadın rolünü üstlenmiş, Sigrid ise onun vicdanına oynamıştı. Ragnar bunu anlayamadığı için aptal olduğunu düşünüyordu. Ama tabii ki bunları yanlarına bırakmayacaktı. Sadece kendi evine kadar gidebilseler yeterdi. İşte o zaman tüm tanrılar gelse bile onları Ragnar Lothbrook'un gazabından koruyamayacaktı...

Sigrid korku içinde kızıl kadını inceliyordu. Acaba o da Ragnar'ın öfkesinin farkında mıydı? Ragnar'ın halkı gerçekten düşündüğünden de aptal çıkmıştı. O ikisini aynı atın üzerinde gördüklerinde Kızıl kadını onun gelini sanmışlardı. Bir kral savaştan dönerken kendisine böyle ganimetler alırdı bu bilinen bir şeydi ama yine de onları yargısız infaz etmişlerdi.

Ah... Ragnar onu artık kesinlikle öldürecekti. Cesedini de muhtemelen kurtlara yem edecekti. Bir mezarı bile olmayacaktı ve tabii ki Valhalla'ya kocasının yanına gidemeyecekti.

Onunla birlikte olmak için son umudu buydu ama kızıl kadını kurtaracağım derken bunu da kaybetmişti...

Sigrid artık dua etmeyi bırakmıştı. Tanrıların onu duyduğuna inanmıyordu. Duysalar bile onu artık hiç bir tanrı kurtaramayacaktı bundan emindi...

Bu esnada Ragnar'ın ihtişamlı evi önlerinde gözükmüştü. Artık ölüm fermanlarının imzalanmasına dakikalar kalmıştı...

"Bu evin mezarım olacağı kimin aklına gelirdi ki?" diye düşündü Sigrid.


Asya neler olduğunu hala kavrayamamıştı. İnsanların davranışları çok garipti. Ona hayranlık ve mutlulukla bakıyorlardı. En azından çoğu böyleydi. Kalabalığın arkalarında ufak bir grup kadın dikkatini çekmişti. Gözlerinde anlam veremediği nefret dolu bakışlar vardı... Bunlar Ragnar'ın kendi insanları değil miydi? Yoksa ondan mı nefret ediyorlardı? İyi ama o zaman neden onun kasabasında yaşamaya devam ediyorlardı?

Asya'nın kafasında yine binlerce soru olmuştu. En önemlisi de onları şimdi neyin beklediğiydi. Sigrid'e dönüp baktığında pek de iyi şeyler olmadığını düşünüyordu...

Bu sırada Ragnar atını durdurdu ve kadını hiç umursamadan bir hamlede atından atlayarak önlerinde duran ihtişamlı eve doğru hızlı adımlarla yürümeye başladı. Sigrid de atından inmişti ve Asya'ya doğru geliyordu. Asya ata kendisi binmemişti -ki binseydi bile- yine inemezdi. Nasıl yapacağını bilmiyordu. Sigrid ise bunu anlamış ve muhtemelen ona yardıma geliyordu. Asya bu kadına minnettardı.

Derken Ragnar bir anda durdu ve saniyenin onda biri kadar kısacık bir süre düşündükten sonra birden arkasını dönüp Asya'ya doğru yürüdü. 

Asya ne olduğunu anlayamadan onu belinden tutup aşağı indirdi. Ragnar'ın bu hareketinin üzerine kalabalıktan coşku dolu çığlıklar ve ıslıklar duyulmuştu. 

Hepsi tek bir ağızdan aynı kelimeyi haykırmaya başlamıştı. Asya bu kelimeyi anlayamıyordu çünkü daha önce hiç duymamıştı. Bu yüzden gözlerini Ragnar'a dikti ve öylece bekledi. 


Fakat Sigrid onların ne istediğini anlamıştı. Bu çok önemli bir gelenekti ikisi de bunu biliyordu. Ragnar bu yüzden kapıdan dönmüştü. Eğer gelinini öpmeyi reddederse onu tüm halkının önünde küçük düşürmüş olacaktı. Burada yaşadığı süre boyunca bir daha kimse kadına saygı göstermezdi ve hatta kölelerden bile daha aşağı bir konumda olurdu. Bu yüzden Sigrid Ragnar'ın ne yapacağını endişe içinde bekliyordu...

VİKİNG SAVAŞÇISIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin