BÖLÜM 8 - ZORLU YOLCULUK

3.7K 286 78
                                    

Ragnar kadının çığlığını duyduğunda olduğu yerde durmuş ve ne olduğunu anlamak için beklemişti. Zaten yol boyunca gözü hep onun üzerindeydi, kadın o kadar ufak tefek ve narin görünüyordu ki bu yolu kaldıramayacağı en başından belliydi. 

Ragnar onu kasabada bırakırsa birileri tarafından mutlaka öldürülecekti ama yanına alırsa en azından bir şansı olabileceğini düşünmüştü. Nitekim öyle de olacaktı... Ata binmeyi becerebilseydi ve biraz daha sabredebilseydi. 

Onun atından düşeceğini hiç tahmin edememişti ve bu olduğunda kendisini zayıf ve yumuşak göstermeden bir savaşçı gibi durumu idare etmesi gerekiyordu.

Çünkü normal şartlarda Ragnar Lothbrook yoluna böyle insanlarla devam etmezdi... 

Adamlarından birinin o daha kararını vermemişken harekete geçmiş olması Ragnar'ın işini kolaylaştırmıştı. 

Yaralı bir kadını atına alacak biri varsa o da tabi ki krallarıydı. Ragnar böylece hem savaşçısına haddini bildirmiş hem de kadına yardım ederken zayıf görünmemişti... 

Zavallı Sigrid, gerçekten de kadını öldüreceğini düşünerek kafayı yemek üzereydi. Aslında Ragnar onu bu kadar üzmeyi amaçlamamıştı ama bundan pişman da değildi tabi... Onlar birbirlerinden nefret eden ezeli düşmanlardı ve ikisi de bunun farkındaydı. Bu durumu değiştirmek için de çaba göstermeyecekti.

Ragnar kadını yerden alıp sırtına attıktan sonra atının yanına yürüdü. Herkes sıradaki hamlesini merak ediyordu ve onları şaşırtmayı seviyordu. Kadını atının üstüne atıp kendi de atına bindi ve atına ilerlemesi için komut verdi. 

O sırada Sigrid yine çığlık çığlığa onun arkasından koşmaya başlamıştı.

"Tanrı aşkına bu kadın hiç susmayacak mı?" diye kendi kendine sinirli bir şekilde söyleniyordu. Ragnar mecburen atını durdurup ona doğru döndü. Bıkmış bir yüz ifadesiyle 

"Yine ne var kadın!" diyerek Sigrid'e  çıkıştı.

" Onu bir eşya gibi taşıyamazsın lanet olası herif!" 

Sigrid eline koluna hakim olamıyordu. Bir kızıl kadına doğru bir Ragnar'a doğru sallayıp duruyordu. Sinirden kendini kaybetmişti. Bir erkek nasıl bu kadar kalın kafalı olabilirdi. Baygın bir kadın bunca yolu baş aşağı sarkıtılarak mı gidecekti gerçekten?

Sigrid kendini sakin olmaya zorlarken Ragnar ona tekrar kükredi

"Ne yapacağımı sana soracak değilim kadın!" 

Bunun üzerine Sigrid biraz düşünmek zorunda kaldı. Zıtlaşarak bir yere varamayacaklardı ikisinde de viking inadı vardı ve damarına basıldıkça Ragnar daha da sert olmaya başlıyordu. En azından onu öldürmemiş ve atına almıştı. Sigrid sadece bunun için bile minnettar olmalıydı. Bu yüzden üzgün bir şekilde Ragnar'ın gözlerinin içine baktı ve konuşmaya yumuşak bir ses tonuyla devam etti

"Ragnar... Onu kurtardığın için sana minnettarım. Ama göremediğin bir şey var. Şu haline bir bak zavallı kızcağız perişan durumda ve sen onu bunca yolu atın üstünde baş aşağı sarkıtarak götürmeye çalışıyorsun. Kız zaten tükenmiş durumda bunun üstesinden gelebileceğini mi düşünüyorsun?"

Ragnar bu kez onu dinliyor gibiydi fakat Sigrid'e değil uzaklara gözünü dikmişti.

Bunun üzerine Sigrid devam etmeye karar verdi.

"Daha insancıl bir şekilde taşınmalı. Yalvarırım sana Ragnar Lothbrook."

Ragnar bunu düşünüyordu. Gerçekten düşünüyordu fakat yine de anlamamıştı. Daha önce hiç atında birini taşımak zorunda kalmamıştı bu yüzden başka nasıl taşıyabilirdi bilmiyordu. 

VİKİNG SAVAŞÇISIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin