Bölüm 12 - Venire

3.2K 306 52
                                    

Venire hiç sıkılmadan şöminenin başında saatlerce kızıl kadını dinledi. Nihayet yorgunluğa yenik düşüp uykuya daldığında ise kendi kendine uzun bir süre alevleri izleyerek düşündü. O yaşlı cadının bu iftirayı neden attığını anlamak çok da zor değildi... Fakat zavallı kadının hiç bir şeyden haberi yoktu, kurtlar sofrasına düşmüş masum bir kadındı sadece ve Ragnar'ın hak etmeyeceği kadar güzel ve iyi kalpliydi. 

Aptal kardeşinin bu yaptıklarına inanamıyordu. O kadar kolay dolduruşa gelmiş ve kadına saldırmıştı ki... Üstelik gece yarısı olmasına rağmen hala ortalıkta yoktu...

Venire kızıl kadına baktı, onun sabahki hali gelmişti aklına. Sıcak suyun etkisiyle pespembe olmuş beyaz teni ve alev gibi yanan öfkeli gözleri kadına çok farklı bir hava katmıştı. Şimdi ise şöminenin önünde kıvrılmış bir kedi gibi uyuyordu. Venire onu uyurken saatlerce seyredebilirdi. 

'Ah Ragnar. Seni küçük aptal!'

İşte o an kararını verdi. Ragnar'ı bulacak ve ona bu yaptığını ödetecekti. Eğer kadın ona dönmek istemezse Venire ona sahip çıkardı. Bu hoş karşılanmayacaktı belki fakat Ragnar zaten onu istemediğini defalarca söylemişti. Evlilikleri de tanrıların huzurunda henüz tamamlanmamıştı. Şu an için Venire'i durduracak hiç bir şey yoktu.

Kadını uyandırmamak için yavaşça yerinden kalktı. O yokken şöminenin sönmesi ihtimalini düşünerek kürklerinden biriyle kadının üzerini örttü. Daha sonra sessizce evden ayrıldı. Soğuk geceye adımını atar atmaz şefkat duygusu çabucak yerini öfkeye bıraktı. Karların içinde yürürken kaşlarını çatmış, yumruklarını sıkmıştı artık savaşa hazırdı ve

'Tanrılar yardımcın olsun Ragnar.' diye düşünmekten kendisini alıkoyamadı.


Ragnar kadın evi terk ettiğinden beri öfkeyle evin içinde volta atıyordu. Sinirden bir lokma bile yemek yememiş hatta sofrayı yerle bir etmemek için kendini zor tutmuştu. 

Kadın ona tokat atmıştı.

Bir kadın Ragnar Lothbrook'a tokat atmıştı!

Bunu herhangi biri yapmış olsaydı cezası kesinlikle ölüm olurdu ama bunu yapan karısıydı ve ne yazık ki onu öldüremezdi. Başka bir şekilde cezalandırmak zorundaydı. Bildiği bir şey varsa o da bu hareketin kesinlikle kadının yanına kalmayacağıydı.

Ragnar içten içe kadını bulması gerektiğini biliyordu fakat gecenin bir yarısı yalnız başına nereye gitmiş olabilirdi ki?

Nasıl bulacaktı? Bu sorular saatlerdir onu yiyip bitiriyordu.

Muhtemelen ormanında derinliklerinde kaybolacak diye düşündü Ragnar. Sonra da eğer donarak ölmemişse açlıktan ölecekti. Bir kaç gün sonra köyden biri Ragnar'ın karısının cansız bedenini bulacak ve daha kendi karısını bile koruyamadığı için onu en iyi ihtimalle krallıktan men edecek, en kötü ihtimalle ise öldüreceklerdi.

Ragnar bu düşünceler üzerine iyice deliye döndü.

"Aptal kadın!" diye öfkeyle bağırdı ve duvara oldukça şiddetli bir yumruk attı. Bu hareketi bile öfkesini yatıştırmaya yetmemişti...

Saat gece yarısını geçiyordu ve artık kadını bulmak zorundaydı. Üzerine bir şeyler geçirip kendisini dışarı attı fakat hala onu nerede bulabileceği hakkında hiç bir fikri yoktu. Hatta aramaya nereden başlayacağını bile bilmiyordu. Talim alanına doğru yürümeye başladı açıklığın ortasına geldiğinde durup derin bir nefes aldı ve buz mavisi gözleriyle gecenin karanlığında ay ışığının aydınlattığı kadarıyla etrafa göz gezdirdi. 

VİKİNG SAVAŞÇISIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin