Bölüm 15

65K 2.7K 111
                                    


Söyledikleri sanki başka birinin başına gelmiş gibiydi. Yok canım tabi ki de bu Korhan'ın başına gelmiş olamazdı, bir yanlışlık olmalıydı. Bu çok kötü, kahretsin bu dehşet verici bir hikâyeydi ve ben bu hikâyenin en olmadık yerinde içine girmiştim. İçim üzülmüştü o kız için ama Korhan'ıma kahrolmuştum. Onu dinlerken sadece denize bakmıştım, şimdi o karanlıktan bakışlarımı gözlerine çevirince bu cennet gözlerin, bu engin bakışların sahibinin başka biri olacak olması genzimi yakmıştı, nefes almakta zorluk çekiyordum...

" Korhan ben bu hikâyedeki üçüncü kişiymişim!" dedim gırtlağıma yapışan yanma hissinin verdiği işkenceyle. Ne dediğimi tarttı önce cevabını beklemeden karanlık denize doğru çevirdim başımı tekrar

" Kahretsin!!!" diye öyle bir bağırdı ki oturduğum yerde sıçradım, ilk defa bu kadar sinirli görüyordum ve bu gerçekten korkunçtu. Sinirli bir Korhan... Olsun ben onu her türlü duygusuyla da severim ister bağırsın ister okşasın ondan gelecek olanın başımın üzerinde yeri vardı... Şu an ki siniri bana değil çaresizliğineydi bana ne diyeceğini düşünüyor ve içimi serinletecek bir şey diyemediği için bu kadar asabileşmişti. Ayağa kalktım, kollarımı iki yana açarak derin nefesler aldım ama boğazımdaki yangın geçmeyince pes ederek eğilip önünde diz çöktüm, gözlerimiz aynı hizadaydı ama beni göremeyecek kadar uzaklardaydı bakışı. Tek elimi yanağına koydum bakışlarının odağı ben olana kadar bekledim. Bana baktığında elimi çektim

" Beni eve götürür müsün?" dedim. Benden nasıl davranmamı istediğini bilmiyorum ama bunu beklemiyordu

" Yanımda olmak istemiyor musun artık?"

Hayatımda daha önce hiç böyle hissetmemiştim, içim buruk olmanın yanında pas tutmuştu bir anda, eskimiş ve yıpranmıştım, ben bu hikâyenin en olmadık yerinde sonradan ortaya çıkan çakma bir kahramandım sadece bir sonraki sahnede ölmesi gereken fazla cesur olduğu içinde belayı üzerine çeken basit bir figürandım... Bu onların, yıkık dökük olsa da onların hikâyesiydi...

" Saçmalama!" omuzlarımdan sarsıldığımda gözlerimi kırptım ne olmuştu ki... Aklımdan geçenlerin dudaklarımdan fısıltıyla döküldüklerini fark etmemiştim...

" Nasıl böyle düşünürsün, bir hikâye yok ortada sadece senin geldiğin andan sonrası var, senden öncesi yok anla artık yok. Ben onun gözlerinin ne renk olduğunu bile bilmiyorum. Saçları şu an uzun mu kısa mı bilmiyorum. Bildiğim tek şey sen gidersen ben artık ben olamam. Üçüncü kişi sen değilsin, kendini zorla hayatıma sokmaya çalışan da o hayatımın hatasını yaptıran da o..."

" Ama sen evleneceksin Korhan"

Elleri omuzlarımdan düştü, yumruk yaptığı elini elime aldım ve yarasına dikkat ederek sargı bezinin üzerinde dolaştırdım parmak uçlarımı. Bir eli rüzgârda hafifçe savrulan saçlarımın arasına girdi ve başımı ona yaklaşmam için çekti, aramızda mesafe bırakmadı. Dudakları saçlarımın üzerindeydi, ılık nefesi kafa derimi karıncalandırıyor tatlı bir mayhoşluk verip ona daha da sokulmama neden oluyordu. Derin bir nefes aldı titrekçe ama sesi bir o kadar boğuk çıkıyordu

" Bana biraz zaman ver, aklımda bir iki şey var, seni tanımadan önce razı gelmiştim ama şimdi verdiğim sözü geri almak için Okan bey ile konuşacağım. Şunu aklından sakın çıkarma sana kimse dokunamaz sen benimsin, sen bana aitsin ve hep öyle kalacaksın, yanına ne olursa olsun kimse yaklaşamayacak..."

Kendimi biraz geriye çekip tüm bunlar nasıl olacak diye sormak istedim ama izin vermedi konuşmama, beni yine dibine çekti ve sımsıkı sarıldı. Kulağıma dudaklarını yanaştırıp

ŞANS Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt