Bölüm 35

44.4K 2.6K 182
                                    



KORHAN

Uyanmıştı sevdiğim kadın, sonunda gözlerini açmıştı. Sevinçten çocuklar gibi bağırıp çağırıp zıplamak geliyordu içimden. Onu tanıdığımdan beri ne kadar değiştiğimin farkındaydım. Ömrüm boyunca olgun bir erkek, yaşından büyük davranan bir evlat oldum ama o hayatıma girer girmez içimde ki her şey değişmiş, yedi renkli gökkuşağı açtırmıştı ruhuma... Onunla olunca gülmelerim içten, hareketlerim de daha samimiydi, yıllarca doğru düzgün bir kız arkadaşım olmamasına rağmen onun yanında çok rahattım. Kendime eşim olacağını itiraf ettikten sonra kuş gibi hafiflememde cabasıydı... Uyanamayacak diye korktuğum kadın ömrüme bütün sevinçleri sunduğu gibi bir kez daha beni sevindirmişti. Yanında değildim. Uzaktık birbirimize ama fark etmezdi benim için, önemli olan onun yaşadığını bilmekti, dualarım kabul olmuştu sonunda....

Çocuklar gibi şendim, hemen annemi aradım, içimdeki coşkuyu saklama gereği duymadan bağıra bağıra söyledim

" Anne uyandı Fulya, açtı sonunda gözlerini"

" Gerçekten mi? Çok sevindim evladım, gözümüz aydın"

" Gerçek anne gerçek, şimdi konuştum Aydın'la"

Annem yanındakilere mutlu haberi verirken kapattım telefonu ve aynı coşkuyla üzerime son bir çeki düzen verdiğimde çıkmaya hazırdım. Kendime ait kıldığım üst kata, arka taraftan kapı yaptırmaya başlamıştım ama inşaatı hala devam ettiği için mecburen evin içinden inecek ve karım sıfatını taşıyan kadının olduğu yerden geçecektim. Hızlı hareketlerle kapıyı ardımdan kilitledim ve merdivenlerden inmeye başladım. En son basamağa vardığımda kapının yanında ki tekli koltukta oturduğunu gördüm. Onu hiç görmemiş gibi yaparak evden çıkacaktım aslında ama kalktı ve karşıma geçti. Donuk bakan mavi gözleri odağını bulamıyormuş gibi yüzümde geziniyordu. Yan tarafından geçip gidecekken konuştu

" Korhan lütfen birkaç dakika konuşabilir miyiz?"

" Vaktim yok"

Deyip adımımı atarken koluma dokundu, kolumu sert bir şekilde çekerek yüzüne baktım

" Konuş"

Titreyen sesiyle dikkatimi çekmeye çalışıyordu. Ağlamaktan şişmiş gözlerini bana diktiğinde ona acımamı beklediğini anladım ama ona karşı merhamet edebileceğimi sanmıyordum. Kötü karakterli biri değildim ama ona karşı merhamet edemeyecek kadar da yorgundum.

" Korhan, sevgilim, kendimi bildim bileli ben seni sadece seni sevdim. Aramıza kilitli bir kapı koydun, karın olmama rağmen bir kere bile öpemedim seni. Zaten bırak öpmeyi aynı masada baş başa yemek yemedik bile. Artık dayanamıyorum bu acıya, lütfen bana biraz alışmaya çalış. Bak şu kadar zamanda dört kilo verdim bu gidişle hastalanacağım. Her sabah hazırladığım gibi bu sabahta hazırladığım kahvaltıyı tek başıma yapmak istemiyorum. Akşamları zaten ailenle yiyoruz ama bu gün beni azıcıkta olsa sevindir lütfen"

Başımı çevirip kurulu masaya baktım. Yanından geçerek masaya doğru bir adım attım arkamdan şaşkınca bir nefes aldığını duyabiliyordum. Çekip bir sandalyeye oturduğumda ardımdan aksayarak geldi ve bana çay doldurdu. O ne kadar heyecanlandıysa ben de bir o kadar soğukkanlıydım. Karşıma oturmasını bekledim. Oturduğunda doğrudan gözlerine bakarak konuştum

" Sana seni sevmediğimi söylediğim halde evlenmeye meraklı olan sendin. Sana hiçbir vaatte bulunmadım evlenmek dışında ve onu da yaptım. Kanunlara göre karımsın ama içime seni kabullendiremem çünkü yüreğim başkasının sevgisiyle dolu zaten. Sana alışmaya gelince yapamam, elimde değil. Ben öyle birini severken öbürünü kullanan adamlardan olmadım olamam, bunu da kendime yakıştıramam. Sen keşke en başından bana evlilik şartını koymasaydın da sana olan saygımı da kaybetmeseydin. Bak hala seninle konuşuyorum bunu bile lütuf say! Ulan hayatımı yaktın sen! Sevdiğimin can pazarında yanında olamadım! Gözlerini açarken yanında olamadım, sana mı üzüleceğim! Artık çok bencilim, bana sunulamayan mutluluk sana da sunulmayacak! Bunu o aklına sok, benim karım da, canım da, aşkımın sahibi olan kadın FULYA !"

ŞANS Donde viven las historias. Descúbrelo ahora