Bölüm 37

46.7K 2.7K 195
                                    



" Sen...nereden...biliyordun...bu.. burada olduğumu?"

Yere düşen battaniyeyi umursamadan bakmaya devam ettim Aydın'ın gözlerine... Sert bakışlarını birer ok gibi gözlerime doğrultmuştu ve benim tanıdığım sevecen, cana yakın Aydın gibi değil de bir yabancıymış gibi duruyordu karşımda ve ısrarla bana baktığı halde konuşmuyordu. Uyuşmaya başlamış kolumu ona uzattım koluna dokunmak için dirseğinden tutmak istediğim an parmaklarım kavrayamamıştı kolunu, hızla geri çekmeye çalıştığım sırada o tuttu kolumu havada ve beni kendine çekerek sarıldı. Kolları bana ilaç gibi gelmişti. Gözyaşlarım gözlerimi yakmaya başladığında kesik kesik sordum

" Aydın burada olduğumu nereden bildin?"

Şakağıma dudaklarını bastırarak konuştu

" Kuşlar söyledi yenge, kuşlar söyledi"

Sonra sertçe beni geri ittirdi ve elinin tersini önce alnıma sonra da boynuma dokundurdu, kaşları çatılırken sesi korkunçtu

" Var ya deli edeceksin sen beni, ateşin var senin"

Yukarıya çıkarken bana destek verdi ve karşılıklı oturduk. Direk sordu

" Kolun tutmuyor değil mi?"

Başımı sallayarak cevap verdim ama gözleri kararmaya başlayınca ekledim

" Aslında sorun yoktu seni görünce heyecanlandım"

" Hadi aklına kardeşini aramak gelmedi de kalktın geldin, peki benim duymayacağımı mı düşündün? Bunun beni üzmeyeceğini mi düşündün? Sen benim öz kardeşim olsan bu kadar umursamazdım, sen yengemsin, abimin bana emanet ettiğisin, hiç mi hatırım yoktu peki beni aramadın?"

İlk defa bu kadar alınganlık yapıyordu ve çok ta haklıydı aslında, gözlerindeki kırılmışlık öyle okunuyordu ki kendime kızdım, battaniyeye sarılırken tek seferde çekti battaniyeyi üzerimden

" Ateşin çok, sarılma bu kadar ayrıca burası zaten çok sıcak, ateşin daha da çıkacak"

" Aydın kızma bana, sadece, ben buraları gezmeye...."

" Fulya söyle bana artık aklındakileri"

" Tamam ama sende nereden öğrendiğini söyle önce"

Sertçe bir nefes çekti içine ve koltukta daha da yayılarak oturdu. Tıpkı Korhan'ım gibiydi hareketleri hatta sinirli soluması bile, gülümseyerek baktım ona

" Ben zaten her gün Enrike ile konuşuyordum ama geldiğini Berke söyledi ve ardından da Emre aradı. Emre ile nereden tanıştığını öğrenecektim ama senin hasta olabileceğini söylediği an soluğu burada aldım. İlk uçağa bindim ve geldim. Şimdi sen anlat bakalım"

Kalktım ve onun yanına oturarak az evvel tutmayan kolumu uzattım ve bu sefer yumuşak bir şekilde elini tuttum. Hala gülümseyerek bakıyordum ona ve anlatmaya başladım

" Buraya Korhan'ımı özlediğim için geldim. İstanbul'a neden gelmediğimi biliyorsun zaten, beraber ilk defa uyuduğum eve gidip onu tekrardan yaşamak istedim Aydın, onu öyle özledim ki nefes alamıyorum artık! Onunla harika bir restorana gitmiştik ve kaldığımız evin sahibinin olduğunu söylemişti o zaman bana, bende ilk oraya gittim ve orada Burçin ve Rüya ile tanıştım. Bana çok iyi ve yakın davrandılar. Ben onlara anlattıkça benimle birlikte ağladılar, bana yardım edeceklerini söylediler. Eşlerini aradılar ve onlar gelince de Suat ve Emre ile de tanışmış oldum. Sizlerle arkadaş olduklarını öğrenince yemin ederim nasıl sevindim anlatamam, sanki sizin yanınızdaymışım gibi, ailemmiş gibi davrandılar bana"

ŞANS Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora