AŞKIN YÖRÜNGESİ

21.9K 395 19
                                    


Gözümü alan lavanta bahçelerini görene kadar kararımdan kendimi sorguluyordum ama etrafımı saran bu eşsiz rengin verdiği huzuru yaşamaya başladım bile, iyi ki geldim buraya, anneme yakın olmam gerekiyordu. Annemin en son gülüşü buradaydı ve ben birkaç gün sonra nasıl olacağımı bilmediğimden annemin bıraktığı evde kendimi ona yakın hissetmek istiyorum şimdi... Artık bana ait olan oldukça büyük lavanta bahçesinin yanından geçerek eski evimizin önünde park ettim arabamı, başımı kaldırıp tamamı taş örme duvarları olan evime baktım. Annem buradan ayrılalı yıllar olmasına rağmen bu taş duvarlar hala aynı duruyordu, hiç eskimiyor gibiydi halbuki ben bazı anılarımı unutmaya başlamıştım bile. Beyaz taşların ortasında kalan çift kapılı büyük beyaz tahtalardan yapılmış kapıyı çantamdan çıkardığım anahtarımla açtım, içeriye girer girmez biraz toz birazda lavanta sabunu kokusu çarptı burnuma. Eminim ben de ölsem bile bu duvarlar böyle kokmaya devam edecekti, yüzyıllardır değişmeyen kokusu annemin yokluğunda da lavanta kokmaya devam ediyordu. Kapıyı ardımda açık bırakarak alt katı yavaş adımlarla gezmeye başladım, mutfağa baktığımda dudaklarım kendiliğinden yukarı doğru kıvrılmaya başladı. Annemin her şeye lavanta koyma sevdası yüzünden lavanta kokusu duvarlardaki mavi çinilerden yansıyor gibiydi. Musluğa yanaşıp açıp biraz akıttıktan sonra eğilip içtim, çenemden akan suları elimin tersiyle silip boydan boya duvarı kaplamış olan camı açıp içeriye giren mis gibi temmuz havasını içime çektim. Geri kalan odalarda ki camları da açarak arabama geri dönüp birkaç parça kıyafet koyduğum çantamı aldım. Üst kata çıkıp kendi odamda üzerimi değiştirdiğim gibi kendimi dışarı attım, buraya hüzünlenmeye değil rahatlamaya geldiğimi hatırlattım kendime... Bir süre sonra genzimi yakmaya başlayan lavantaların arasında halime gülerek çocuklar gibi zıplayarak koşuşturmaya başladım. Bu ev tamamıyla annem gibi koksa da onu ne kadar özlediğimi hatırlatsa da kendime izin verdiğim bir heyecan patlaması yaşıyordum, nasıl heyecanlanmazdım abim geliyordu yanıma abim... Abim canım abim, geride bıraktığım çocukluğum geliyordu yanıma, yıllardır sadece resimlerini görebildiğim abim geliyordu. Annemin dinlenmek için bahçenin ortasına yaptırdığı çeşmenin yanında ki kameriyeye ayaklarımı uzatarak oturdum. Başımı tahta bankın gerisine attığımda hafif esen meltem saçlarımı karıştırmaya başladı, inanamaz gibi telefonumu elime alıp son arayan numaraya tekrardan baktım. Bakmayı bıraksam numara oradan kaybolacak ve tüm bunları özlemimden ben mi uyduruyorum diye kaygıya her an kapılabilirdim. En üstte Türkiye kodlu aramayı görünce büyük gülümsemem yüzümü kapladı yine... Sesli bir şekilde sanki annem karşımda oturuyormuş da ona anlatıyormuşum gibi anlatmaya başladım, sözcüklerim kulağıma her çarpışında biraz daha gerçek oluşuna seviniyordum.

"Annecim biliyor musun dün abim aradı. Beni görmeye geliyor buraya hem de yarın sabah burada olacak. Onu Marsilya'da ki evde de karşılayabilirdim ama birden dudaklarımdan lavanta bahçesinde ki evime gel lafı çıktı. Abim keskin bir soluk alınca bir an pişman oldum ama sonra sakin bir sesle sabah orada olacağım dedi bana. Abime bir sorun olup olmadığını sordum ama yüz yüze konuşmak istediğini söyledi. Biliyor musun anne bence abim de seni çok özledi, yoksa O buraya gelmezdi. Şehirde ki evde de beni görebilirdi ama sakince kabul etti"

Sandaletlerimi çıkarıp ayaklarımı sallayarak sesli bir şekilde güldüm ve yine sessizliğe gömüldüm. Aklımdan çıkarmaya çalışsam da korkuyordum. Beni en son on iki yaşımda gören abimin sonunda aklına gelebilmiştim. Koskoca on bir yıl geçmişti birbirimizi görmemizin üzerinden ve ben onu hep özledim, onun beni görmek istememesine rağmen özledim. Onu büyüten anneme en sonunda sen benim üvey annemsin dediği ana kadar boynuna atlamaya hazırdım ama sonra annemin bana anlattıklarıyla büyümek zorunda olduğumu kabullenmek zorunda kalmıştım. Şimdi, tam on bir yıl sonra beni aramasının elbette bir sebebi olmalıydı ama sebeplerle değil onun beni görmeye gelmesiyle ilgileniyordum. Abime tavır yapacak bir lüksüm yoktu, anneme verdiğim söz sabahtan beri aklımdan çıkmıyordu zaten...

ŞANS Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang