Karanlıklar Tanrıçası" Hades Kızı Nora"

Sezon finali= 38. Bölüm

Bölüm sonundaki açıklama kısmını okumayı unutmayın.😙

Keyifli okumalar...❤💙

___________________________________

"Arel! Acaba bana sordun mu?
Hayır yani, ben yardım etmek istemiyorum belki. Niye benim adıma kararlar veriyorsun!
Başka derdim yok, rotasını karıştıran bayan bacağa yardım mı edeceğim birde.
Hiç sanmıyorum."

Arel birkaç adımda bana yaklaştı.

"Sana sormadan kararlar alıyorum öyle mi Nora hanım.
Bizi bu saraya, kuş tüyü yataklarda yatma sevdası ile sürükleyen kimdi?
Sana bu konuda fikir sorma şansını kaybettin. Onu da geçtim hadi.
Ne düşünüyorsun peki Nora?
Devlerin yanına gidip, 'ben bu insanları tanımıyorum, onlarla bir ilgim yok' saçmalığını uydurarak, çok rahat bir şekilde çıkıp gitmeyi mi?"

Hay ben o yatak sevdama...
Evet! Yani düşünmedim değil. Neresi saçmaymış bunun?
Tabi ben bu düşüncemi savunamadan, Arel tekrar konuşmaya başladı.

"Bu devler sana demez mi, o zaman ne işin var bu sarayda diye! Üstelik yenilmiş bir yemek masasının da yanı başındasın. Ki bir ilgin olmasa bile, sonuç olarak bir yemek kaynağısın onlara göre. Hiçbir gücün olmadan onlara karşı yem olmamak için savaşmak mı?
Yoksa kral'ın menfaatini düşünüyor gibi görünüp hem kendini kurtarmak, hemde elinde güç bulundurmak mı?
Mantıklı düşün!"

Tamaaaam. Mantıklı düşününce haklı. Lanet olsun bu içimdeki çıkar uğruna ortaya çıkan hayvan sevgisine...
Saçmalamayın! Tabiki burada bahsi geçen hayvan İyona!

"Tamam ya. Kabul. Ne yapıyoruz şimdi."

"Kapsüllere gidiyoruz."

Kral'a dönen Arel, ona onay vererek beni ikna ettiğini bildirmiş oldu. Kral önden, biz arkasında hızla ilerlemeye başladık. Yemek yediğimiz salonu aşarak, birkaç dönemeçli koridor ve oda içinde oda olan gizli bölmeleri geçtik. Bu ne ya! Oda içinde oda mı olur be!
En sonunda başka bir odaya girdik. Bir önceki odanın içindeki odaya...

Kral bomboş bir duvarın dibinde dikildi. Daha sonra ise taş duvarlar arasında elini gezdirerek, çok küçük bir taşın üzerine sert bir şekilde bastırdı. Ve karşımıza küçük bir oda daha çıktı.

Hadi ama, yine mi oda içinde oda!
Biraz daha ilerleyince buranın küçük ve renkli cam şişeler ile dolu bir oda olduğunu anladım.
Neyseki sonunda varmıştık.

Arel daha fazla beklemeyip kapsüllere doğru ilerledi.
Bende bana en yakın kapsül dolu olan cam dolabın kapağını açarak göz gezdirmeye başladım.

Sarı, turuncu, kırmızı, siyah, mavi ve daha bir çok değişik renklerde kapsüller...

Hemen bulundukları bölmelerinin alt tarafında, hangi güç için kullanıldıkları yazıyordu.

Ben onları incelerken varlığını unuttuğum Kral, yanımda duran kahverengi ama cam değil de ahşap olan dolabı göstererek konuşmaya başladı.

"O dolap, gücü yüksek olan ama 30 saniye süresi olan kapsüllerin bulunduğu dolap."

Arel ile aynı anda dolaba doğru ilerledik. Arel kahverengi dolabı açtı ve yine renkli ama altında hangi gücü kapsadığı yazılı olan, diğerlerinden daha güçlü kapsüller ile karşılaştık.
Ama benim gözüme diğerlerinin aksine, asıl çarpan güç kapsülü 'ışınlanma' oldu.