7. bölüm

10.8K 908 118
                                    


Daha fazla beklemeden içeriye girdim. Şöyle bir göz gezdireyim dedim de, ortam biranda sessizleşti. Ve duyulan tek ses, benim topuklu botlarımın çıkardığı tok sesler oldu.

Demekki Olimpos, yeraltı prensesi Nora'yı merak ediyordu!

Onlar beni izleyedursun, ben hiçkimseye bakmadan gayet normal bir şekilde, gözüme kestirdiğim boş bir masaya oturdum.

Olimposun mükemmel teknolojisi olan ve bizi sıraya girmekten kurtaran yemek tabletlerindan, kendime güzel bir kahvaltı menüsü seçerek yemeye başladım.

O sırada ruhlar ile olan özel bağlantımı kullanarak, Esmelda'yı yanıma çağırdım.

Onlar ile olan özel bağlantım, benim onlar ile zihinden iletişime geçmemi sağlayan güçlerimden bir tanesiydi.

Yemekhanede bana olan bakışları zaten hissediyordum. Ama onlara bakamayacağım için, farklı bir göz aracılığı ile de dinlemem gerekiyordu. Bilgi toplamak, şu durumda benim için öncelikliydi.

Esmelda'nın geldiğini hissetmem ile, ondan yapmasını istediğim şeyi söylemem bir oldu.

"Esmelda, benim için veliaht Tanrı çocuklarının masasına giderek konuşulanları bana aktarmanı istiyorum. Mümkün mü?"

Ve Esmelda'nın o narin sesi zihnimde yankılandı. Bakmayın onun o narin ve naif hallerine, gerektiği yerdeki yırtıcı halini görmediniz daha.

"Biraz yorucu olacak ama, elbette mümkün Tanrıçam. Hemen gidiyorum."

Esmeldanın gidişinden bir 10 saniye sonra, zihnime masada konuşulanlar gelmeye başladı.

İlk başta Layla konuşmaya başladı.
"Şu kızdaki havaya bak ya! gerçekten de aptalın teki.
Kasım kasım kasılıyor bir de. Ama şu anlık tadını çıkarsın bakalım. Nasıl olsa ben ona haddini bildirince, ortada hava falan kalmayacak!"

İşte ben buna gülerdim de, ortam müsait değil.

Sonra Athena'nın kızı sözü devraldı.
"Nedense Nora'ya karşı bir kıskançlık beslediğini düşünüyorum Layla.
Yanılıyor muyum? Beni bilirsin, genelde gözlemlerimde pek yanılmam."

İşte kim kimin çocuğu, nasıl da belli.
Layla bunun üzerine hemen savunmaya geçti tabi.

"Ne! kıskançlık mı?
Hem de bu ucubeye karşı öyle mi. Tabiki kıskanmıyorum.
Ve evet Sofia, yanılıyorsun.
Ben asla seviyesi benden düşük insanları kıskanmam.
Aksine, onlar beni kıskanır şekerim!"

Benim mi seviyem ondan düşükmüş?
Bu kızı Kerberosa parçalatmak vardı şimdi de...
Neyse!

Sonra Afroditin kızı ortaya attı kendini.
" Sana katılıyorum Layla.
Hiçte kıskanılmaya değer bir yanı yok.
Onun gibi bir ucube, ancak benim hizmetkarım olabilir. Daha fazlası onun boyunu aşar!"

Bu kızdan da bir halt olmazdı. bunu da anlamış bulundum!
Bilmiyor ki istesem onu kendi hizmetkarım yaparım.
Ya da durun ya, bence öğrensin!
Belki birazcık ders olur ha?

"Esmelda, kendini daha fazla yormadan Afrodit veliahtının bedenine girmeni istiyorum."

"Emredersiniz Tanrıçam! Hemen."

Esmelda Afrodit veliahtının bedenine girerken, ben de ona ne yaptıracağımı düşünüyordum.

"Emrinizdeyim Tanrıçam, ne yapmamı istersiniz?"

"Şimdi Esmelda, yavaşça ayağa kalk ve herkesin duyacağı bir şekilde, Laylaya dediklerimi söyle. Sonra da dediklerimi aynen uygula..."

Ve bana da sadece bu keyifli anı izlemek kaldı geriye.

Afrodit veliahtı ayağa kalkarak Yüksek sesle Layla'ya çıkıştı.

"Yapma Layla!
O kız mı ucube, yoksa babasının mevkisini kullanarak insanların gözünü korkutmaya çalışan sen mi?"

Layla'nın öfke ve şaşkınlık dolu yüz ifadesi, izlenmeye değerdi gerçekten.

Bu çıkışma üzerine, Layla da karşı atağa geçti.

"Bunları bana annesinden gelen güzelliği kullanarak, Olimpos erkeklerinin yarısını birarada kullanan sen mi söylüyorsun Lisa?"

Olimpos erkekleri Lisa'ya çalışıyormuş demek ki.
Sen neymişsin be Lisa!

"Nasıl ki bana annemden gelen bir güzellik bahşedilmiş ise, sana da babandan gelen bir güç ve liderlik yeteneğinin bahşedilmiş olması gerekirdi. Ama nedense, biz hiç senin liderlik özelliğini göremedik! Daha çok babasının adının arkasına saklanan, şımarık bir kız çocuğundan farkın yok."

Demek sevgili Laylamız, babasının adı arkasına saklanan, şımarık bir kız çocuğuydu. Bunu zaten anlamıştım. Yeni bir bilgi değildi.

Söylenenlerin gerçeklik payı  yüzünden, öfkeden deliren Layla'yı durdurmak bana kalmıştı. Çünkü ben olaya el atmazsam, birazdan burada ufak çaplı bir savaş çıkacaktı.

Güçlerini kullanmak üzere harekete geçen Layla'yı durdurmak için, Lisa'nın önüne bir kalkan oluşturdum. Ve onların yanlarına doğru harekete geçtim.

Yanlarına geldiğimde güçlerinin Lisa üzerinde etki etmediğini fark eden Layla'nın, çatılmış kaşları ile alaycı bir gülüş sergiledim.

"Ne oldu Layla?
Yoksa biricik arkadaşın, gerçek ucubenin kim olduğunu sana hatırlattı diye sinirlendin mi?"

Layla bana ilk başta birtakım olayları anlamlandıramaz bir ifade ile baktıktan sonra, bir şeyleri farkına varır gibi aydınlanan yüzü ile konuşmaya  başladı.

"Seen, sen yaptın!"

Ehh, demekki Layla da bazı şeyleri geç de olsa anlayabiliyormuş!











Karanlıklar Tanrıçası" Hades Kızı Nora"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin