8. Bölüm

10.8K 901 102
                                    

"Ahh Layla, biran için hiç anlamayacaksın sandım.
Sendeki bu aptallık seviyesi doğuştan mı vardı? Yoksa sonradan mı bu hale geldin?? bak merak ettim şimdi."

Ya ben anlamıyorum?
Bir insan neden dengi olmadığını bile bile ve hatta göre göre, kendisinden güçlü bir insana kafa tutar ki?

Şimdi illaki güç gerekmiyor. Zeka ile de karşındakini alt edersin mantığıyla hareket ediyor diyeceğim, fakat zeka da yok ki bu kızcağızda.

Öfke ile bana çıkışmaya başladı.

"Yalan mı söyledim! sen söyle,
Ucubenin teki olmasaydın, böyle ucuz numaralarla bizi birbirimize düşürmeye kalkmazdın.
Söylettiklerin de baya bir yaratıcı. Çok düşündün mü üzerine?"

Ben diyorum da dinleyen yok diyeceğim, fakat dıştan da söylemiyorum ki dinlesinler.
Ne diyorum ben ya!!
Hah buldum. En son ki konu Laylaydı değil mi??

"Ahh Layla, sen bu mantıklı gibi görünen, ama altının boş olduğu cümleleri çok mu düşündün ya?
Bak, iki gram beynin var.
Onu da böyle kelime oyunlarına yorma.
Yazık, sana kalmaz sonra."

Dedim de, söylediklerinin cevabını vermediğim için hız kesmeden devam ettim.
O kadar kafa yormuş. Bari cevap vereyim değil mi ama?

"Ha söylediklerinin cevabına gelirsek, ben senin aksine böyle boş işler için beynim yormam. Bunlar arkadaşın Lisa'nın sana söylemekten çekindiği, ama beyninin bas bas bağırdığı gerçek düşünceleriydi.
Ben sadece dile getirmesini sağladım."

"Yalan söylüyorsun! eğer benim hakkımda böyle düşünseydi, şimdiye kadar söylerdi. Kesin yine senin bir oyunun. Sen tahmin ettiğimden de daha fazla bir ucubesin.
Ama sana haddini bildirmekten büyük bir zevk alacağım. Bakalım o zaman da böyle konuşabilecek misin?"

Bir de ciddi ciddi beni alt edeceğini sanıyor.
Bak nasıl da korktum şimdi.

Kızım ben senin babanı gözüme kestirmiş insanım, senden mi korkacağım!

"Hadi bee!! Gerçekten mi?
Bak yine beni meraklandırdın.
Göstersene beni nasıl alt edeceğini?"

Gelmeni merak ile bekliyorum.
İlk saldıran sen ol ki, seni ikiye katladıktan sonra üste çıkabileyim.

Tam saldırıya geçecekti ki,
Soğuk nevale Arel'in sözleri hareketini yarıda kesti.
Bügünde konuşan konuşana.
Bir icraata geçemedi kimse!

"Layla, şu saçmalığa bir son ver artık. Tam olarak gücünün ne boyutta olduğunu  bilmediğin bir kıza mı saldıracaksın?
Şu an seni uyarıyorum. Bundan sonra yapacaklarının tek sorumlusu sensin ve kimse yanında bulunmayacak.
Bunu bilerek şimdi istediğini yapabilirsin."

Vaay, güzel konuştu.
Ben onun yerinde olsam dinlerdim.
Peki o dinledi mi?
Tabiki hayır.

"Arel, benimle ilk defa bu kadar uzun konuştun ve söyleyeceğin tek şey bu kızın benden güçlü olduğunu ima etmek mi yani?
Peki, madem öyle!
Ondan güçlü olduğumu size de kanıtlayayım o zaman."
Dedi ve saldırmaya başladı.

Peki etki etti mi?
Tabiki hayır.

Zaten böyle bir salaklık yapacağını tahmin ettiğim bir insana, neden kendimi açık bir şekilde yem yapayım?

Kimse fark etmese de konuşmanın başından beri, daha güçlü bir etki yapması için elinde topladığı şimşeği ben zaten fark etmiştim.

Layla şimşeği bana fırlattı. Ama kalkanıma çarptığı gibi yok olan şimşek, büyük bir siyah duman ile birlikte çıkan sesten başka hiçbir etki yaratmadı.

Ve Laylanın gerçekten ürkütücü olan gözlerime bakan gözlerinde, sadece saf bir korku oluştu.
Ha bir de sesli bir yutkunma.

İşte sahne sırası bana geçmişti.
Ve ben rakibime yeterince kaçması için zaman tanımıştım. Fakat kendisi bu şansı değerlendirmediği için büyük bir hata yaptığını, iş işten geçtikten sonra anlamak için ekstra çaba sarf ediyorsa, bunda benim ne suçum vardı ki?

Elimi sadece havaya kaldırmamla Layla'nın boğazını sıkan siyah dumanların belirmesi bir oldu.

Üstelik yerimden bile kımıldamamıştım.
Ahh, bir de bu özelliğim vardı benim. Siyah dumanlar benim yerime harekete geçmeyi çok seviyorlardı.

Ben kendimi ifade etmeye dalmışken Layla'nın moraran suratı, bir sonraki seviyeye geçmemi işaret ediyordu.

Bir sonraki seviye ne miydi?
Ahh o seviye en sevdiğim seviye idi.

Elimi geri çekerek siyah dumanların yok olmasını sağladım. Büyük bir öksürük krizine girerek biraz kendini toparlayan Layla'ya, gözlerimi dikerek acı çekmesini sağladım.

Evet fiziksel bir acıdan bahsetmiyorum tabiki.
Benim işim onun bedeni ile değil, ruhu ile.

Ruhu acı çekerken, Layla'nın acı çığlıkları yemekhanenin duvarlarında yankılanıyordu.

Evet olduğu yerde kıvranıyordu.
Ama aslında sadece saf bir acı çekiyordu.

Bu sırada gözlerimi üzerinden çekmem ile acı biraz hafiflemiş, ama asla tamamen geri çekilmemişti.

Bu acı çektirme olayı, göz ile odaklanıldığında daha çok acı veriyordu. Ama benim bir de etrafımdakilere göz gezdirmem gerekiyordu.

Gözlerimi etrafa çevirdiğimde, Layla'nın harekete geçmesi ile ruhunu serbest bıraktığım Lisa'nın, çığlık çığlığa bağırarak Arel'e onu kurtarması için yalvardığını, ve Arel'in ise sadece dikkatli gözler ile bana baktığını, haa birde diğer veliaht çocukların da sadece bakmak ile yetindiği dikkatimi çeken şeylerdi.

Dikkatimi çekmeyen şey ise, yemekhanede bulunan yarı tanrı çocuklarının korku dolu bakışlarıydı.
Beni ilgilendiren kısım zaten yarı tanrı çocukları değildi ki.

Bu acının Layla'ya şimdilik yettiğini düşünmem ile acıyı çekmem bir oldu.

Evet sadece şimdilik. Çünkü içimden bir ses, bu aptal kızın ilerleyen zamanlarda pek rahat durmayacağını fısıldıyordu.
Ve benz hislerimde pek yanılmazdım.

Aniden transa girmiş gibi yerden zorla kalkarak bana korku dolu gözler ile bakan Layla'ya, şimdilik son sözlerimi ilettim.

"Layla, umarım bana bulaşmaya devam edersen, sana yapacaklarımın küçücük bir kısmını göstermem, bundan sonra ayağını denk alman için yeterli olmuştur.
Çünkü emin ol, bir daha ki sefere bu kadarcık bir psikolojik hasarla kurtulamazsın.
Ama bak, için rahatlayacaksa söyleyeyim.
Tek Suç sende değil, bu hayatta bir hiç olan sana, bir hiç olduğunu anlatamayanlarda en az senin kadar suçlu." Diyerek göz kırptım.

Sözlerim biter bitmez veliaht tanrı çocuklarına döndüm.

"Birazdan Zeus'un bizi ışınlayacağı mecliste görüşmek üzere, Tanrı çocukları."

Ve kapının dışına kadar sanki az önce hiçbir şey olmamış gibi, sakin adımlar ile geldim.

Ve yine bir olay.

Aynı zamanda yine baş karakteri ben olan bir olay.

Ve birazdan 12 olimpos Tanrısına karşı kendime haklı sebepler bularak, yaşananlardan hasarsız bir şekilde kurtulmaya çalışacak olan bir ben.

Bu ipin ucu da hep bana çıkıyordu.

Ne tesadüf...

Karanlıklar Tanrıçası" Hades Kızı Nora"Where stories live. Discover now