5. bölüm

12.6K 944 166
                                    

Laylanın moraran suratından sonra hiç gitmeyen keyfim hala yerindeydi. Şu an ise olimposun tehlikeli olmayan ormanlarına giriş yapmış geziyordum.

Ahh evet, bir de şu iyi kötü ayrımı gibi tehlikeli ve tehlikeli olmayan orman ayrımı vardı olimposta.

Tehlike benim işimdi. Ama tehlike ormanına daha akademiye başlamadan girip çıkmak istemiyordum.
Oraya kimse girmediği için kafa dinlemek ve kendime bağlı olan hayvanı daha erken bulmak istiyordum.

Evet, herkesin bağlı olduğu bir hayvan ve aralarında mühür ile oluşturulan bir bağ vardı.  Ancak herkes bağlı olduğu hayvanını bulacak diye bir kanun da yoktu işte.

Birçok tanrı çocuğu kendi hayvanını bulabilmiş değildi. Aslında bu arayış yaşadığın hayatın herhangi bir döneminde başlatabildiğin, ama kısıtlı bir zaman diliminde bulamazsan bir daha fırsatının olmadığı bir arayıştı.

Yani arayıp da bulabilen, ama hala ortaya çıkarmamış kişiler olabilirdi. Fakat kimsenin böyle akıllıca bir şeyi yaptığını pek sanmıyordum.

Çünkü Olimpos gösteri aşığı ve ego tatmin etmeye çalışan insanlarla dolu bir yerdi. Ve çoğu kişinin çabalayıp da yapamadığı şeyi aralarından herhangi birinin yapması, onların kendilerine kasım kasım kasılma hakkını verdiğini düşünüyorlardı.

Ama ben şimdiye kadar yer altından çıkmadığım için, böyle bir fırsat yakalayamamıştım.

Ve tabiki bu şimdilerde yapamayacağım anlamına gelmiyordu. Zaten yapacağıma dair kendime olan güvenim ise tamdı. Ne diyebilirim ki, ben özgüveni tavan yapmış bir kızdım.

Aslında yeraltından çıkmamış olmam, olimpos ve insanlar hakkında bilgi sahibi olmadığım anlamına gelmezdi.

Aksine buralar hakkında fazlasıyla bilgiye sahiptim. Hatta akademide öğretecekleri şeylerin kat be kat daha fazlasını biliyordum.
Ama burada kalmam için akademiyi kartını öne sürmem gerekiyordu.

Her neyse! Baya bir keşif yapmış ve lazım olacağı takdirde gerekli olan belli başlı yerleri ve bitkileri hafızama kazımıştım.

Şu an ise hızlı adımlarla tapınağa giderek, bir an önce yatağımda yorucu günün üzerimde bıraktığı ağırlığı atmak adına, kestirmek için harekete geçmiştim.

Ve bam! Birine çarpmaktan son anda reflekslerim sayesinde kurtulmuştum.
Ama karşımdaki kişi de düşmeden kendini kurtarmıştı. Onun da refleksleri kuvvetli olmalıydı. Yoksa uçarcasına ilerlemem ve onunda hızlı yürümesi kaçınılmaz bir düşüşe neden olabilirdi.

Arkamı döndüm ve ikinci baam!
Karşıma soğuk nevale Arel çıktı. Bu çocuk neden boş bakması sinirlerimi bozuyordu. Hiçbir duygu barındırmıyordu.

Ben düşüncelere daldım da, sen niye konuşmuyorsun acaba soğuk nevale!

"Pardon" diyerek arkamı dönmüş gidiyordum ki,

"Sadece pardon mu yani?"
Diye sordu.

Hayır acaba sen ne bekliyordun?

"Sen ne bekliyorsun ki?"

"Yani haksız olduğun halde üste çıkmaya çalışmayacak mısın..."

Klasik kızların tepkisi mi? tabiki hayır!

" Herhalde çok ciyaklamışlar sana. Ama Dediğin gibi haksızdım. Şimdi başka sorun yoksa, artık gidebilirim."

Tam çekip gidiyordum ki, sözleri ile durmak zorunda kaldım.

" Evet. Genelde yüzümü görmeden önce ciyaklayıp, yüzümü gördükten sonra peşimi bırakmazlar.
Ondan biraz şaşırdım!"

Tekrar ona döndüm.

"Ha baya da ukalayız yani. Zaten senden de fazlasını bekleyemezdim. Sonuçta Olimpos gibi bir yerde büyüdün değil mi??"

"Neden olimposa karşı bu kadar kötümsersin. Sonuçta sen de köken olarak olimposlusun. Tamam, her şeyi mükemmel diyemem. Ama iyi olan şeyler yok da diyemem."

İyi konuşuyorsun, hoş konuşuyorsun Arel.
Ama boş konuşuyorsun.

"Bir söz vardır Arel, bilmem bilir misin. Ne oldum dememeli, ne olacağım demeli. Ben olimposlu olarak doğmadım. Ve olimposlu olarak da ölmeyeceğim.
Beni ne kadar tanıyorsun da neye nasıl yaklaştığıma bu kadar emin konuşuyorsun."

Cevap verecek mi tam emin olmasam da, gelebilecek herhangi bir cevaba hitaben konuştum.

"Her neyse, seninle burada durup konunun kendim olduğu bir münakaşa içine girmeyeceğim. Mümkünse bana karşı göründüğün gibi ol. Sessiz ve umursamaz. En iyisi!"

Onu orada bırakarak gidecektim. Ama arkamdan söylediği kelimeleri de duymazdan gelemeyeceğim yani.

"Peki ya sen soğuk kız, sende göründüğün gibi misin?
Bence başkalarının karakterini ve davranışlarını incelemek yerine, bedeninle bütünleşmiş karakterinin, Olimposa karşı ayakta kalması için daha çok çabala. Yoksa hiç istemediğin birine dönüşmen kaçınılmaz olur."

Evet, yine boş bakışlar ve yine duygu barındırmayan sert bir ses tonu. Fakat bu sefer gerçekten sözlerinin arkasında bir yaşanmışlık akıyordu.
Belki kendisinin, belki de bir yakınının...

Ve bu sefer o benim bir türlü yapamadığımı yapıp, arkasını dönmeden uzaklaştı.

Ben de onun söylediklerini bir sonuca bağlamaya çalışarak tapınaktaki odama kadar geldim.

Sonra mı ??

Sonraysa daha fazla beni ilgilindirmeyen anlamsız bir konuya beynimi yormaya gerek duymayarak uykuya daldım.

Ee, yarın akademi açılacaktı sonuç olarak. Ne yani, birazcık da ben eğleneyim değil mi ama?




*************************

Bir sonraki bölümde görüşmek üzere...❤

Karanlıklar Tanrıçası" Hades Kızı Nora"Where stories live. Discover now