14. bölüm

9.9K 844 166
                                    

Keyifli okumalar💜

...

Hiç bozuntuya vermeden, arenanın ortasında dikilen Danny'ye doğru yürüdüm.

Bir de sırıtıyordu.
Hayatımda bu kadar canına susayan bir insan daha görmemiştim.

Acaba bu Danny'i de mi insanlıktan çıkarıp ruh haline getirerek Kerberos'a parçalatsam?
O da ne zamandır benden yeni bir kurban bekliyordu zaten...

Yok yok, Kerberos biraz daha beklesin.
Danny daha bana lazım.

"Ah Nora!! biraz daha gelmeseydin korkup kaçtığını düşünecektim ama, neyseki geldin de insanları boşu boşuna buraya toplamak durumunda kalmadım."

Birde dalga geçiyordu.
Fakat ben çok kinci bir insandım.
Bunları hesabına tek tek yazıyorum Danny, tek tek.

"Ahh Danny ah, İnsan bir rakibini araştırma zahmetine girer ama görüyorum ki hala akıllanmamak için büyük bir çaba sarf ediyorsun.
Ayrıca ne bu herkesi toplama saçmalığı?
Rezilliğini bu kadar çok insana gösterme çabana hayran kaldım gerçekten."

Az önceki pis sırıtması, yerini dalgayla karışık yüz ifadesine bıraktı.

"Yanılıyorsun Nora.
Kendi rezilliğimi değil, senin yenilgini göstermek için topladım bu kadar insanı.
Hem rakibini tanımak güzel bir taktik. Ama benim öğrencim sıfatında olan küçük bir veliaht Tanrıça'yı araştırma zahmetine girmememin sebebi, sadece altı boş laflarla bana karşı çıkan küçük bir kızı kaale almamamdan kaynaklı.
Ha, son sözlerini de unutmadım.
Ruhların tanrıçası olman, onlar kadar iyi olduğun anlamına gelmez.
Sadece babandan kaynaklı bir kan bağı ile bağlılar sana.
Unutma bu dediğimi."

Demek sadece kan bağıyla bağlılardı ha?
Bu adam gerçekten de hiçbir şey bilmiyordu.
Eğer ruhlar bir insanın yönetimi altına girmek istemezse, hiçbir kan bağı bunu oluşturamazdı.

Ama bütün o beylik laflarının karşılığını düellodan sonra alacaktı.
Sadece biraz sabır gerekliydi.

"Bunları söylemek için çok düşündün mü Danny?
Ama hep laf hep laf.
Nerede peki icraat?
O zaman bir an önce başlayalım da, mor rengin sana yakışıp yakışmadığını görelim."

Peki anladı mı?
Ahh, tabiki hayır.

"Mor ne alaka Nora?
Nereden geldi bu düşünce aklına?"

"Düellodan sonra moraracak olan suratını diyorum.
Merak ediyorum, acaba yakışacak mı?"

"Orası hiç belli olmaz işte.
Hem tamamen siyah giymişsin.
Bence araya bir renk katalım.
Mor gibi...
Herneyse, insanlar bize bir tuhaf bakıyor.
Artık başlayalım çünkü ben artık sıkılmaya başladım."

Ağzı iyi laf yapıyordu.
Fakat söylemekle icraata dökmek, çok farklı şeylerdi.

Biz orta kısımdaki arenada dururken, gelen izleyiciler yüksekten bakan koltuklarda oturmuş merakla olacakları bekliyorlardı.

Danny'nin, sunucu olarak çağırttığı belli olan ve önündeki mikrafonla heyecanlı bir şekilde etrafı izleyen adama bir işaret vermesi ile, yukarıya doğru çekilmiş teller bir anda aşağı inerek etrafımızı kapladı.

Karanlıklar Tanrıçası" Hades Kızı Nora"Where stories live. Discover now