10. Bölüm

9K 413 99
                                    

Gecikmenin farkındayım, lâkin düğünden dolayı ancak vakit bulabildim. Kusuruma bakmayın olur mu? <3

 Kusuruma bakmayın olur mu? <3

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

          

Dün gece ne zaman gelmiş, ne zaman yatağa yığılmıştı bilmiyordum. Uyandığımda başı popomun bir yanağında diğeri de avucunun içindeydi.

Onun sahiplenici dokunuşunu hissettiğimde gözlerimi aralamış ve göbeğimin üstünde dönmüştüm. Başı tam göbeğimin üstüne geldiğinde yerinde huzursuzca kıpırdandı ama gözlerini açmadan avucunu bir göğsümün üstüne koydu. Sert ucu avucunun içine değiyordu.

"Blyad," diyerek sıktı avucundan hafifçe taşan göğsümü. Gülümseyerek elimi saçlarının arasına daldırmıştım. "Rusyada böyle mi günaydın diyorsunuz?"

Ne ara tamamen uyanıp da beni bacaklarının arasına sıkıştırmıştı bilmiyorum. İtiraz edecek halim yoktu hiç.

Dudakları dudaklarımdan sadece bir milim uzaktı. Gözlerini dudaklarımdan ayırmıyor, bir kelime dahi etmiyordu. O öpülesi, güzel dudaklarında hınzır bir gülümseme vardı. O beni öpmedikçe ben başımı ona doğru kaldırıyor, dudaklarına uzanmak istediğimde benden biraz daha uzağa kaçıyor ama aramızdaki mesafe asla o bir milimi geçmiyordu.

Uyku sersemi nasıl da oyunbaz bir adama dönüşmüştü. Ellerimi dağınık saçlarının arasına geçirip gözlerinin içine bakarak dudaklarımı dudaklarına bastırdım. "Günaydın."

Beni yatağa ittirdi ve bacaklarımı ayırıp ortasına geçti. Erkekliği yavaş yavaş uyanıyordu. Gözlerimin önünde kocaman oluşunu ve sertleşmesini seyredirken dudaklarımı yalamış ve derin bir nefes almıştım. "Şimdi sana rus erkekleri nasıl günaydın diyor göstereceğim."

"Merakla bekliyorum." diyemeden keskince nefes aldım. Ellerimi çarşaflara bastırmış, gözlerimi yummuştum. Sert bir günaydın olmuştu... Bunu sevmiştim. Gülümsedim ve aynı sertlikle devam edip, sabah sabah beni tüketmesini izledim.

Vücudunu an be an benimkiyle birleştirmesi, kadınlığımı hoyratça doldurması, bu sertlik... Soluğumu kesiyordu ama ben durmasın istiyordum. Bitmesin, sona ermesin istiyordum. Altında arzudan çıldırırken adını istekle sayıkladım. "İvan," nefes nefese ona bakıyor, kollarıma davet ediyordum. "Öp beni."

Üzerimde durmaksızın kıpırdanırken eğildi ve ağzını aralayarak kurumuş dudaklarımı ağzının içine aldı. Dillerimiz çarpıştığında kollarımı boynuna dolamış ve ağzımı açarak ona karşılık vermeye başlamıştım.

Bacaklarımı beline dolamış, tek elimi poposuna bastırarak içime ittirmiştim. "AH," gözlerimi sıkıca yumdum. "Çıldıracağım." Ağzına doğru bunları sayıkladığımda tekrar dudaklarına yapıştım ve vahşice öpüşüne vahşice karşılık verdim. Az sonra dorukların misafiri olmuştum yeniden. Ben İvan'ın ağzının içine doğru inlerken o benden geri çekildi ve dudaklarını kulağıma yaklaştırdı. Patlamadan bir saniye önce, kulağıma eğilmiş ve ardından o da, bu muhteşem birleşimin bütün enerjisini içime bırakarak rahatlamış ve zar zor, boğukça fısıldamıştı. "Günaydın."

TUTSAKWhere stories live. Discover now