ALINTI

1.8K 184 108
                                    

Umudu kestiniz, biliyorum.

Nasıl bir açıklamayla toparlarım, bilmiyorum. 

Hayır, yazmayı bırakmadım.

Hayır, kitap olmayacak.

Sadece olmuyor bazen.

Bazen bir bölümü aylarca yazamıyorum. Bu yüzden de bitirmeden yüklemek istemiyorum. Öylesine yazıp bitirmek de istemiyorum. 

Yani?

Yazıyorum ve bekleyenler için bir alıntı getirdim. 

Biter bitmez yükleyeceğim.

SÖZ!

*************

"Evimi bu şekilde görmeni istemezdim."

Kollarını bedenime daha sıkı doladı. Başımı kaldırıp yüzüne baktım. "Göründüğü kadar korkunç bir yer değil, yemin ederim değil. Bahçesi, avlusu... Dışı ayrı, içi ayrı güzel. Sadece biraz pislendi." İki eliyle yüzümü silerken gözyaşlarımın aktığını anladım, niyetim bu değildi. Burnumu çektim. "Bahçesi daha güzel, vintage tarzı mobilyalar var..." Duraksadım. "Kahve keyfimizi çoğunlukla orada yapardık. Bu ev o kadar güzeldi ki..." Devam edemedim. Yüzüm kasıldı, göğüs kafesim, içimde depremler olurcasına titremeye başladı ve yaşlar art ardına akmaya başladılar. "İvan..." İçimi çektim. "Biz çok mutluyduk."

Telaşım onun gözlerine çaresizlik olarak yansıyordu. Ne yapacağını bilmiyor, yanak kaslarını sıkıyor ve ara sıra akan yaşları elleriyle siliyordu. Telaşımı dindirmeye çalışıyordu ama kendisi daha da telaşlanıyordu.

"Fotoğraf..." Sesini temizledi. "Fotoğraflarınız var mı?"

Yüzüm aydınlandı, gözlerimdeki yaşlara rağmen. Gülümseyerek başımı salladım.

Arka cebimden fotoğrafı alıp ona uzattım.

Sağ tarafta annem duruyordu. Ortada abim, sol tarafta da ben vardım. Annemle abim gülümsüyordu ama benim suratım asıktı.

İvan fotoğrafı inceledi. "Bahçeniz mi?"

Başımı salladım ve yükselen hıçkırığı yuttum.

"Annene benzemiyorsun."

"O daha güzel."

"Da." Buna gülmüştüm.
(Evet)

"Annem yeni fotoğraf makinesi almıştı ve onu deniyorduk. Abim koşarak yanımıza geldi. İki güzelin arasında durduğu zaman dileği kabul olurmuş."

"Ne diledin ki?" Merakla sordum ve yüzümde bir gülümseme vardı. İltifatı çok hoşuma gitmişti.

"Boşver, zaten kabul olmayacak."

"Niye oğlum, az evvel öyle demiyor muydun?"

Abim başını anneme çevirdi. "Tamam, iki güzel dedim. Biri sensin, diğeri yok."

Abim iğrenç şakasına kahkahalarla gülerken, "Ali," diyen annem de gülüşünü bastıramıyordu.

"Tam bir geri zekâlısın abi." Geri zekâlı kısmını bastıra bastıra söylemiştim. Koluna birkaç kere vursam bile sinirim geçmemişti. Bazısı abiydi bazısı sadece gıcık!

"Otomatik çekimi ayarlamıştık. Abime bir tane patlatışım, gönlümü almak için beni öpüşü... Hepsinin de fotoğrafı var." Gözümden akan bir damla yaşı yanağımın ortasında yakaladı. "İyi ki fotoğraflar var."

"Diğerleri nerede?" Sesi kısıktı.

"Çatı katında. Gel."

**************************

Görüşmek üzere...

Çok özlem ve sevgiyle, Hamide. <3

TUTSAKWhere stories live. Discover now