6.BÖLÜM:"Gardiyan"

262 15 5
                                    

Kızlar yurdunun uyandırma zili çalmadan 2 saat önce ben çoktan ayaktaydım ve çoktan gardiyanlığım için gerekli olan malzeme ve özel formayı alıp hazırlanmıştım bile.  Bana verilen malzemeler arasında Artemis denilen ve bu akademinin kuruluşundan beri sadece bayan gardiyanlar tarafından kullanılan ve nesilden nesle aktarılan bir silah bulunuyordu. Bu silah uzun ve çok güzeldi. Bir kere gümüşten yapılmıştı ve çok ağırdı. Bir asa gibiydi. Bu uzun asanın üzerinde yaklaşık 20 cm aralıklarla küçük yarasa kanatlarının uçuca eklenmesiyle oluşturulmuş çemberler vardı. Ve kolay taşınabilmesi için küçülebilyordu. Ayrıca saldırı şiddetine göre boyu da değiştirilebiliyordu. Yalnız bunu kullanmak için şartlar da vardı. Birincisi, bunu zorda kalmadığın sürece kesinlikle kullanma. İkincisi, savaşmak için değil kendini korumak ve savunmak için kullan.

Artemisle beraber bir de "Gardiyanların Görevleri" adlı bir kitapçık verildi. İçinde bir sürü madde vardı ama hepsinin önemli olduğunu sanmıyorum. Zaten şu an sadece 3 tane maddeyi göz önüne alınması konusunda uyarıldım:

1- Kesinlikle Gündüz sınıfı ve gece sınıfı öğrencilerini birbirlerinden uzak tut ve Gündüz öğrencilerinin gece dışarı çıkmasına izin verme.

2-  Gerçekleri sadece kendine sakla ve bu konuda yorum yapma.

3- Sakın ihanet etme ve olası bir sorun karşısında Akademiyi sonuna kadar savun. 

bir de not vardı:

Unutma sen özelsin. Ve bunun için seçildin.

Şüphesiz garipti. Ama  yapılacak bir şey yoktu. Er yada geç ne demek istediklerini anlayacaktım. Sonuçta daha önümde 4 yıl vardı. 

Saate baktım daha 06.30'du. Bu gün okulun resmi olarak derslere başlama günüydü.  Doğal olarak bayağı yoğun olacaktı.  "Erkenden orda olsam hiç bir şer kaybetmem heralde" diye düşündüm ve kapıya yöneldim." Dur biraz ne kapısı, neden merdivenlerle uğraşayım ki?" deyip pencereye yöneldim. 2 dakika sonra okulun değişim kapısındaydım.  Değişim kapısı Gece ve Gündüz öğrencilerinin ders saatleriyle orantılı olarak yer değiştirdikleri yani giriş çıkış yaptıkları -bizim için asıl tehlike yaratan bölgeymiş- kapıdır.  Normalde Gececiler saat 18.00'de okula girerler ve sabah 07.00'da okuldan çıkarlar. Gündüzcüler de bu saatlerde okula gelirler. Bu saatler içinde öğrencilerin boş vakitleri teneffüsleri ve serbest zamanları vardır. Ama her Sınıf (gece ve gündüz) kendi çıkış saatlerinde mutlaka yatakhanelerinde olmalıdır. Bizim görevimiz de bu düzeni sağlamaktır.

Bir kaç dakika sonra bir kaç kız öğrenci Değişim Kapısı'nın önüne geldi. Burada ne yaptıklarını soramadan arkamdan bir ses " Henüz açılış törenine fazla uzun zaman var neden buradasınız!" dedi. Arkamı dönünce o gün turnuva öncesinde alıştırma yaptığım çocuk olduğunu gördüm. Hemen Artemisi Birinci Boyutta açıp ( birinci boyut yarım metredir) "asıl sen burada ne yapıyorsun?" diye gürledim. O da- sanırım bu tepkiyi beklemiyordu-  hemen sağ kolundaki bandajı gösterdi. Bu bandajdan bende de vardı. Hemen sağ kolumu gösterdim. Demek ki ikimiz de gardiyan olmuştuk. (Pek üzüldüm sayılmaz çünkü daha önce onunla savaştım ve yükümü hafifletebilecek biri gibi görünüyor. Bu iyi.)  Çocuk hemen kenini tanıştırdı "Ben Çınar." Ben de  "Derin " dedim. kısa ve net.  Tanışma faslını sonraya da erteleyebilirdik şu an başetmemiz gereken Gündüz kızları vardı. Aniden başımı kızlara çevirdim ve "O haklı daha okulun başlamasına yarım saat var ve siz şu an burada dikiliyorsunuz. Bu heyecan ve acelenin nedenini öğrenebilir miyim acaba?" dedim sert bir şekilde.Kızlardan biri  şen şakrak bir şekilde" Tabi ki Rüzgarı bekliyoruz!" diye karşılık verdi. Önce normal bir şeymiş gibi dinlerken sonradan jeton düştü. Bu kızlar neden Ruzgar'ı bekliyorlardı! Yine sinirlenmeye başlamıştım ve dişlerimi sıkarak "O zaman daha çok beklemeniz gerekecek çünkü Rüzgar'ın gelmesine daha çok var ve bu süre içinde burada beklemenize izin vermeyeceğim."dedim ve Artemis'i sert bir şekilde sallayarak onu bir seviye daha büyttüm. Sonra onların önüne geçtim. Ama sanırım beni ciddiye almadılar. Ardından Çınar onlara öyle kötü bir şekilde baktı ki kızlar yavaş yavaş oradan uzaklaştılar." Bu çok iyi çocuğun hiçbir şey yapmasına gerek yok. Tek bir bakışla onları korkutup kaçırabiliyor. " diye düşündüm. Tam ona nereden geldiğini soracaktım ki zil çaldı. Birkaç dakika sonra Değişim Kapısının önü tamamen dolmuştu ve her yerden" Rüzgaaarrr, Doruuukk,Ceemm,Meerrrtt" gibi isimler yankılanmaya başladı. Amma sinir bozucu bir durumdu bu. İdarenin ve yöneticinin buna neden bu kadar önem gösterdiği şimdi belli olmuştu." Her günümüz böyle geçecekse eğer daha çok işimiz var demektir. " diye söylendim. Ordan Çınar "Ha...Ha...Haklısın" dedi. bu sırada da karşısındaki kızları sıralarında tutmaya çalışıyordu. Bense sadece Artemisi savuruyordum. Ama biraz sonra o kadar kalabalık oldu ki birinin gözünü çıkarmamak için Artemisi kaldırmak zorunda kaldım." Tanrım ne çok kız var ve hiç biri de laftan anlamıyorr" diye bağırdım. Bizim işimizi zorlaştıranlar 1. sınıflar değil diğerleriydi. Anladığım kadarıyla Gece Sınıfı öğrencilerini görmek istiyorlardı. ve bu yüzden sanki mağzalarda %70 indirim zamanlarında olduğu gibi bir izdiham vardı. Bu kadar çok olara sebep olan bu çocukları görmek istiyorum doğrusu. Biraz sonra Gececiler yatakhanelerine dönmek için okuldan çıktılar ve o anda kızları tutmak daha da zorlaştı. Bir an kim olduklarını görmek için başımı kaldırdım ve o anda başım döndü. Şaka yapmıyorum gerçekten yer ayaklarımın altından kaydı. Hepsi de o kadar güzellerdi ki insanın gözlerini üerlerinden ayıramaması doğaldı. Kızlar da benim gibi düşünüyor olmalıydılar ki üzerime daha da yüklenmeye başladılar. Sonunda o kadar ağırlaştılar ki onları tutamaz oldum ve tökezleyip dizlerimin üstüne düştüm. Tanrıya şükür ki kimse beni farketmemişti. Biri dışında. Biraz sonra omzumda bir el hissettim ve o tanıdık ve sıcak sesi duydum "Derin iyi misin? İlk günden kendini çok zorlama" diyen sese doğru döndüğümde Rüzgar'la gözgöze geldik.  Ve o anda Bir çok gözün bize baktığını fark ettim. Ve bu gözlerin kesinlikle iyi bir amacı yoktu. Bundan bayağı rahatsız olmuştum. Sonra Rüzgar" onları kafana takma"diyerek elimden tutup kalkmama yardım etti. Ve "Sonra görüşürüz" deyip oradan uzaklaştılar.  Biz de derse girdik. 

Birinci günün sonunda Yönetici tarafından çağırıldık. Yönetici'nin odasına girdik ve o an gözlerime inanamadım. Babam Yönetici koltuğunda oturmuştu ve gülümseyerek bize bakıyordu. Şok geçirmiştim. "Baba? S-Sen burada ne arıyorsun?" dedim bir süre etki eden tutukluktan sonra.  Bana," Sana süpriz yapmak istedim. Bundan sonra bu akademinin Yöneticisiyim."dedi.

Cross AkademisiWhere stories live. Discover now