3.BÖLÜM: "Gardiyanlık"

349 22 4
                                    

Daha okulların açılmasına 2 ay varken Rüzgar beni gardiyanlık için çalıştırmaya başladı. Hergün 2 saat boyunca koşuyoruz  ve ardından da bana katana (kılıç) ve ok dersleri veriyor.  Bu tempoyla çalışırsam gardiyan olacağıma yüze yüz eminim.  Bu çalışmalar bana her yönden yararlı oluyor. Bir kere disiplinli çalışmayı öğreniyorum. Dakikliği öğreniyorum. Akan zamanın geri gelmeyeceğini öğreniyorum. Savaşırken her saniyenin önemli olduğunu ve o saniyelerin neler kazandırdığını rakibe neler kaybettirdiğini öğreniyorum. Ayrıca bu zamanlarda Rüzgarla daha fazla vakit geçirme şansım oluyor. Ama sanki Rüzgar benden bir şeyler saklıyor gibi.  çalışmalarımızı genellikle geceleri yapıyoruz. Bunun benim görüş yeteneğimi artıracağını söylüyor. Belki bir bakıma haklı olabilir. Bu arada şu an akademide sadece ikimiz varmışız gibi görünüyor.  Aslında bundan rahatsız değilim. Çalışırken bizi rahatsız edecek kimse yok. 

                                         ***   BİR KAÇ HAFTA SONRA  ***

Akademi yavaş yavaş dolmaya başladı. Biz de çalışmalarımızı bitirmek üzereyiz. Katanayı oktan daha çok sevdiğim için genellikle onun üzerinde yoğunlaşıyorum. Şu an Rüzgarla karşılaşabilecek düzeydeyim ve  bu da benim gayet iyi olduğumun bir göstergesi. Bu arada Rüzgarı bir kaç kez yendiğimi gururla söylemek istiyorum. Bu süreç içinde bazı şeyler öğrendim  ve bu öğrendiğim şeyler beni üzmedi değil. Geçen akşam Rüzgar beni çalıştırırken bir kız yanımıza geldi. Gece sınıfı forması giyiyordu ve Rüzgar'a bayağı yakın davranıyordu. Tabi ki bu da benim canımı çok sıktı. Kız Rüzgar' a bir ilaçla ilgili şeyler sormaya başladı ve resmen Rüzgar'ın ağzının içine düştü.  Orada kıza bir şey söylememek için kendimi zor tuttum ve bu sinirle yumruklarımı sıktığım için tırnaklarım avcumu kesti. tam o sırada Rüzgarla kız aynı anda bana döndüler. İkisi de susmuş bana öylece bakıyorlardı. Sonra Rüzgar hemen beni kanayan elimden tutup revire götürdü.  Bayağı sakin ve bir o kadar da solgun görünüyordu. Ben de suratımı asmış hiç bir şey söylemiyordum. Ama içimden Rüzgara bağırıp çağırıyordum çünkü o kızla çok yakınlardı ve beyefendi beni yok sayıp tanıştırma zahmetine bile girmemişti.  Ben bunları düşünürken Rüzgar elimi temizleyip bandajlamıştı. Sonra bana ne oldu diye sordu. ben de yok birşey diyerek gözlerimi kaçırdım. Sonra bir kıkırdama duydum ve bir hışımla Rüzgar'a döndüm. Sırıtarak bana bakıyordu ve bu beni daha da çok sinirlendirdi. Sinirimden kıpkırmızı kesildim ve gözlerimi kocaman açıp" bir de bana ne olduğunu mu soruyorsun ! Cidden hiçbir şey anlamıyorsun Rüzgar" diye ona bağırdım. Sonra tam revirden çıkarken Rüzgar "ne oldu şimdi neden böyle davranıyorsun bana?" diye sordu ben de "  beni orada sap gibi bırakmana neden olan o kızın kim olduğunu öğrenebilir miyim ?" dedim.  "haa olay anlaşıldı" dedi. " o benim sınıf arkadaşım" dedi. Biraz rahatlamış gibi oldum ama tam o anda kafamda şimşekler çaktı. Rüzgar Gece Sınıfına gidiyordu. Yani bu bizim aynı zamanlarda olamayacağımızı ve dahası onu bütün bir lise zamanım boyunca göremeyeceğim anlamına geliyordu. cidden şok geçirmiştim Rüzgar bana daha önce böyle bir şeyden bahsetmemişti. Ama bunun okul hayatımı mahvetmesine izin vermeyecektim bu kadar uğraşmıştım küçücük bir şey yüzünden hayallerim mahvolmazdı. Hemen bunu olumlu bir şeye dönüştürdüm. Bu benim motive kaynağımdı. Eğer gardiyan olursam onunla her zaman görüşebilirdim.

NOT: Okuduğunuz için teşekkürler yorum ve beğenilerinizi bekliyorum :D 

Cross AkademisiWhere stories live. Discover now