4.BÖLÜM:"Sınav"

306 19 2
                                    

Sınav yarın. Şu an öyle iyiyim ki  Rüzgar'ı gözüm kapalı bile yenebilirim.  O geceki olaydan sonra daha çok çalışmaya ve kimseye acımamamaya başladım. Rüzgar'a bile. Hatta bir kaç kez onu yaraladığım bile olmuştu. ama bunu bilerek yapmamışım. Sadece biraz fazla sert kılıç sallıyordum o kadar. Yalnız garip olan bir şey var. Rüzgan onu yaraladığım zamanlarda hiç bir tepkide bulunmuyor, hatta onun yarasına bakmama bile izin vermiyordu.  Nedenini merak ediyordum ama açıkçası umursamıyordum. Çünkü  benimle katana ya da ok dışında hiç bir konuda konuşmuyordu. Ve gece sınıfındaki bütün arkadaşlarının gelmiş olmasına rağmen onlarla hiç konuşmuyor konuşsa bile bu konuşmaları kısa sürüyordu. Bu benim "acaba ona fazla mı baskı uyguluyorum?" diye düşünmeme neden oluyordu. Ama kendimi sorguladığım zaman açıkça bir şekilde baskı da yapmıyordum. Belki o zamanki davranışım onu biraz kırmış olabilir. Bunu şu an düşündüm ve galiba ona çok sert davrandım.  En iyisi gidip ondan özür dileyeyim. Sonuçta o benim için değerli ve benim için çok fazla uğraşıyor.

Bugün Rüzgar son bir defa çalışmak için yanıma geldi. Ben de bu gece akademinin korusundaki gölette  buluşmayı teklif ettim. Eğer bu gün özür dilemezsem yarınki sınavda başarılı olamam. Belirlediğimiz saatte Rüzgar beni göletin başındaki çardakta bekliyordu. Hiç uzatmadan direk konuy girdim:

"Rüzgar, uzatmadan konuya girmek istiyorum. O gece o kızla çok yakın olduğun için sana biraz kızdım ve kırıldım. Bu yüzden sana  günlerce kapris yaptım hatta seni yaraladım.   Çok kötü hissediyorum... Özür dilerim."

Rüzgar: " Derin sen neden bahsediyorsun ? orada suç bendeydi. Sana kabalık ettim. Ayrıca sana Gece Sınıfından olduğumu da söylememiştim. Bunca seneden beri sırf benimle aynı okulda okumak için çabalamana rağmen ben sana gerçekleri anlatmadım.  Asıl ben senden özür dilemeliyim. Ve bugün sen beni çağırmasaydın ben seni çağıracaktım ve özür dileyecektim. " dedi ve bana bir kutu uzattı. Üzerinde garip bir işaret verdı. "Bu da ne?" diye sordum bana açmam için bir işaret yaptı. Kutuyu açtığımda içinde kalp şeklinde bir madalyon vardı. Madalyonun içi açılıyordu ve içinde de ikimizin  ortaokula başlarken çektirdiğimiz bir resmimiz vardı.  Çok güzeldi. Bana "hem bir özür hediyesi hem de sınavda şans getirmesi için bir totem olarak kabul et "dedi. Çok mutlu olmuştum. Şimdi sınavı kaznabilirdim.

                                         ...ERTESİ GÜN...

"Aysu BİLGİÇ ve Canan  GÜLER turnuva salonuna bekleniyorsunuz!" diye anonslar yapılırken sıra gittikçe bana yaklaşıyordu.  Elemeler, uzmanlık alanları aynı olan iki kişinin sahte silahlarla dövüştürülmesiyle yapılıyordu. ve en sona kalan kız ve erkekten oluşan 2 kişi gardiyan olarak seçiliyor ve 4 yıl boyunca da gardiyan olrak kalıyordu. Bu yüzden gardiyanlar 1. sınıftan ve Gündüz sınıfından seçiliyordu. 

Sıranın bana gelmisenden önce Çınar adında bir çocukla alıştırma yaptım. Çocuk gerçekten iyiydi ve eğer anaons yapılmasaydı yaralanabilirdim. Kılıcı tahtadan bile olsa sert sallamasından dolayı çok keskindi. Neden bu kadar sert davradığını da anlamış değilim. Ama şundan eminim bu çocuk kesinlikle gardiyan olabilecek kapasitede ve çok güçlü. Acımasız olması da  onun çok daha iyi bir rakip olmasını sağlıyor.  Anons yapıld demiştim. Evet beni çağırdılar. Gizem adında bir kızla karşıkarşıyaydım ve kızı bir solukta yere serdim. yani finale kaldım. Çok mutluyum.

Finallere ben ve  Aslı adında biri kaldı. Finallerde şartlar çok daha zordu.  Bir daire içinde yapılan karşılaşma bu sefer  çok daha ağır bir katanayla yapıldı. Sadece iki kural vardı. Rakibini etkisiz hale getir yada onu dairenin sınırları dışına çıkar.  

Başlama düdüğü çaldı.  O anda aklımda Rüzgar'ın sesi yankılandı:" sakin ol ve sakın acele etme sadece rakibini izle ve ona göre akıllıca hamleler yap. " 

Ben de öyle yaptım. Kız benden saldırmamı bekliyordu. Ama boşuna beklediğini öğrendiği zaman atak yaptı. Tahtadan katanayı tam karnıma doğru savurdu. İçimden  " işte bunu yapmamalıydın kızım!" deyip katanasına karşılık verdim. Sanırım bunu beklemiyordu ki hemen kenara çekildi ve o anda belirlenen sınırın dışına çıktı. Ve... Bitiş düdüğü çaldı ve bu da demek oluyodu ki  yeni kız gardiyan bendim.

Öyle mutluyum ki o an nasıl bir tepki verdiğimi bile hatırlamıyorum.  Tek hatırladığım bahçeye çıktığım, hoparlörlerden yükselen "Yeni gardiyanlarımız Derin KURAN ve Çınar GÜÇLÜ" anonsu ile Rüzgar'ın gelip bana sarılmasıydı.  Çok mutluydum ve totemim işe yaramıştı. Refleks olarak elimi boynuma götürdüm ama madalyonum orada yoktu. 

MADALYONUM ORADA YOKTU!!!

Cross AkademisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin