1.BÖLÜM:"Cross Akademisi"

1.4K 26 5
                                    

Hava her zamanki gibi yağmurluydu, her zamanki gibi okulun korusundaki büyük çınar ağacının dalında oturuyordum.  Hayatım güzel ama sıkıcıydı. Hiçbir olağandışılık yoktu.  Okuduğum kitaplarda hep vampirler, canavarlar, kurtadamalar, periler gibi garip yaratıklar  ve bu yaratıklara aşık olan kızlar ya da bu yaratıkların saldırısına uğramış şehirler ve o şehirleri kurtarmaya çalışan "kahramanlar" olurdu. Ya da psikopat bir adamın işlediği cinayetler etrafında dönen olaylar. Ve ben her seferinde "Ben de böyle bir hayat istiyorum!"  derdim. Hala da diyorum.  Ama bu düşüncelerimi içimde yaşamak zorundayım. Ben şehrimdeki en iyi ortaokullardan birine gidiyorum ve burdan sonra ülkenin en iyi liselerinden birine gitmem gerekiyor.  Dershanedeki ve günlük hayatımdaki bir çok arkadaşım benim yerimde olmak istiyor, "Derin sen gerçekten çok şanslısın etrafında bir sürü başarılı insan var seni acayip kıskanıyorum" diyorlar. Cidden çok aptallar. tek yapmaları gereken Ç-A-L-I-Ş-M-A-K.  Aslında ben de bundan o kadar da rahatsız olmuyorum.  Ama insan ailesine bir kere ülke birinciliği getirdi mi hem ailesi hem de öğretmenleri tepesinden inmiyor.  Aslında benim başarılı olmak istememin asıl amacı  ne ailemi ne öğretmenlerimi mutlu etmek. Diğer insanların da övgülerini istemiyorum.  benim istediğim tek şey Amerika'daki ünlü Cross Akademisi'ne gidebilmek.  Oradan dünyanın en iyi bilim adamları, en ünlü yazılım şirketlerinin kurucuları, oyuncular müzisyenler, yazarlar ve daha insanlığın değer verdiği bir çok insan mezun olmuş. Bu da orayı ulaşılmaz bir lise yapıyor.  Ama asıl önemli olan orada benim için çok değerli birinin okuyor olması.  Bahsettiğim kişi benim çocukluk arkadaşım Rüzgar.  Geçen sene Cross Akademisine 3. olarak girdi. O zamana kadar hep beraberdik.O beni anlayan tek kişiydi. Ona her şeyi anlatabiliyordum.  Masal kahramanlarının hayatlarını yaşamak istediğimi ve daha birçok hayalimi anlatabiliyordum. O da beni sessizce ve gülümseyerek dinliyordu.  Söylediklerimi dikkate alıyordu. En önemlisi benimle dalga geçmiyor ve beni bir şeye zorlamıyordu.  o gittikten sonra hislerimi anlatabileceğim kimse kalmadı.  Bu yüzden o zamandan beri her teneffüs bu ağacın dalında oturuyorum.  çünkü bu ağaç bana onu hatırlatıyor.

NOT: Bu benim ilk yazım umarım beğinirsiniz :D

Cross AkademisiWhere stories live. Discover now